Banksy-Peace-font-b-Art-b-font-Graffiti-font-b-Artist-b-font-Fabric-Poster-32

Vecdi Sayar – Barışı Kurmak Bir Sanattır

vecd 7 Haziran seçimleri sonrası ülkemizde yaşanan acı olaylara toplumumuzun büyük bir bölümü duyarsız kalmadı. Tepkilerini kamuoyu ile paylaşan gruplar içinde, sanatçıların ve medya mensuplarının ön saflarda yer alması şaşırtıcı değildi. Her ikisi de, ‘ehlileştirilmiş’ bir medya ve sanat ortamı isteyen siyasi iktidarın hedef aldığı toplum kesimleri arasında yer alıyordu.

Elbette, şu soru sorulabilir, bu tepkiler yeterli miydi? Örneğin, Levent Üzümcü, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan atılmasının ardından sanatçıların yeterli tepki göstermediğinden yakınıyordu bir röportajında. Elbette, sanatçıların bir kesimi için doğru bir saptama bu.  Suskun kalan kesim… Bir de, ‘Sarayın sanatçıları’ var.  Neyse ki, her döneme uyum sağlayan, kendi çıkarlarını herşeyin üzerinde gören bu kesim o kadar kalabalık değil. Saray davetlerine koşa koşa gitmekte mahzur görmeyen bu ‘sanatçı’lar –ki çoğunluğunu sanatçı değil, yorumcu olarak tanımlamak gerekir- bana Nazi Almanyası ya da Vichy dönemi Fransasındaki bazı sanatçıları ve yorumcuları anımsatıyor.

Ben işimi yapıyorum, gerisine karışmam” diyen bu arkadaşların kimler olduğunu biliyorsunuz zaten. Şu sıralar ana akım medyada sık sık sahne alan, düzenledikleri festivallere kamu desteği yağdırılan bu arkadaşlar, “gün bu gündür” deyip, keselerini doldurma derdinde. Ama, ne çare, çok ama çok yalnızlar. Ne toplum affedecek onları, ne de olup bitenlere kayıtsız kalmayan, tepki gösteren sanat camiasının büyük kesimi…

Taraf olmak

Sanatçılar (genel kabule uyarak en geniş anlamıyla kullanıyorum bu terimi), toplumun ‘rol modelleri’  arasında her zaman ön saflarda olmuştur.  Sözleriyle, davranışlarıyla, giyim-kuşamlarıyla insanlara örnek olmuş, modalar yaratmışlardır. Bazı ‘rol modeller’in ömrü çok kısadır, ama bazıları tarihe mal olur. Zola, Sartre, Picasso, Chaplin  gibi sanatçıların, ülkelerinin kritik anlarında genel-geçer anlayışlara, resmi görüşlere boyun eğmeyip, tepki göstermeleri unutulabilir mi?

Nazi balolarına katılan, savaş çığırtkanlığı yapan sanatçılar, tarihin karanlık sayfalarında yerlerini alsalar da, kimseler anımsamıyor adlarını.

Bu çerçeveden bakıldığında, ülkemiz sanatçılarının önemli bir kesiminin toplumsal sorumluluk duygularını yitirmediğini ve teslim olmamakta direndiklerini söyleyebiliriz.

Kürt vtandaşlarımızın yoğunukla yaşadığı bölgelerde yaşanan çatışmalar, toplumun farklı kesimlerince farklı biçimlrde algılandı. Elbette, sanatçılar açısından da böyle oldu. Sahip oldukları ideolojik çerçeveden bakanlar olduğu kadsar, bu çerçeveyi  aşıp, ‘aklın yolu’nda buluşmayı önerenler de oldu. Şu ana dek, sanatçıların, yazarların dört  bildirisi açıklandı kamu oyuna.  Bir diğer bildiride ise, daha geniş kapsamda imzaların yanısıra, çok sayıda sanatçı ve yazarın imzaları yer alıyordu.

