Çetin Düzce – İstanbul Çevre Sorunları ve Çözümü

Çetin DÜZCE
İktisatçı
cetinduzce@hotmail.com

Çevre sorunları, insanın yaşamla ilgili etkinliklerinden kaynaklanmaktadır. İstanbul’un nüfusu yaklaşık 16 milyon kişidir. Dünyanın en kalabalık kentlerinden biri olan İstanbul’un nüfusunun hızlı artması eğitim, sağlık trafik, çevre, konut, istihdam, asayiş gibi sorunları beraberinde getirmektedir. Fazla nüfusun varlığı, dolaylı olarak fazla çevre sorunu demektir. Bu sorunların başında gelen ise trafik sorunu olmaktadır. Bu durum ise İstanbul için yıllardır adeta bir kangren olarak devam etmektedir.

İBB verilerine göre hafta içi akşam iş çıkışı saatlerinde trafik yoğunluğu yüzde 70’lere çıktığı, hatta bazen yüzde 80 civarlarına vardığıda oluyor. Bu sebeple trafikte, saatte 10 kilometre hızla gidince, yüzde 50 ile 100 oranında daha fazla yakıt tüketiliyor. Bu da hava kirliliğine neden oluyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 7 milyon insan, hava kirliliği nedeniyle, erken ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Uzmanlara göre hava kirliliğinin temel nedenleri arasında da ulaşım yer alıyor. TÜİK verilerine göre, İstanbul’da 2024 yılı sonu itibariyle trafiğe kayıtlı toplam 5 milyon 800 bin araç bulunduğu yetkililerce söylenmektedir. Her geçen gün trafiğe katılan yeni araçlarla birlikte hava kirliliği riski de artıyor.

Araç yoğunluğunun, trafikte birikimlerin, dizel araçların şehir içerisindeki varlığının hava kirliliğine neden olduğunu bir gerçektir. Ulaşım kaynaklı hava kirliliği değerinin İstanbul’da son 21 yılda giderek artan en önemli faktör olduğu ve bunun, oransal olarak yüzde 45-50’lere dayandığı ve ciddi şekilde hissedildiği görülmektedir.

Ulaşım kaynaklı hava kirliliğinin en fazla olduğu metropol İstanbul’da toplu taşıma sitemi acilen geliştirilmeli. Dizel araçların egzozundan çıkan PM 2.5 denilen kirletici var. Bu kirleticiler solunum yoluyla insan ciğerlerine ulaşıyor ve yılda 7 milyon insanın ölümüne neden olabiliyor. İstanbul gibi şehirlerde, acil bisiklet ve yürünebilir yollar, toplu taşıma sistemi yatırımlarının acilen yapılması gerekiyor. Dur-kalk trafikte hava kirliliği, yüzde 30’un üzerinde artıyor. İstanbul trafiğinde yüzde 30 oranında atmosfere sera gazı salınımı oluyor. Dizel araçlar ise PM 2.5 ve PM 10 salgılıyor.

Havaların soğumaya başlamasıyla, ısınma kaynaklı kirliliğin de artabileceği açıktır.Bir insan günde 14-16 bin litre hava soluyor. Öte yandan 3 temel kirletici kaynağımız var: Birincisi ulaşım, ikincisi sanayi, üçüncüsü ise ısınmada kullanılan yakıtlar. Isınmada kullanılan yakıt miktarının artması, hava kirliliğinde yüzde 30’la 40 oranında artış demektir. Yapılan son çalışmalar, hava kirliliğinin sperm kalitesini ve doğurganlığı olumsuz etkilediğini, ayrıca partikül maddelerin anne karnındaki bebeği bile etkilediğini göstermektedir

Sonuç olarak; trafik sorunun ortaya çıkarmış olduğu sağlık maliyetinin yanında harcanan akaryakıt ve bunun yanında kaybedilen zamandan dolayı iş zamanaı kaybı yani sosyoekonomik kayıpların meydana geldiği açıktır. Bunun yanısıra toplumsal psikolojiye de negatif katkı veren İstanbul’un trafik sorunun yarattığı ve oluşturduğu maliyetler söz konusudur. Bunların ülkenin ekonomisine çok büyük bir maliyet getirdiği de ortadadır.

Bu durum, karşı karşıya kalmış olduğumuz bir gerçeklik olarak acil çözüm beklemektedir. Özellikle toplu taşımaya ağırlık vermek ve toplu taşıma ile seyahati özendirmek için gerekli çalışmaların yapılması ve metro, metrobüs başlangıç noktalarının yanına ücretsiz katlı ve açık otoparkların yapılması ile sürücülerin araçlarını bu otoparklara bırakarak toplu taşıma araçlarını kullanmalarını teşvik etmek gerekiyor. Öte yandan İstanbul’un tüm bu sorunlarının çözümünü yerel yönetimin tek başına gerçekleştiremeyeceği ve merkezi otoritenin yerel yönetimle işbirliği yapması gerektiği de ortadadır.