students-together-as-team-class

Nezih OKUR – Öbek Örgütlenmesi

Nezih OKUR
Dr., CHP Parti Okulu Eğitmeni nezihokur@yahoo.com

Cumhuriyet Halk Partisi  seçmenlere ulaşmak için, “öbek örgütlenmesi” denen bir sistemi kurmaya  çalışıyor. Sistemde, yaklaşık 400 seçmen bir “öbek” oluşturuyor, öbekteki seçmenlerle ilgilenmek için bir sorumlu atanıyor.

Bu yazıda “öbek” işini, sorunlarını ve çözüm yaklaşımlarını, sahada çalışan bir parti eğitmeni gözünden anlatacağım.

Nasıl başladı?

Seçmenlerle yüz yüze görüşmenin partiye oy kazandırmak ve oy vermeye gitmeyi teşvik için en etkili yol olduğu genellikle kabul ediliyor. Kapıları çalıp, parti ve aday hakkında bilgi vermek, broşür bırakmak, küçük hediyeler götürmek gibi yöntemler hep denenmiş. İngilizce “canvassing” denen kapı-kapı gezme yaklaşımının tarihi  İngiltere’de 400 yıl öncesine kadar gidiyor. Türkiye’de bu tekniği, ilk defa Refah Partisi’nin 1990’lı yıllarda etkili bir biçimde kullandığı belirtiliyor.[1] Fransa’da, 2012 yılında, François Hollande’ın gönüllüleri, dört  ayda beş milyon kapı çalarak Avrupa kıtasında en büyük kampanyayı gerçekleştirmişler. Bu kampanyanın ilginç hikayesi “Porte a Porte” başlıklı bir kitapta anlatılıyor.[2] Kitabı yazan üç Fransız, ABD’de öğrenci iken Barack Obama’nın 2008 kampanyasını  ilgiyle izlemişler ve  bu yöntemlerin Holland’ın kampanyasında  uygulanmasına öncülük etmişler. 

Bildiğim kadarıyla, Cumhuriyet Halk Partisi seçmenlerle yüz yüze görüşme işini ilk defa 2013 yılının sonuna doğru sistemli bir şekilde ele aldı. “Seçime Yönelik Sandık Çevresi Örgütlenmesi” adıyla yararlı bilgiler içeren broşürler basıldı.[3] İlçe yönetimlerinin görevlendirdiği sandık çevresi sorumlularına eğitimler verildi. Bu örgütlenme modelinde sorumlulardan, sandık listesindeki  seçmenleri  evlerinde ziyaret etmeleri ve bazı  bilgileri toplamaları bekleniyordu. Bu bilgiler  “Ev Ziyaretleri Görüşme Formu” ile  Genel Merkeze ulaştırılacaktı. Bu çalışmanın ülke çapında başarısı konusunda bir rapor veya araştırma bulamadım. Yakın çevremde de kadın kollarının sınırlı ziyaretleri dışında pek bir şey yapılamadı.

CHP Parti Okulu yönetimi değişince ”Sandık Çevresi Örgütlenmesi” modelinin ismi de değişti. Model ev-aile ziyaretlerine dayanan “Sokak Örgütlenmesi” adını aldı. Sokak Örgütlenmesi Eğitimi için SÖRE başlığıyla eğitim slaytları hazırlandı. Ev ziyaretleri, bir mahallede kazanılan bir-iki evin bir çarpan etkisi yapacağı beklentisiyle  öneriliyor. 2016 yılında, Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, yeni modeli tanıtma gezileri kapsamında Süleymanpaşa’ya geldi, bize, bir ev ziyareti skeçi de içeren, unutulmaz bir sunum yaptı. Ondan sonra, nedense, örgütlenme  çalışmaları durakladı. Bu arada biz Tekirdağ’da sadece 17 Mart 2018’de Ergene İlçe örgütünün daveti üzerine iki gruba “ev ziyaretleri” eğitimi verdik.

2018 Ağustos ayında, “öbek” sözcüğüne bazı tepkiler olsa da, “Öbek Örgütlenmesi” modeli  ortaya atıldı. Önceki sistemlerde sandık seçmen listeleri temel alınıyordu, öbek modelinde ise farklı sandıklarda oy kullanan ama yakın sokaklarda oturan yaklaşık 400 seçmen temel alınıyor. Bunun nedeni sandık listelerinin hazırlanmasında getirilen yasa değişikliği. Bu modelde de öbek sorumluları İlçe başkanlıklarınca belirleniyor ve onlara bir eğitim veriliyor. Öbek sorumlularından  ev ziyaretleri yaparak seçmenlerle iyi ilişkiler kurmaları ve bilgi toplamaları isteniyor. Bilgiler cep telefonlarına indirilen bir uygulama ile doğrudan Ankara’ya iletilebiliyor. 2019 yılında yapılan yerel seçimler, il, ilçe  kongreleri ve sonra başlayan Covid salgını nedeniyle Tekirdağ, Süleymanpaşa’da öbek sorumluları ancak 2020 başında kısmen belirlendi ve  ilk eğitimler 2021 Eylül ayında başladı. 

