İnsanlık, demokrasi deneyiminde -teknolojinin aksine- hep ileriye gitmiyor. Gerileyen demokrasilerde siyasi tablo can sıkıcı: çoğulculuk alerjisi, özgürlük korkusu, medyaya baskı, eleştiriye karşı siyasal hiddet… Eşzamanlı olarak ekonomik eşitsizliğin artışı; piyasalarda dar çıkar gruplarına göre düzenlemeler; gençlerin iş dünyasına girişte ayrıcalıklı gruplar duvarına çarpması; zayıflayan demokratik ortamdan ilk olarak etkilenen kadın hakları; şiddetin siyasi dile hakim olması; kitleselleşen siyasal yalanlar; insanlığı aşağıya çekilen kalabalıklar; sessizliğin şiddetiyle duyarsızlaşmış, donuk veya satılmış ruhlar… Fakat buyurgan siyasetçilerin hesapları her zaman tutmuyor.
Bunlar, demokrasinin zor dönemlerinde dünyanın her yerinde yaşanan ortak deneyimler. İlerici ve demokrat bireylerin yaşamı kararabiliyor bu dönemlerde. Tabii tarih durmuyor, değişim devam ediyor. Bireysel özgürlüklerin ateşi ile kolektif eylemlerin toplumsal ısısı yeni siyasal enerjiler yaratabiliyor.
Stratejik tercih, her zaman daha üstün nitelikli bir hukuk devleti ve özgürlüklerle yaratıcılığın dans ettiği bir demokrasi şöleni… Sosyal özgürlüklerle ateşlenen bir ekonomik ve teknolojik yaratıcılık ülkesi olma ideali. Taktik olarak ise, zor dönemlerden geçerken son zamanların deneyimleri özellikle gençler için bir mücadele rehberine içerik sağlayabiliyor. Gezi hareketi öncesi blogumda yayınladığım listeyi tekrardan paylaşma zamanı geldi. Sürekli güncellenmek üzere, açık kaynaklı ve özgür belge standardında kaydetmiştim zaten.
21. Yüzyılda Gençler İçin Demokrasinin Zor Dönemlerinde Hayatta Kalma Ve Mücadele Rehberi
• Umut ve direncinizi koruyun: umut direncin itici gücüdür. Uğruna çalışılan amaçlara inancı yitirmeyin.
• Olumluluğu ve mizahı çoğaltın: çevrenizdeki insanlara da bu etkinizi yayın. Bunun yolu, günlük yaşamınız sürerken temas kurduğunuz ve şöyle ya da böyle bu konuları konuştuğunuz kişilerle sohbetlerinizde umut ve inancınızı onlara aktarmaktır. Olumlu duygular da olumsuzlar kadar güçlü ve bulaşıcıdır. Olumluluğun gücünü kullanın. En kötü şartlarda dahi mizahı elden bırakmayın. Mizah buyurganlara karşı en etkili güçtür.
• Kampanya düzenlemeyi öğrenin: Günümüzde kampanya yapmak için siyasetçi ya da sivil toplum yöneticisi olmanıza gerek yok. Eğer bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri ve mevcut siyasi partilerin çalışmalarında konunuzu etkili biçimde aktaramayacağınızı düşünüyorsanız, iletişim kapasitenizi kullanarak bunu bizzat yapabilir ve önemli değişimlere bile yol açabilirsiniz. Ev ev, semt semt kampanyalarla, sosyal medya veya “change.org” benzeri internet siteleri eşzamanlı kullanılabilecek iletişim araçları artık.
• Demokrasi dayanışması: Demokrasinin derinleşmesi için çalışan diğer kesimlerle dayanışma içinde olun. Fikir ayrılıklarınız olsa dahi zor dönemlerde bu dayanışma kaçınılmaz ve verimli olur. Otoriter sistemler ve siyasi hareketlerin önemli bir özelliği, muhalif gruplar arasındaki fikir ayrılıklarını değişik araçlarla belirginleştirerek onları ayrıştırmak, zayıflatmaktır. Dayanışma coğrafyanızı geniş tutun: yerel, ulusal ve uluslararası örgütlerle bağlarınızı güçlendirin.
• Dünyayı kurtarmadan önce kendinizi kurtarın: Demokrasinin zor dönemlerinde bu mücadeleye önce yakın çevrenizdeki sorunları çözerek başlayın. Eğitim düzeyi düşüklüğünün birçok sorunun anası olduğunu düşünüyorsanız, bu alanda çalışan bir sivil toplum girişiminde gönüllü ders verin, katkı sağlayın. Hiç bir şey yapamazsanız, yaşadığınız mahalle ya da çevrede derslerinde desteğinize ihtiyaç duyan bir ya da bir kaç çocuğa ders verin; destek olun.
