CHP'NIN 34. OLAGAN KURULTAYI ICIN DELEGELER VE PARTILILER, ANKARA SPOR SALONU'NDAKI YERLERINI ALMAYA BASLADI. (ANADOLU AJANSI - CEM OZDEL) (20120717)

Sevil Becan – CHP‘de Değişim Rüzgarı Nereden, Ne Zaman Esecek?

sevil-becan 16-17 Ocak tarihinde, Ankara’da 35. Olağan Kurultay sonrası CHP’de beklenenler nelerdi? 940 ilçe ve 81 ilde kongrelerini tamamlayan, yeni kurultay delegelerini ve 46 ilde yeni il başkanlarını seçen CHP Ankara’ya hangi beklentilerle gelmişti?

Kurultay sonucunu belirleyecek delege yapısının Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren isimlerden oluştuğunu ileri sürenler, partide 1 Kasım seçimlerinden sonra başlatılacağı açıklanan ‘değişim ve yenilenme’ hareketinin, Kılıçdaroğlu’nun isteği ve iradesi çerçevesinde gerçekleşeceğini ileri sürüyordu.

Değişim ve yenilenmeyi kimileri tamamen genel merkezden beklerken, Murat Karayalçın gibi deneyimli siyasetçi liderliğindeki İstanbul örgütü değişip yenilenme konusunda kendi içinde çalışmalar yapmış ve İstanbul il kongresinde bu çalışmalarını il delegelerine sunmuştu. Amaç, CHP örgütünün yeniden yapılanmasına dönük olarak partinin her kademesinde duyulan ihtiyacın belirlenmesi ve çözüme yönelik katkıların parti içinde, ilçe ve il düzeyinde oluşturulmasıydı.

CHP İstanbul il örgütü neler yaptı?

Çeşitli ilçelerden deneyimli, “eski” ve “yeni”, çeşitli kademelerde görevler üstlenmiş parti yöneticileri, partili sivil toplum örgüt üyeleri, sendikacılar, emekçiler, CHP’de gözlemledikleri sorunlara ve bu sorunların demokratik yapı içinde çözümlerine yönelik olarak üç ayrı grup halinde dört ay boyunca eşzamanlı olarak çalışmış, tartışmış ve çözüm önerileri geliştirmişti. Bu üç grup, önce kendi gruplarının kapsamlı raporunu oluşturmuş, ardından kadın kollarının aynı yöndeki çalışmasını da dikkate alarak dört raporun özünü oluşturan CHP’de Yeni Örgütlenme Anlayışı ve Modeli başlığı altında bir sonuç raporu yayınlamıştı.

Tespitlerin pek çoğu tüm gruplarda ortaktı

Başta üyelik sistemi olmak üzere, üyelik hukuku oluşturulmasında, üyeler arasında iletişim ve dayanışma bağlarında, parti içi seçim ve adaylık süreçlerinde, seçim çalışmalarında üyeler ve toplumsal katmanların sürece doğrudan katılımının sağlanamamasında, parti içi demokrasinin ve disiplinin ilgili tüzük maddelerine rağmen işletilememesi konularında örgüt içinde sık sık dile getirilen sıkıntılar masaya yatırılıp nedenleri araştırıldı. Gruplar, tartışmalarını çoğulcu bir yöntemle yapmış, ortak çözüm önerilerinden farklı çözüm önerileri de azınlık görüşü olarak ayrıca belirtilmişti.

Raporun dört ana başlığından ilkini “sorumluluk ve haklar” ile “üyelik yapısı” oluşturmaktaydı. İkinci başlık altında yeni bir örgütlenme modeli ve yapısı, üçüncü bölümde parti içi seçimler ve önseçim ve son bölümde parti içi ve seçmenle iletişim maddeleri ele alınmaktaydı. Raporu hazırlayanların tümü, partinin gereksindiği örgütlenme anlayışını oluşturan ve temsile önem veren bu modelin; yıllardır konuşulan, üzerinde defalarca çalışılan konuların damıtıldığı, göz nuru ile dokunduğu bu modelin, CHP’yi tekrar Cumhuriyetin ve Halkın Partisi yapacağına inanarak İl kongresine gelmişlerdi. Her kongre döneminde tartışılan çarşaf-blok liste konusu, anahtar listeler, sabahlara kadar otel lobilerinde süren liste pazarlıkları ve arkasında bıraktığı kırılganlıklara çözümler üretilmek istenmekteydi.