Ne durumda?

Öbek projesinin durumu hakkında CHP’nin web sitesinde veya haftalık bilgilendirme raporlarında  güncel bilgiler göremedim. Bu yazıyı hazırlarken bulabildiğim en son haber 15 Ocak 2022 tarihli bir gazetede çıkmış.[4] Habere göre, hedef, Türkiye’de 200 bin öbek oluşturmak ve bu sayıda öbek sorumlusu görevlendirmek. Fakat haber tarihine kadar, yuvarlak sayılarla, 50 bin sorumlu öbeklerle eşleştirilmiş, 10 bin sorumluya eğitim verilmiş, 9 bin ev ziyareti gerçekleştirilmiş. 

Öbek sorumlusu eğitimlerinde anlatılanlardan, özellikle sosyoekonomik statü olarak D, E ve C2 grubuna giren kararsız seçmenlerin evlerine ziyaret yapmamız gerektiği anlaşılıyor. Bu grubun dışında kalanlarla nasıl temas edileceği açık değil. Ev ziyaretlerinde, yardıma muhtaç komşularımızı dinlememiz, bir sorunu varsa çözmesine yardım etmemiz bekleniyor. D, E ve C2  grubunun toplam oranını %66[5] ve kararsızları da  %20 kabul edersek, saf olasılık hesabıyla, kararsız D+E+C2’lerin oranı % 13,2 olarak çıkıyor. Bu, bir öbek bölgesinde ziyaret edilmesi gereken, çalışma hedefine uygun, ortalama 50 seçmen veya 20 hane olabilir anlamına geliyor. 

Öbek çalışmaları için ilan edilmiş bir zaman planlaması yok. Ama ev ziyaretlerinin, gelecek seçim tarihi olan Haziran 2023’e kadar %100’ünün  tamamlanmasının arzu edildiği varsayılabilir. Çalışmanın ancak Eylül 2021’ de başladığı göz önüne alınırsa,  bu yazının yazıldığı Haziran 2022 tarihine kadar ev ziyaretlerinin en azından  %40’ının tamamlanmış olması gerekirdi.

Tekirdağ’da konuştuğum öbek sorumluların verdiği oranlar bu hedefin oldukça altında. Neden öbek çalışmaları yeteri kadar hızlı gitmiyor? Acaba stratejimizi gözden geçirmemiz mi gerekiyor?

Nasıl bir strateji?

Strateji bir amaca ulaşmak için tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümü olarak tanımlanır. Ünlü danışmanlık firması Boston Consulting çalışanlarından Martin Reeves ve arkadaşları, 150 şirketi incelemişler, son 60 yıl içinde iş çevresinin geçirdiği değişimleri analiz etmişler ve “Stratejinize bir Strateji Gerek” başlıklı bir kitap yazmışlar.[6] Kitaptaki bir tabloda, 1950’lerden günümüze kadar, devre devre moda olmuş, senaryo planlaması, SWOT analizi, kıyaslama, re-engineering, değer zinciri, mavi okyanus stratejisi gibi 82 yönetim modeli ve işletme tekniği gösteriliyor.

Stratejiyi, elimizdeki probleme ve çevreye en uygun çözümü bulma çalışması olarak gören yazarlar, bulgularını beş genel strateji yaklaşımı şeklinde toplamışlar. Kitapta, şirketlerden örnekler verilerek  anlatılan  stratejileri şöyle özetleyebiliriz:

1-Klasik Starteji: Burada çevre öngörülebilir. Şirketin mevcut durumu ciddi bir zorlukla karşılaşmadan sürdürülebilir. Yönetim rekabet şartlarını  analiz edip gelişme, büyüme  planları yapar ve uygular. Bu yaklaşım en çok bilinen ve işletme okullarında okutulan modeldir. “Büyük ol”  klasik yaklaşımın mottosudur.

2-Uyumlu strateji: Burada iş ortamı  öngörülemez, şartlar sık sık değişir, kazanılan herhangi bir avantajlı durum uzun sürmez. Bu durumda sürekli deneyler yaparak farklı çözümler aramak, en uygun çözümü hayata geçirmek ve bunu diğerlerinden daha hızlı yapmak gerekir. “Hızlı ol” uyumlu yaklaşımın mottosudur.