Barışı kurmak bir sanattır” diyordu, Bağımsız Sanatçılar İnsiyatifi’nin bildirisi. Buna bir ilave yapmak isterim: Barışı istemek de bir sanattır. Bunu söylememin nedeni, kendilerine Sanatçılar Birliği adını veren  bir grup sanatçının yazdığı ‘Barış çağrısı’nın tek yanlı, birlikten çok ayrımcılığı körükleyen söylemi.

‘Vatansever ‘ler

“Türkiye’nin vatansever sanatçıları olarak bu cennet vatanı dağ eşkıyalarına ve düşman kuvvetlerine bırakmayacağımızı duyuruyoruz…Vatanımızı böldürtmeyeceğiz! Millet-Ordu el ele vatanımızı sonuna kadar savunacağız!” türünden söylemler içeren bu bildiri, kadın orkestra şefimiz İnci Özdil tarafından açıklandı kamuoyuna. Şu an ihtiyacımız olan ‘Barış çağrısı’nın bu olduğu konusunda ciddi kuşkularım var.

Açılım sürecini lanetliyoruz”, “Mecliste terörist istemiyoruz” gibi, MHP ve Vatan Partisi ile duygudaşlık vurguları içeren bildiride, “Türkiye Sanatçılar Birliği olarak, şanlı ordumuz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, emniyet güçlerimizi ve korucularımızı vatan mücadelesindeki kararlılıklarından dolayı kutluyor, yürekten şükranlarımızı bir kez daha sunuyoruz” denilmekte. Orkestra şefi İnci Özdil’in açıkladığı bu bildiriye imza koyan sanatçıların isimleri

Barış Bloku

200 aydının 1 Eylül’de yaptığı çağrı ise, tek bir cümleden oluşuyordu : “Barış İstiyorum; Barış Blokunu destekliyorum”. Benim de imza koyduğum bu bildiride imzası olan sanatçılar arasında, Adalet Ağaoğlu,  Adnan Özyalçıner, Ahmet Ümit, Ara Güler, Aydın Çubukçu, Ayşenur Kolivar,  Barış Pirhasan, Burhan Şeşen, Cihat Aral, Ece Temelkuran, Emrah Serbes, Erol Mintaş, Ezel Akay, Füsun Demirel, Gaye Boralıoğlu, Genco Erkal, Görkem Yeltan, Harun Tekin, Haydar Ergülen, Hicri İzgören, Jaklin Çelik, Janset Paçal, Jülide Kural, Kadir İnanır, Lale Mansur, Latife Tekin, Mahir Günşıray, Müge İplikçi, Nehir Erdoğan, Neşe Yaşın, Orhan Alkaya, Oya Baydar, Özcan Yurdalan, Perihan Mağden, Feride Çiçekoğlu, Reis Çelik, Rıza Sönmez, Şanar Yurdatapan, Sema Kaygusuz, Sennur Sezer, Tevfik Taş, Turgut Yasalar, Vecdi Çıracıoğlu, Yasemin Göksu, Zeynep Tanbay gibi isimler var.

Bağımsız Sanatçılar

“Barışı kurmak bir sanattır” diye başlayan Bağımsız Sanatçılar İnsiyatifi’nin bildirisi, “…bu ülkeyi, bu coğrafyayı daha yaşanılır kılmak isteyen herkesi cana can katmaya, barış umudunu yeşertmeye çağırıyoruz!” dedikten sonra, “Bizler, sanatımızı barışın olduğu bir coğrafyada icra etmek istiyoruz. Şarkımıza, sözümüze, şiirimize, romanımıza, sinemamıza ağıtları değil umutları, mutlulukları katık etmeye çalışıyoruz…. Savaşın hükmünü sürdürmek isteyenlere itirazımız var!

