20150321_028724

Lütfi Baydar – Partilerin Seçim Bildirgelerinde Yer Alan Eğitim Vaatlerinin Karşılaştırılması

baydar-dan-ak-parti-li-vekil-uslu-ya-seyyar-v-7257951_x_400

 

 

 

 

 

Eğitim konusunda partilerin seçim vaatlerini “öğretmenler, okullaşma, okul öncesi, ilköğretim, ortaokul, lise, mesleki eğitim, yüksek öğretim ve müfredat” başlıkları altında toplayarak CHP, AKP ve HDP’nin eğitime bakış açılarını değerlendirebiliriz.

Öğretmenler konusundaki vaatler

Öğretmen atamaları konusunda AKP herhangi bir yenilikten bahsetmemekte; tersine, alımların yine KPSS ile yapılacağını belirtmektedir. CHP ve HDP ise atama bekleyen hiçbir öğretmenin kalmayacağını, maaşlarda iyileştirme yapılacağını ve de ücretli öğretmen uygulamasına son vereceklerini belirtmektedirler. CHP, ek olarak, öğretmenlerin özlük haklarını özel bir yasayla güvence altına alınacağından, devlet memurlarının yararlandığı tüm haklardan aday öğretmenlerin yararlanacaklarından bahsetmektedir.

AKP, eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılacağını ve bu okullarda okuyan öğrencilere başka fakültelerde yan dal ve çift dal yaptırılacağını açıklamaktadır. AKP’nin, daha önce benimsediği “her öğretmenin adayının mutlaka öğretmenlik yapması gerekmez” görüşünü devam ettirdiği görülmektedir.

CHP, öğretmen yetiştiren okulların fiziki, mali ve akademik açıdan iyileştirileceğini; en başarılı öğrencilerin eğitim fakülte ve bölümlerini tercih etmeye yönlendirileceğini; öğretmen yetiştirme konusunda staj yapma olanaklarının arttırılacağını belirtmektedir. CHP, ayrıca AB standartları uyarınca “Ulusal Öğretmen Strateji Belgesini”nin yeniden hazırlanacağından ve uygulanacağından bahsetmektedir. CHP, öğretmen atamalarında, kayırma ve kadrolaşmaya yol açan sözlü sınavları kaldıracağı, başarı ve liyakati esas alacağı ve hiçbir öğretmen ve yöneticiyi üyesi bulunduğu sendikaya göre değerlendirmeye tabi tutmayacağı sözünü vererek, okul yöneticilerinin ideolojik yaklaşımlarla atanmasını ortadan kaldıracağını açıklamaktadır.

Okullaşma

AKP, bu konuda “en iyi okul eve en yakın okuldur” ilkesini hayata geçireceğini ve böylece aileler üzerinden önemli bir külfet kaldırılmış olacağından eğitim mekanlarının fonksiyonel özelliklerle yeniden tasarlanacağını ve “eğitimde kalite” seferberliği başlatacağını öne sürmektedir. Ancak AKP, köy okullarının tekrar açılacağı konusuna değinmemiştir.
CHP, okul sayısının artan öğrenci sayısını karşılayacak şekilde artırılacağından; tüm öğrenim ortamlarının fiziksel özelliklerinin ve niteliklerinin öğrenciye uygun ve öğrenim süreçlerinin etkili hale getirilecek şekilde düzenleneceğinden; tüm okullarda engelli öğrenciler için gerekli altyapı düzenlemelerini gerçekleştireceğinden; okulların fiziki şartlarının iyileştirileceğinden; okul kütüphanelerini ve internet altyapılarını güçlendireceğinden bahsetmektedir. Okullarda yaşanan her türlü şiddetin önüne geçileceği, okul kazalarının önlenmesi için denetimden geçmemiş okulların öğretime açılmasına izin verilmeyeceği ve de son olarak öğrencilerin okul kazalarına karşı sigortalanacağı öngörülmektedir. “Eve en yakın okul, en iyi okuldur” ilkesi doğrultusunda taşımalı eğitimin asgari düzeye indirileceği sözü verilmektedir. Temel eğitimde okulların kendi bütçelerinin olacağı bir modele geçişin sağlanacağından bahsetmektedir.

HDP, okullararası nitelik farklılıklarının ortadan kaldırılmasını, her ne ad altında olursa olsun velilerden asla para talep edilmeyeceğini, var olan derslik sayısının iki katına çıkarılacağını, sınıf mevcudunun yarıya düşürülüp tekli eğitim sistemine geçileceğini söz konusu etmiştir.