3-Vizyoner strateji: Vizyoner firmalar devrim yaratan bir ürün veya bir iş modeli ortaya çıkararak başarılı olurlar. Vizyoner strateji, hayal etme ve gerçekleştirmeye dayanan yaratıcı bir yaklaşımdır. “İlk sen ol” vizyoner stratejinin mottosudur.

4-Şekil verici strateji: Burada firma  belirsizliklerle dolu bir ortama girmek durumundadır, fakat ortamı değiştirebileceğini düşünmektedir. Bu değişim için bütün paydaşların işe katılması gerekebilir. Kitapta 1990’larda insülin üreticisi Novo Nordisk  firmasının Çin pazarına girişi bu yaklaşıma örnek olarak veriliyor.  Novo Nordisk, hastalar, doktorlar, sağlık yöneticileri ile işbirliği yapıp onları bir orkestra gibi yöneterek Çin pazarının önemli bir bölümünü elde etmiş. “ Orkestra yöneticisi ol”  bu stratejinin mottosudur.

5-Yenilenme stratejisi: Şartların çok zorlaştığı bir ortamda bir firmanın ayakta kalabilmesi ve rekabetini sürdürebilmesi için durumunu baştan başa yenilemesi gerekebilir. Firmanın durumu uygun olmayan stratejilerde uzun süre ısrar etmiş olması sonucunda, ya da içerden veya dışardan gelen bir nedenle bozulmuş olabilir. Firma hemen bir reaksiyon göstermeli, gerekirse küçülmeli, yukarıda bahsedilen stratejilerden uygun olanını seçip kararlılıkla uygulamalı. “Hayatta kal” bu stratejinin mottosudur.

Kuruluşlar, şartlara göre, bu stratejileri değişik zamanlarda veya örgütün alt dallarında karışık olarak uygulayabilir.

“Stratejinize Strateji Gerek” kitabının yazarları, kitabın sonunda, duruma göre en uygun stratejiyi seçmeye yarayan kısa bir anket vermişler. Anketi önce  öbek çalışmalarını yöneten CHP Parti Okulunun gözünden cevapladım. Sonuçta  Parti Okulunun yaklaşımının “Klasik Strateji” olduğu çıktı. Parti Okulu işi genişletip büyüterek, Türkiye’nin her yerinde aynı eğitimi vererek başarılı olacağını düşünüyor. Bugüne kadar bu yaklaşımın istenen hedeflere ulaşmakta geç kaldığı görülüyor.

Sonra, strateji anketini kendi gözlemlerime dayanarak  cevapladım. Sonuçta  uygun stratejinin “Uyumlu Strateji” olduğu çıktı. Öbek çalışmalarının hedef kitlesi  kararsız, yardıma muhtaç seçmenler. Bu seçmen grubunun davranışları tahmin edilemez ve kolayca değişime açık değil. O nedenle, öbek çalışmalarında, “Uyumlu Strateji” çerçevesinde, durumumuzu sürekli değerlendirmek, değişim sinyallerini gözlemlemek, deneyler yaparak en etkili yaklaşımları bulmak ve uygulamak gerekiyor.

Bu stratejiyi yaşama geçirmek için bir teknik var mı?

Tasarım odaklı düşünme (Design Thinking)

Tasarım odaklı düşünme, kullanıcıları anlamaya, varsayımlara meydan okumaya, sorunları yeniden tanımlamaya ve test edilebilen prototiplerle yenilikçi çözümler yaratmaya yarayan, yinelemeli bir süreç. O nedenle yukarıda bahsettiğimiz “uyumlu strateji” için işe yarayacak bir yöntem olabilir.

Tasarım odaklı düşünme, takım çalışması ile  alternatif stratejiler ve yaratıcı  çözümler bulmayı hedefler ve uygulamada  yardımcı olacak beş adımlı bir yöntem sunar:

1. Gözlem yap, empati kur, sorunu tanımla, 

2. Fikir üret, 

3. Hemen bir prototip yap, 

4. Prototipi dene, geri bildirim al, 

5. Gerekirse başa dön, sonunda bulunan en doğru çözümü uygula. 

Tasarım yaklaşımın temelinde hemen bir prototip yaparak, bulunan çözümün denenmesi yatar.

