Sunuş

15 Temmuz gününden bu yana neredeyse yalnızca darbe girişiminden ve onun sonuçlarından kaynaklanan sorunlardan konuşuyoruz. Elinizdeki dergi de bu durumu yansıttı. Neredeyse tüm yazılar bu konuyla ilintili. Öyle ki, hepsi birbirinden değerli yazıları sıralamada sıkıntı çektik.

Gündemin dökümüne, Gamze Akkuş İlgezdi’nin 15 Temmuz’da aslında ne olduğunu konu edinen makalesiyle başlayıp Canan Kaftancıoğlu’nun OHAL sorununu ele alan ve Oğuz Oyan’ın AKP, MHP ve sağ örgütlenmelerle demokrasinin “bağdaşmazlığını” sergileyen yazıları ile devam ettik. AKP ile dini cemaatlerin siyasetle ilgisini konu alan Faik Bulut’un makalesini, 15 Temmuz’dan çıkış yolunu ve içinde bulunduğumuz durumun AKP ile doğrudan ilişkisini inceleyen Ercan Karakaş ve Erol Kızılelma’nın yazıları izledi.

Barışçı çözümü rafa kaldırılan Kürt Sorunu ve altı üstüne getirilen TSK, 15 Temmuz’dan en çok ve en olumsuz biçimde etkilenen süreç ve kurum. Bunları Ahmet Özer ve Ali Er yetkinlikle ele aldı. Yegane Güney, bu dönemin yan ürünlerinden olan Sarraf Davası’nın gidişini, mesleği gereği, avukat titizliğiyle inceledi.

Türkiye’nin dış politika çizgisini, Suriye ve siyasal İslam bağlamında iki önemli uzman, birer adet çok bilgilendirici ve okunulası makaleyle ele aldı: Osman Korutürk ve Emre Özdemir. Bu değerli katkıları, öncesi ve sonrasıyla mevcut sürecin bilançosunu sergileyen Aydın Cıngı yazısı izledi.

Son bölümde ise daha spesifik sorunları araştıran ve açıklayan makale ve yazarlar yer aldı: Laiklik olmadan demokrasinin olanaksızlığı iddiasıyla Çiğdem Aydın, demokrasilerin çağımızdaki yeni yönelişlerine dönük ufuk açıcı görüşleriyle Kader Sevinç ve malum 3. Köprünün bize her yıl yeni bir köprü maliyeti yüklediğini rakamlarla gösteren Ertan Aksoy. Babür Atila bizi alıştırmaya başladığı yeni patetik katkılarından birini sunarken, Tevfik Küçük demokrasiyi gasp eden iktidarlara karşı “direnme hakkı”nın hukuk düzenlemelerindeki yerini anlatıyor.

Sosyal demokrat yerel yönetimlerin görüşleri çerçevesinde bu kez Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile yapılmış bir söyleşiyi yayımlıyoruz. Öte yandan kısa süre önce yitirdiğimiz sanatçı Tarık Akan’ı da anmadan geçmedik.

Dergimizi okurken ülkemiz ve toplumumuz için belki zaman zaman üzüleceksiniz. Ama yine de kötümserliğe kapılmayın. Biz, gelecek sayıda, bu sayıdaki makalelerin konu edindiği ölçüde ve bollukta üzücü olay ve olgu bulamamayı umuyoruz. Sağlıcakla kalın!