Savaşı çare veya çözüm olarak sunanlara sesleniyoruz; bu coğrafyadan savaşlar, ölüm ve gözyaşları, ağıtlar hiç eksik olmadı. Savaş hiçbir derde derman olmadı. Savaştan çare üretmeye çalışmak çaresizliği daha da derinleştiriyor. Bu beyhude çabaya gencecik canları kurban etmekten bir an önce vazgeçin! …Barış umudunu sürdüren dostlara ve tüm kamuoyuna sesleniyoruz; biz sanatçılar, barışa dair en ufak umut kırıntılarının izinden gitmeye hazırız! Barış için atılacak her adımı desteklemeyi insani bir vazife olarak görüyoruz. Barışı kurmak bir sanattır ve biz bu sanatın izini sürmek için yola çıkıyoruz. Çok şey değil ihtiyacımız olanı, barışı istiyoruz!” diyen bildiride Ahmet Ümit, Ece Temelkuran, Jülide Kural gibi ‘200 aydın’ın bildirisinde de imzaları olan sanatçıların yanında, Emin Alper, Hüseyin Karabey, Kaan Müjdeci, Özcan Alper, Pelin Esmer, Deniz Akçay, Belma Baş  gibi yönetmenlerin, Komet, Hale Tenger, Osman Erden, Selda Asal, İpek Duben gibi görsel sanatçıların ve çok sayıda oyuncu ve müzisyenin imzası var.

Bildiriye imza veren oyuncular arasında, Aslı Şahin, Ayşen Gruda, Barış Atay, Bartu Küçükçağlayan, Can Başak, Damla Sönmez, Derya Durmaz, Devin Özgür Çınar, Emre Kınay, Engin Günaydın, Esra Bezen Bilgin, Fırat Tanış, Gonca Vuslateri, Haluk Bilginer, Hasibe Eren, Iraz Yöntem, İpek Bilgin, Janset, Mehmet Aslantuğ, Meltem Cumbul, Mert Fırat, Nadir Sarıbacak, Nejat İşler, Nergis Çorakçı, Nihal Koldaş, Ragıp Yavuz, Selçuk Yöntem, Serra Yılmaz, Tansu Biçer, Tilbe Saran, Tülay Günal, Tülin Özen, Vildan Atasever yer alıyor.

Müzik alanında ise farlı müzik türlerinden yaratıcı ve yorumcular var : Belkıs Akkale, Birsen Tezer, Burhan Şeşen, Cahit Berkay, Çiğdem Erken, Derya Köroğlu, Harun Tekin, Nejat Yavaşoğulları, Doğan Duru, Güvenç Dağüstün, Onur Akın, Hakan Vreskala, Suavi, Taner Öngür, Teoman, Mabel Matiz, Jehan Barbur, Zeynep Halvaşi, Tolga Sağ, Hüseyin Turan, Fazıl Say, Selen Gülün, Serenad Bağcan, Pervin Çakar, Grup Gündoğarken ve Kardeş Türküler elemanları…(İmzacılrın tam listelerini veremiyoruz, yerimiz kısıtlı olduğundan. Üstelik bir de, imzalamak istedikleri halde, bildiri önlerine gelmediği için imzalayamadığını belirten dostlar da var) .

İkili Çağrı

Bir başka bildiride ise, daha net bir çağrı ortaya konuyor ve savaşın iki tarafına da silah bırakma çağrısı yapılıyor. “Ülkemiz, hızla iç savaş ortamına sürüklenmektedir.  Bu yıkıcı süreci engelleyebilmek için, 1- Öncelikle ve derhal, PKK eylemlerine son vermeli, tek taraflı ateşkes ilan etmelidir. 2- Özellikle sivillerin büyük zarar gördüğü, ağır can kayıplarına yol açan ve kent merkezlerine kadar yayılan devlet operasyonları durdurulmalıdır.3- Müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için elverişli koşullar yaratılmalı, barış sürecinin önü açılmalıdır. Hiçbir mazeret, “ama, ancak” kelimeleriyle devam eden hiçbir açıklama için artık zaman ve sabır kalmamıştır” denilen bildirinin imzacıları arasında Orhan Alkaya, Barış Atay, Aydın Çubukçu, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Mahir Günşiray, Kadir İnanır, Akif Kurtuluş, Fazıl Say, Deniz Türkali gibi başka bildirilerde de imzaları olan ismlerin yanısıra, Üstün Akmen, Enver Aysever, Pelin Batu, Cengiz Bektaş, Gülsüm Cengiz, Defne Halman, Küçük İskender, Mahsun Kırmızıgül, Macit Koper, Tamer Levent, Yılmaz Odabaşı, Aslı Öngören, Levent Üzümcü’nün imzaları da yer alıyor.