Prototip deyince sadece somut bir nesne anlaşılmasın. Bir hizmet biçimi de bir prototip olarak denenebilir. Bir prototip yeteri kadar başarılı bulunmazsa tasarım çevrimi yeniden başlar.Tasarım düşüncesinde hata yapmaktan korkulmaz, ama ne kadar çabuk hatalardan dönülürse çözüme o kadar yaklaşıldığı kabul edilir. Tasarım odaklı düşünme, yaratıcı düşünmenin psikolojisi  konusunda 1940’lardan beri yapılan yapılan çalışmaların sonucunda gelişti. 1991 de kurulan IDEO danışmanlık ve inovasyon şirketi ile yaygınlaştı.[7] “Design Thinking” dersleri bugün birçok üniversitede okutuluyor.

Tasarım düşüncesi 1. adım: Gözlem, empati ve sorunlar

Tekirdağ’da yapılan öbek çalışmalarında, gözlemlerime göre;

-Görevlendirilen öbek sorumlularının çoğu bu iş için uygun değil.

-Öbek sorumlusu eğitimi pratik bilgi vermiyor, ne yapılacağı tam anlaşılmıyor.

-Partili üyelerin çoğu öbek çalışmasından habersiz.

-Üyeler sorumluluk ve görevlerini bilmiyor, çalışmalarda yardımcı olmuyor.

-Ev ziyareti yaparak komşunun küçük bir sorununu çözmek yaklaşımı her bölgeye uygun değil.

-Kapı-kapı ziyaretlerinde etkili konuşmalar yapmak birçok kişiye güç geliyor. 

-Bu sorunların tartışıldığı, varsa, işe yarayan yaklaşımların paylaşıldığı ortamlar yok.

-Kent Konseyi Yönetmeliği, Gönüllü Katılım Yönetmeliği gibi mevzuatta yazılanlara rağmen, ”komşuluk birlikleri”, “kura ile seçilmiş halk temsilcileri” gibi girişimler Kent Konseyleri ve Belediyelerde  olması gereken ilgiyi uyandırmıyor.  

-Seçmenle iletişimin diğer şekilleri tartışılmıyor, eğitimlerde anlatılmıyor.

Tasarım düşüncesi 2. ve 3. adımlar: Fikirler ve prototip

Öbek sorunlarına Parti Okulunun veya yerel parti yönetimlerinin bulması gereken çözümler, atması gereken adımlar var. Örneğin, öbek sorumlusu eğitimi gözden geçirilebilir, ilk aşının etkisini arttırmak için yapılan ikinci doz aşı gibi, ilk öğrenilenleri pekiştiren ikinci bir eğitim planlanabilir. Bu adımları beklerken, sahada çalışan arkadaşlar ne yapabilir? 

Burada, öbek sorumlularına bazı pratik fikirler verecek, on maddelik  bir liste  sunacağım. Bu liste tasarım odaklı düşünme modelinin aşamalarından olan bir “prototip” olarak görülebilir.

1- Öbek sorumlusu olarak sana gönderilen seçmen listesini incele, tanıdık var mı?

2- Listedeki tanıdıklara, partililere, sempatizanlara ulaşmaya çalış, öbek olayını anlat. Partili üyelerinin çoğu öbek çalışmasından habersiz. Birlikte çalışmaya davet et. Davet ettiklerin de listeyi tarasın, tanıdıkları var mı kontrol etsin. Tanıdıklar ve tanıdıkların tanıdıkları ile bir ekip kur, WhatsApp grubu oluştur. Her apartmanda bir tanıdık bulmaya çalış.

3-  Partililer ilgi göstermeyebilir. Üyeler sorumluluk ve görevlerini bilmiyor, çalışmalarda yardımcı olmuyor. Moralini bozma.

4- Sorumlu olduğun sokakları dolaş, ekip arkadaşlarına sor. Yaşayanların sosyo-ekonomik durumunu anlamaya çalış. Bölgende gerçekten yardıma muhtaç evler, aileler, kişiler var mı? 

5-  Yardıma muhtaç evler için, Parti Okulunun önerdiği “komşunu dinle, dayanışma içinde ol, küçük bir sorununu çöz” yaklaşımı uygun. Ev ziyareti yap, sorunlarını öğren, nasıl yardım edebileceğini araştır. Zaten, her öbek sorumlusu  böyle bir-iki aileyi kazansa yeter.

6- Sosyoekonomik durumu iyi olanlar için kapı-kapı dolaşmak yöntemi daha uygun. Kapı zillerini çalıp onlarla tanış. İki dakikayı geçmeyen görüşmeler yap.

