CHP’nin 1969 Seçim Bildirgesi Üzerinden Düzen Değişikliği Programının Felsefi, Siyasal ve Toplumsal Değerlendirmesi

Uğur TUNÇAY                İnşaat Mühendisi            Siyaset Bilimci ugurtuncay1960@yahoo.com

Bu makale, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 1969 Seçim Bildirgesi’nde ilan edilen “Düzen Değişikliği Programı”nı tarihsel bağlamı, felsefi dayanakları, siyasal konumlanışı ve toplumsal etkileri çerçevesinde incelemektedir.

Programın zamanına uygunluğu ve günümüze olan yansımaları, sosyal demokrasi literatürüyle ilişkili biçimde değerlendirilmektedir.1969 yılında CHP tarafından kamuoyuna sunulan Seçim Bildirgesi, partinin tarihindeki en dönüşümcü belgelerden biri olarak kabul edilir. “İnsanca Bir Düzen Kurmak İçin Halktan Yetki İstiyoruz” sloganıyla sunulan bu bildirge, bir siyasi programdan öte, sistemsel bir yeniden yapılanma çağrısı niteliği taşır. Bu bildirge, özellikle Ortanın Solu söylemiyle ivme kazanan sosyal demokrat dönüşümün bir kilometre taşı olmuştur.

  1. Tarihsel Bağlam: 1960’lı Yılların Siyasal ve Toplumsal Yapısı

1960 askeri müdahalesinin ardından 1961 Anayasasıyla tanınan demokratik ortam, siyasal partilere daha geniş bir toplumsal tabanla buluşma imkanı sunmuştur. Ekonomik olarak Türkiye, planlı kalkınma döneminin ikinci evresine girmiş, Devlet Planlama Teşkilatı yoluyla sanayileşme ve tarımda modernleşme hedeflenmiştir. Toplumsal yapıda köyden kente göç hız kazanmış; kentleşme, gecekondu olgusu ve işçi sınıfının büyümesi gibi yeni dinamikler belirmiştir. Bu ortamda CHP, “Ortanın Solu” söylemiyle sosyal adalet ve halkçılığı merkeze alan yeni bir siyasal konum edinmiştir.

  1. Düzen Değişikliği Programının Felsefi Temeli

Program, insan merkezli bir toplum düzeni tasavvur eder. Aydınlanmacı düşünceyle biçimlenen bu yaklaşım, bireyin ekonomik ve sosyal haklarla donatıldığı, devletin kamu yararı gözeterek hareket ettiği bir yapıyı öngörür. Bu yönüyle bildirge, bireyin özgürleşmesini yalnız siyasal haklar düzeyinde değil, toplumsal ve ekonomik eşitlik ilkesi temelinde kavrar. Hukuk, eğitim ve yönetim alanlarında halk lehine reform talepleri, bu felsefi temelin somut yansımalarıdır. Ayrıca, bildirge kamucu bir planlama anlayışını savunarak, serbest piyasa dinamiklerine karşı dengeleyici bir kamu otoritesi tasavvur eder.

  1. Siyasal Yönelim: Reformist Sosyal Demokrasi

CHP’nin bildirgesi, radikal devrimci bir çağrıdan çok, parlamenter sistem içinde yapılacak yapısal reformlara dayanan bir sosyal demokrat program önerir. Sınıf çıkarlarını kabul eden ama sınıf savaşı önerisi getirmeyen bu anlayış, halkçı devlet anlayışıyla örtüşür. Programda yer alan “halkçı hukuk düzeni”, “insanca bir çalışma düzeni” ve “sosyal güvenlik düzeni” başlıkları, sosyal devletin temel direklerine atıf yapar. Bu çerçevede CHP, toplumsal refahın genişletilmesiyle birlikte, demokratikleşmenin ve katılımcılığın da derinleşmesini hedefler.

  1. Toplumsal Düzlemde Tutarlılık

Bildirge, köylü, işçi, öğrenci ve dar gelirli kesimler başta olmak üzere, toplumun geneline hitap eden bir içerik sunar. Doğu Anadolu’ya yönelik özgül başlık, bölgesel eşitsizliklerin tanındığını ve giderilmesi gerektiğini vurgular. Bu yaklaşım, kalkınmacı ama aynı zamanda eşitlikçi bir toplum vizyonuna işaret eder. Sosyal konut, eğitim, sağlık ve çalışma hayatı gibi temel kamu hizmetlerinde halkçılığın somut politik programlara dönüştüğü görülür. Ayrıca çevre düzeni ve doğal kaynaklara dair kamusal kontrol önerileri, dönemin koşullarında öngörülü bir çevresel bilinç taşımaktadır.

  1. Günümüz Açısından Değerlendirme

Aradan geçen 55 yıla rağmen bildirgede yer alan sorun alanları büyük ölçüde güncelliğini korumaktadır. Tarımda çöküş, sanayide dışa bağımlılık, eğitimde nitelik eşitsizliği, yargıya güven sorunu gibi başlıklar, bildirgenin zamanının ötesinde bir vizyon sunduğunu ortaya koyar. 2020’li yıllarda Türkiye’nin yeniden bir sosyal devlet inşasına ihtiyaç duyduğu koşullarda, 1969 programı yeniden değerlendirilmeye açıktır. Bu bağlamda, bildirge yalnızca tarihsel değil, aynı zamanda güncel bir referans metin olarak ele alınabilir. Ek olarak, iklim krizi, dijitalleşme ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi günümüzün temel meseleleri, bildirgenin ruhuyla uyumlu biçimde genişletilmiş yeni yorumlara imkan tanımaktadır.

Sonuç yerine

CHP’nin 1969 Seçim Bildirgesi, yalnızca tarihsel bir belge değil; toplumsal dönüşüm arayışlarına dayanan bir siyasal pusula niteliğindedir. Felsefi tutarlılığı, siyasal vizyonu ve toplumsal kapsayıcılığı ile bu bildirge, güncel siyaset için de önemli bir referans kaynağı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’nin yeniden demokratikleşme, sosyal adalet ve planlı kalkınma ekseninde bir gelecek inşa etme arayışı içinde olduğu bu dönemde, 1969 bildirgesi yeni kuşaklar için de öğretici ve yol gösterici bir kaynak olarak ele alınmalıdır. Sağ politikacılardan medet ummak yerine, bildirgede olduğu gibi; dönüşümcü ve halktan yana “Devrimci Reformist Bir Program” hazırlamak, neoliberalizme ve onların kurguladığı otoriter iktidarlara (Genişletilmiş Oligarşiye) karşı verilebilecek en doğru yanıt olacaktır.