• Çabuk sonuçlar ve geçici etkilerden uzak durun: Mücadeleye katkınızda duygusal, kısa vadeli olarak çözüm gibi görünen çabuk formüllerden uzak durun. Unutmayın, değişim zaman ister; alışkanlıklarımızdan daha fazla hiç bir şeyin kölesi olamayız. Bu da bizi bir miktar muhafazakar yapar. Değişime zaman verin ama o zamanı küçük alanlarda büyük değişimlerle kurun. Vazgeçmeyin!
• Yaşam felsefeniz olsun: Zaman içinde deneyim ve bilgi ile artan, kıvam alan ve aynı zamanda da daima güncel kalan bir vizyonunuz, idealleriniz olması sizi mücadelenizde güçlü kılar. Bu vizyon bireyin edineceği mevkiler ve kazanacağı para odaklı değildir. Dünyaya gelmenizin bir amacı olduğunu keşfedin. O amacın size nasıl bir yolculuk sunabileceğini ve onunla yaşadığınız dönemde neleri değiştirebileceğiniz üzerine daha sık düşünün.
• Merak edin, araştırın: İlericiliğin en önemli koşullarından biri “merak” olmalı. Konuları kaynaklardan araştırın. Meselenin uluslararası boyutlarını, başka ülkelerdeki uygulama ve sonuçlarını araştırın. Soru sorun, otoriteyi ve bilgi kaynaklarını daima sorgulayın. Bu, size, daha nesnel bakmayı ve analizlerinizde hata payını azaltmayı doğal olarak öğretecektir.
• Sizinle aynı fikri taşımayanları izleyin ve dinleyin: Azınlıkta olan, umudunu kaybeden, hayal kırıklığına uğrayan kişi ve grupların dönem dönem yaptığı gibi içe kapanma veya yok sayma hatasına düşmeyin. Tam tersine insanlarla konuşun, anlamaya çalışın. İnternetin sunduğu imkanları kullanarak değişik kesimlerde tartışılanları anlayın. Bunu anlamadan meselenize sahip çıkabilmeniz çok zordur.
• Karşısında mücadele ettiğiniz sistemi iyi tanıyın: Neye karşı mücadele verdiğini bilmeyen asla başarılı olamaz. Karşınızdaki grubun özelliklerini, nasıl örgütlendiklerini öğrenin. İlkesel olarak doğru bulduğunuz yöntemleri uyarlayarak kullanın, kendinize aktarın.
• Somut çalışmalara dayanarak konuşun: Demokrasinin zor zamanlarında baskı altında daha da azalan özgür medya kanallarına basın bildirileri ile erişmek yetersiz ve verimsiz oluyor. Basın bildirisi yerine etkili işler yapmaya ve teknolojiyi kullanmaya öncelik verin.
• Sürdürülebilirlik koşulunu gözetin: Mücadele alanınızda yaptığınız, başlattığınız her şeyde disiplinle sürdürülebilirliğe dikkat edin. Bugün başlayıp bir kaç ay sonra son bulan yayınlar, toplantı serileri ya da başka işler sizi yoracağı gibi mücadelenizi de yıpratır.
• Başkalarının deneyimlerini kendinize aktarmayı öğrenin: Tarih okuyarak ya da sizden farklı deneyimlere sahip kişilerle konuşarak onların başarı ve hatalarından ders çıkarın. Eleştirdiğiniz hataların ve sistemlerin tekrarı olmayın. Bu çok önemli; lütfen “onlardan” biri haline gelmeyin.
• Siyasetle değil, siyasetlerle ilgilenin: Günlük siyasetin seline kapılıp asıl gündemi yitirmeyin, yitirtmeyin. Çözüme yönelik somut siyasetlerle uğraşarak bu alanları derinleştirin. Geriye bunlar kalacaktır. Siyaset de, gelecek de somut çözümler üzerinde yükselir. İnsanlarla değil konularla ilgilenmeyi ilke haline getirin. Takım kültürünü iyi özümseyin. Ortak bir mücadele için mümkün olan sınırlarda sahiplenebileceğiniz kişileri seçin ve seçtiklerinizi sahiplenin. Siyasette kariyerci olmayın, değerlerinizi her şeyin önünde tutun.
• Çoğalarak büyüyün: Demokrasinin zor zamanlarında zaten daralmış olan alanda beraber mücadele edeceğiniz kişi sayısını ve niteliğini çoğaltmaya odaklanın; bu alandaki bölünme ve gruplaşmaları çoğaltmaya değil.
• Bu liste eksik; tartışın, geliştirin : . . .
Kader Sevinç
CHP Avrupa Birliği Temsilcisi
kader.sevinc@chp.org.tr