7- Kapıyı çaldığınızda ne söyleyeceksiniz? Seçim zamanı, bayramlar, bir etkinliğe davet, yaşlılar günü  gibi durumlar dışında söz bulmak güç. Kapıyı çalmadan önce mümkün olduğu kadar evde oturanlar hakkında bilgi edinmeye çalış. Anlamlı, dikkat çekici mesajlar, kısa konuşmalar hazırla. Site görevlisi veya apartmanın altındaki bakkal ile tanış, ahbap ol. Apartman görevlisine, CHP’nin onlar için hazırladığı broşürü göster, onlara önem verdiğimizden bahset. Kapıları çalarken o apartmandaki tanıdığınız kişi yanınızda olsun, komşuları ile sizi o tanıştırsın. Gerekirse Yönetici ile görüş, ne yapmak istediğini anlat, yardım iste. 

8- Komşularla ilişkileri canlandıracak sokak partileri, kahvaltı gibi etkinlikler, ev toplantıları planla. Covid salgını nedeniyle  sosyal ilişkiler çok  zayıfladı. Salgının geçmekte olduğu bu günlerde, insanlar görüşmeye, kaynaşmaya daha çok ihtiyaç duyuyor olabilir. Doğum, ölüm, evlenme, taşınma gibi durumlarda komşunu yalnız bırakma. 

9-  Mahallede çevre, park, gürültü, trafik gibi sorunlara karşı duyarlı ol, imzalar topla, belediyeye, kent konseyine dilekçeler yaz, mahalleli ile yerel yönetimler arasında bir köprü ol. 

10- İşe yarayan yaklaşımları, çalışmalarını arkadaşlarınla paylaş. 

Bu çalışmalardan sonra, geri bildirimlere göre, tasarım düşüncesi yönteminin dördüncü ve beşinci adımlarına geçilebilir.

Sonuç

ABD, Almanya gibi ülkelerde halk seçim zamanlarında kapılarının çalınmasına alışıktır. Ama ülkemizde, böyle bir alışkanlık henüz yok, hele seçim dışı zamanlarda hiç yok. Nüfusunun çoğunun akraba veya tanışık olduğu küçük yerlerde ev ziyaretleri daha kolay yapılabilir ama, çoğunluğun apartmanlarda oturduğu şehirlerde, ilişkileri zayıf komşuların kapılarını çalıp, içeri davet edilmeyi istemek o kadar kolay değil. Onun için şehirlerde, sosyoekonomik statü olarak A, B, C1 grubuna giren ailelere ev ziyareti yerine, kapıda iki dakikayı aşmayan görüşmeler yapmak tercih edilebilir. Bu tür seçmenle temas seçeneğinden öbek sorumlusu eğitimlerinde  bahsedilmeli. 

İki dakikalık kapı görüşmelerinde bile, hiçbir yaptırım yetkisi olmayan sade bir “sokak” sorumlusunun, ona kapısını açan vatandaşa anlatabileceği ilgi uyandıracak şeyler sınırlıdır. Durumu açıklamak için bir örnek vereyim: Almanya’da belediye meclisi seçimlerinde aday listesine yazılabilmek için bir aday adayı mahallesinden, ilçe seçim komisyonunun onayladığı “Unterstützungsunterschrift” başlıklı  formlarla, 200 imza toplamak zorundadır. Bu kişi, kapı kapı gezerken, kendisini tanıtıp yapmayı düşündüklerini anlatabilir. 

Bu sorunları aşmak için, öbek çalışmasının topluma duyurulması, vatandaşların kapı çalma olayına alıştırılması, öbek çalışanlarının iyi eğitilmesi, seçim zamanları dışında yerel yönetimlerin, öbek çalışanlarına halkla temas etme nedeni oluşturacak, yüz yüze görüşüp çağrı yapacağı, konser, konferans, yürüyüş gibi etkinlikler düzenlemesi  yararlı olabilir.  


[1] A. Kalender, (2007). Siyasal İletişim Tekniği Olarak Canvassing ve Seçmen Davranışı Üzerindeki Etkileri. Selçuk İletişim, 5, 1, 144-155. 

[2] G. Liegey, A.Muller,V.Pons. (2013) Porte a Porte Reconquerir La Democratie sur Le Terrain. Calmann-Levy. Paris.

[3] https://silo.tips/download/seme-ynelk-sandik-evres-rgtlenmes 

[4] https://www.gazeteduvar.com.tr/chpnin-obek-projesi-4-milyon-yeni-oyla-hedef-yuzde-31-oy-orani-haber-1549307 

[5] https://tuad.org.tr/upload/dosyalar/SES_Projesi.pdf 

[6] M. Reeves, K.Haanaes, J.Sinha.(2015). Your Strategy Needs a Strategy. HBR Press, Boston.

Kitap hakkında bir yazı: https://hbr.org/2015/06/navigating-the-dozens-of-different-strategy-options 

[7] https://www.ideo.org, https://www.ideo.com