Ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bakıldığında kadının toplumdaki yeri o ülkenin gelişmişlik düzeyinin de göstergesi olduğu açıktır. Eskiden Anadoluda kadınların toplumsal erklerdeki rolü batı ülkelerinden daha ileriydi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kadınların toplumsal yaşamdaki rolleri de bu günkünden çok ilerideydi. Bu gün geldiğimiz nokta çok üzüntü verici. “Siyasette ve yönetimlerde kadın olmalı” sözlerine son zamanlarda sıkça duyuyoruz ancak toplumsal yaşamda ve yönetim kadrolarında kadınlara neden daha az görev verildiğini sorgulamaya ihtiyaç var.
Yakın geçmişte yaşanan pek çok acı olayların toplumda büyük tahribatlar yarattığını düşündüğümüzde, yeniden derlenip toparlanmanın, uyum içinde, barışçıl, şefkatli bir toplum yaratmakta kadınların rolünün ne kadar önemli olduğunu anlamamız zor olmasa gerek. Kadınların; sorunları en can alıcı haliyle yaşadığı ancak yönetimlerde ve toplumsal yaşamda geri planda tutulmalarının sonucu olduğu açıktır. Siyasette kadınlar vitrin süsü olarak algılanıyor. Partilerin kadrolarında kadınlara göstermelik yer verildiği düşünülüyor. Bu durum pekte yanlış sayılmaz. Genel kabul görmüş oranı ile toplumun yarısını oluşturan kadınların yönetim mekanizmalarının dışında tutulması, sadece bir eşitsizlik değil, aynı zamanda toplumun ekonomik ve kültürel kalkınmasının önünde büyük engeldir.
Anadolu’da kadının geleneksel aile yapısındaki rölünden edindiği iyi alışkanlıkları var; aile imkanlarını tasaruflu kullanmak, her bir aile üyesinin ihtiyaçlarını düşünerek mutlu ve uyumlu bir yaşam sağlamak, temiz ve düzenli bir yuva kurmak… Daha barışçıl, daha uyumlu, daha huzurlu ve üretken bir toplum için kadının rolünün ne denli önemli olduğunu görmeliyiz. Ülkemizde barışa, dostluğa, üreten ve kardeşçe bölüşen bir toplum olmaya özlem duyulduğunu biliyoruz.
Artık Türkiyenin değişmesi gerekiyor. Bu değişimi kadınların siyasetin içinde ve yönetimlerde aktif rol alması ile mümkün olacağı, diğer yandan geleneksel alışkanlıklarının kent ve ülke yönetiminde çağdaş bir dönüşüme uğratması halinde olumlu sonuçlar doğuracağı kesindir.
Memleketini seven, halkının mutlu ve huzurlu yaşamasını isteyen aydın bir kadın olarak bunları bilmek ve söylemek elbette yetmiyor, yetmemeli. Bir yerden başlamak, görev ve sorumluluk almak gerekiyor. Çözümü hep başkalarından beklememek, “ben olmazsam kim yapacak” demek gerekiyor. Bu güne kadar yerel yönetimlerde görev alan kadınların çok olmaması da kadınlarımızın gözünü korkutuyor.
İşte Karaman’da Belediye Başkanlığına aday olmaya karar vediğimde bunları düşündüm. Karaman gibi nisbeten geleneksel alışkanlıkların ağır bastığı bir kentte yönetime aday olmanın zorluklarını biliyorum ve bu zorlukları ta başında ön görerek aday oldum. Doğup büyüdüğüm kentin geçmişteki yapısı ve bu gün getirildiği noktaya karşı duygu ve düşüncelerini bildiğim Karamanlı hemşehrilerimin desteğine güvendim. Bununla birlikte Karaman’da her iyi değişim ve farklılığın öncülerinden olan, çocuklarını çağdaş biçimde eğiten bir babanın kızı olmamın da etkisi büyük.
Kararımı açıkladığım andan itibaren Karaman’da karşılaştığım kabüllenme yanılmadığımı gösterdi. Bu kabullenme, Karaman’ın çağdaş bir kent olmasına duyulan özlemdi ve bana moral oldu. Çünkü ben alışıla gelmiş başkan modellerinden farklı projelerle aday oldum.