Rapor, partinin parti içi (delegelerle) temsili demokrasi yerine, tüm etkin üyelerle sağlanacak, doğrudan demokrasiye geçmesini öneriyordu. Günümüz iletişim teknikleri doğrudan demokrasinin yolunu açmıştı. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Sosyal Demokrat Partilerde de benzer tartışmaların yaşanmakta olduğunu biliyoruz.
Rapor, her partilinin siyaset üretme, halkın beklentilerini daha iyi anlama ve çözüm üretme konularına odaklanmasını, vaktini ve enerjisini doğrudan bu noktalara harcamasını öneriyordu.

Bu rapor, İstanbul İl Kongresi’nde il delegelerinin görüşlerine sunulup, oy birliği ile delegeler tarafından kabul edildi. Fakat ne yazık ki, Ankara’da, Kurultay’da tartışılamadı.. Özlenen ve beklenen, değişim rüzgarının Kurultay’da esmesiydi. Değişim ve yenilenme talep ve önerileri örgüt tabanından gelip Genel Merkez tarafından desteklenerek tartışmaya açılabilse, tüzük çalışması için tüm partililerin benimseyeceği bir hareket, bir enerji ortaya çıkabilirdi. İşte tam da bu noktada o çok konuşulan ve sadece partililerin ve partiye gönül bağı olan seçmenlerin özlemle bekledikleri değişim başlayabilirdi.

Genel Başkanını geçerli oy verenlerin oybirliği ile seçen, parti üst yönetimini de değişim getirecek kişilerle besleyen delege davranışı, değişim isteğinin en belirgin işaretleridir. Yapısal değişiklikleri yapmadığı sürece CHP’nin, kurumsallaşma; halkçı ideolojisini kitlelere anladığı dil ve üslupla ulaştırıp onlara yeterince güven verme; katılımcı, birlikte üreten, yerel yönetimlerde halkın beklediği başarılara odaklanan, parti içi demokrasiyi işleten bir parti olabilmesi kolay olmayacaktır.

Bu Kurultay’ın yapısal değişikliklerin hayata geçirilmesine zaman ayıramaması, CHP kaptan gemisinin yelkenlerini açmasına ve tüm üyelerin ve CHP’ye umut bağlamış çok büyük halk kütlesinin beklediği değişim rüzgarını doldurmasına olanak vermemiştir.

Kurultayın yapıldığı günlerde ülkedeki başıboşluk ve tehlikeli gidiş, yapısal değişiklik konusunun Kurultay gündemine alınmasına engel olmuş olabilir. Biliyoruz ki ülkenin içinde bulunduğu koşullar Sosyal Demokrat (hem sosyal hem demokrat) bir partinin iktidarına elverişlidir. Bunun örneklerini Yunanistan’da, İspanya’da görüyoruz. Yapısal sorunlarını çözememiş olanların siyasi çözümler üretmesinin de zorlukları, bazı Avrupa ve Güney Amerika örneklerinde görülmektedir.

Yapısal değişiklikleri köklüce ele alarak hayata geçirmek için güçlü bir irade gerekmektedir. Umarız bu kurultay sonrası oluşacak yeni güçlü yönetim değişim ve yenilenme konusunda hazırlanmış yol haritalarına zaman ayıracak, kendisinden beklenen adımları hızlıca atacak, tüm üyelerin beklediği gibi sosyal demokrat sulara yelken açacaktır.

Sevil Becan,
CHP İstanbul Eski ARGE Üyesi,
sevil.becan@atuva.com