Sanatçılar Girişimi

“Haziran seçimleri sonrasında ülkenin kanlı, karanlık bir uçuruma yuvarlanmasının baş sorumlusu sorumsuz cumhurbaşkanıdır” diye başlayan Sanatçılar Girişimi bildirisi,tüm güçleri elinde toplamayı hedefleyen Cumhurbaşkanını suçlayarak, “Kanlı, karanlık çatışma ortamının bir kez daha hortlatılmış olmasının yanı sıra bizleri yakından ilgilendiren sanat alanındaki yasa dışı baskı ve uygulamaların sorumluluğu da kuşkusuz ki bütün bu uygulamaların başlıca sorumlusu olan bu sorumsuz kişinin omuzlarındadır” denilmekte.

Sanatçılar Girişimi bildirisi şu sözlerle sona eriyor: “Bizler, Türkiye halkının, ulusumuzun birlik ve mutluluğunu, sorumsuzluğun diktasının değil demokrasinin sınırlarının olabildiğine genişletilmesini, düşünme ve yaratma özgürlüğünün sınırsızlığını savunan sanatçılar, ülkemiz için duyduğumuz büyük sorumluluğumuzla, aydın, aydınlanma, sanat ve sanatçı düşmanlığını her fırsatta dile getiren bu sorumsuz kişiye karşı, insan olma onurunu ve sorumluluğunu taşıyan herkesi, bütün kişi ve kurumları suskun kalmamaya, sorumsuz kişiye sorumluluklarını hatırlatmaya çağırıyoruz.”

Bu bildiride Ataol Behramoğlu, Orhan Aydın, Edip Akbayram, Rutky Aziz, Sunay Akın, Sunay Akın, Üstün Akmen, Alaattin Aksoy, Mehmet Aksoy, Muzaffer Akyol, Aytaç Arman, Hayati Asılyazıcı, Semir Aslanyürek, Engin Ayça, Kürşat Başar, Cezmi Baskın, Bedri Baykam, Nihat Behram, Metin Coşkun, Tuncer Cücenoğlu, İsa Çelik, Nevzat Çelik, Haluk Çetin, Meral Çetinkaya, Atilla Dorsay, Bilgesu Erenus, Mehmet Ergen, Altan Erkekli, Erdal Erzincan, , Müjdat Gezen, Altan Gördüm, Mehmet Güleryüz, Tarık Günersel, Hüseyin Haydar, Emin İgüs, Levent İnanır, Özdemir İnce, İlhan İrem, Ekrem Kahraman, Hidayet Karakuş, Bülent Kayabaş, Yıldız Kenter, Erol Keskin, Suna Keskin, Tuğrul Keskin, Arif Keskiner, Levent Kırca, Mine Kırıkkanat, Kemal Kocatürk, Nuri Kurtcebe, Orhan Kurtuldu, Mustafa Köz, Küçük İskender, Safiye Mine Erdurak, Zeynep Oral, Yılmaz Onay, Nedim Saban, Pınar Sağ, Vedat Sakman, Sali, Menderes Samancılar, Canan Sezenler, Osman Şahin, Cihat Tamer, Yavuz Top, Gülsen Tuncer, Yaman Tüzcet, Metin Uca, Engin Uludağ, Ersan Uysal, Erkut Uzelli, Hilmi Yarayıcı, Işık Yenersu imzalarının yanı sıra başka bildirilerde de adlarına rastladığımız Tarık Akan, Genco Erkal, Mert Fırat, Ferhan Şensoy, Burhan Şeşen, Nejat Yavaşoğulları gibi sanatçı dostların da  imzaları var.

Bildiriler, farklı tonlar, farklı bakış açıları içerise de, çoğunluk barış savunuculuğunda birleşiyor.  Evet, tek ses olamıyoruz, ama en azından ses çıkartmaktan korkmayan sanatçılarımızın çoğunlukta olduğunu söyleyebiliriz. Onları bu ülkenin geleceğinin güvencesi olarak selamlıyoruz.

*Vecdi Sayar,
Sanat Eleştirmeni,
vecdisayar@yahoo.com