Adaylığım kesinleştikten sonra başlattığımız ilk çalışmalarda halkın yönetim mekanizmasına ne kadar yabancılaştrıldığını gördüm. Halk örgütsüz ve herşeyi “başkanlardan” beklemekte. Örgütlenmemiş halk sadece kendine verilen ile yetinir, sorunların içinde ama çözümlerin dışında bırakılır ve böyle bir halktan ne beklenebilir? İlk işim, bu alışkanlığı kırmak, mahalle, kadın ve gençlik grupları oluşturmak, sivil toplum kurumları, meslek örgütleri ve tüm halkın içinde yer aldığı bir yönetim anlayışı olarak belirledim. Bunu başarırsak, öngördüğüm demokratik, kültürlü, üretken, çevreci ve temiz bir kent yönetimi hiç de zor olmayacaktır. Bu model; “kenti kentlilerle birlikte yönetme modelidir. “Halk ile birlikte halk yararına yönetim” olarak da ifade edebiliriz. Tüm Anadolu kentlerinde olduğu gibi, Karaman’ın sorunları ağır ve bu sorunları bir kişi veya grup halkı yönetime katmadan asla çözemez ve başarılı olamaz.
Son derece kapsamlı ve kenti kabuğundan çıkaracak projelerimiz var. Bunlar Karaman’ı örnek bir Anadolu kentine dönüştürme iddasındaki projeler. Başkanın ve çevresindeki bir avuç insanın başarabileceği işler değil. Projelerin hayat bulması halkın enerjisini harekete geçirmeyi gerektiriyor. Halkın enerjisini harekete geçirmek, onlara kendi işleri dışında külfetler yüklemek anlaşılmamalı. Kendi emeklerini değerlendirebilecekleri, üretken iş olanakları sağlamak anlamına da geliyor. Kentin atıl durumda bulunan iş gücünü, kentimizin güzelleştirilmesi, refahının artması, sosyal, kültürel ve turistik potansiyelinin yükseltilmesi için değerlendirmeyi düşünüyoruz. Çocuklar, gençler ve kadınlar için öngürdüğümüz projelerle istihdam olanağını da sağlayacağız.
Karaman Anadolu’nun çok özel kentlerinden biri. Türkçe’nin Baş Kenti. Çok eskilere, yani tarih öncesine giden bir geçmişi var. Binlerce yıllık geçmişi olan, Karaman Devletine Baş Kentlik yapmış, çok sayıda bilim, sanat, siyaset ve kültür insanı yetiştirmiş. Tarihi, kültürü ve coğrafik yapısı ile olaması gereken gelişmişlik düzeyini ve hak ettiği refahı yakalayamamış. 24 yıl önce il olmuş ancak 24 yıl öncesinden bile sosyal ve kültürel olarak çok çok geride kalmış. Kendi kendine yetebilecek bir ekonomiye sahip olmasına rağmen gelişmemesi Karamanlı’nın en büyük üzüntüsü. Hayata geçireceğimiz projeler ile Karaman tarihteki güçlü, öncü, medeni ve aydın kent olma özelliğini de yeniden kazanacak. Çocukluğumda bir ilçe olan ancak bu günden daha modern bir yaşam süren, halkın il olmasına rağmen giderek köyleşmesinden şikayet etmesinini de böylelikle aşacağız.
Özellikle bizimle aynı paralelde yerel yönetim görevi almış diğer kentlerdeki kadın başkanlarımızla birlikte omuz omuza çalışmayı ve tecrübelerimizi paylaşmayı da ön görüyoruz. Bu hem Anadolu kentlerinde kadınların değişimi ve gelişimi yakalaması hem de kadın dayanışması olarak önemli. Çünkü artık erkeklerle birlikte yönetimlerin içinde yer alan kadın sadece değişim ve ilerlemenin değil siyasette seviyenin de yükselmesini getirecektir.
Oldukça zor bir işe kalkıştığımı biliyorum. Buradaki başarımız yalnızca kadınların başarısı olmayacak. Açık, şeffaf ve çağdaş belediyecilik modelinin de başarısı olacak. Bu nedenle bizlere sadece seyirci kalmayın, çırpınışlarımızı seyretmeyin, mücadelemize omuz verin. Özellikle kadın arkadaşlarımızdan destek bekliyoruz. Biz kazanmak için bütün gücümüzü ortaya koymaya kararlıyız. Göreceksiniz bizim kazanmamız sadece Karaman’ın değil Anadolumuz’un çehresini daha önce görülmemiş biçimde değiştirecek. Anadolu kadınlarının kent yönetimine ne kadar yakıştığını göreceksiniz!..
*Merih Ünver,
Karaman Belediye Başkan Adayı,
merihunver3@gmail.com