Okul öncesi, ilköğretim, ortaokul, lise

AKP, tam gün eğitime geçilmesi için derslik sayısının inşasına devam edeceğinden, okul öncesi için yoksul kesimlere destekte bulunulacağından, eğitim ortamlarının öğrencinin merkeze alındığı bir anlayışla yeniden düzenleneceğinden, seçmeli ders uygulamalarına devam edileceğinden ve ortaöğretimde öğrencilerin evlerine en yakın okullardan birinde okuması için altyapı uygulamasına geçileceğinden bahsetmektedir.

CHP, eğitim sisteminin 1+4+8 olarak değişeceği ve ortaöğretimde tam okullaşma oranına ulaşma hedefi ortaya konulacağından, ilköğretimi tamamlayan öğrencilere yetenekleri ve eğilimlerine göre akademik veya mesleki eğitime devam etme tercihi sunulacağı, temel eğitime başlama yaşının 7’ye yükseltileceği ve mesleki eğitimin 8 yıllık temel eğitimin dışına çıkarılacağı sözünü vermektedir.

HDP, 4+4+4 eğitim sisteminden vazgeçileceğini, tekli eğitime geçileceğini, öğle yemeğinin ücretsiz olarak dağıtılacağını, eğitim sisteminin “çocuğun üstün yararı” gözetilerek yeniden düzenleneceğini, tüm mahallelerde kreş ve anaokulu açılacağını ve kreşlerin 7/24 hizmet vereceğini açıklamaktadır.

Mesleki eğitim

AKP, eğitim finansmanında özel sektörün payının daha da arttıracağını, kamu-özel ortaklığı gibi yeni işletme modellerinin kurulacağını, iş piyasasındaki insan gücüne olan talep ile yükseköğretimin de dahil olduğu eğitim sistemi ile o alanlarda sağlayabileceği arz arasındaki uyumun sağlanacağını, işgücü piyasası ihtiyaç analizlerini etkinleştirerek, mesleki eğitimleri işgücü piyasasının ihtiyaçlarına göre planlanacağını belirtmektedir. Özetle AKP, mesleki eğitimi tamamen “piyasa şartlarına” göre düzenleyeceğini açıklamaktadır.

CHP, meslek eğitiminin dokuz yıllık (1+8) temel eğitim tamamlandıktan sonra, ortaöğretim aşamasında başlatılacağından; ilköğretimi başarıyla tamamlayan öğrencilerin, öğretmenlerinin değerlendirmeleri ve ebeveynlerinin onayıyla meslek liselerine sınavsız girişine olanak tanınacağından: sanayi kuruluşları ile işbirliği içerisinde, OSB’lerde ve sanayi sitelerinde çıraklık merkezi ve yatılı meslek liseleri kurulacağından bahsetmektedir. Ayrıca meslek okullarında okuyan gençlerin tam zamanlı sigortalı statüsüne yükseltileceğini, meslek odaları, sendikalar ve iş dünyasının kendi bölgelerinde faaliyet gösteren meslek okullarına en üst düzeyde destek olmalarını sağlayacak yeni bir örgütlenme modeli geliştirileceğini öne sürmektedir. CHP, yeni mesleki eğitim sistemi yapılanmasının -arazi tahsisi, çeşitli vergi muafiyetleri gibi kolaylıklar yanında- kamu kaynakları aracılığıyla da doğrudan destekleneceğini belirterek, mesleki eğitimin eşgüdümünden sorumlu bir Mesleki Eğitim Yüksek Enstitüsü (MEYE) kurulacağını açıklamaktadır. CHP, AKP’nin tersine, meslek liselerini piyasanın kucağına ve insafına bırakmamakta ve devlete, meslek liselerini piyasaya karşı adeta koruma görevi vermektedir.

Yüksek öğretim

AKP, YÖK’ü kaldırmayacağını, bunun yerine yeni bir “Yükseköğretim Çerçeve Yasası”nın hazırlanacağını açıklamıştır. Üniversite giriş sisteminin yeniden gözden geçirileceği, mevcut üniversitelere ek olarak bundan sonra kurulacak yeni üniversite ve fakülteler için öğrenci ve öğretim elemanı sayısı ile var olan fakültelerin doluluk oranları gibi objektif kuralları baz alan bir mekanizma geliştirileceği ve bölgesel ihtiyaçların üniversitelerin ihtisaslaşmasının destekleneceği yolunda görüş açıklamıştır.

CHP, YÖK’ü kaldırıp onun yerine üniversitelerin -bilimsel, idari ve mali özerkliklerini koruyacak şekilde- eşgüdümünü sağlamakla yükümlü yeni bir üst kurul oluşturulacağını; siyasi otoritenin, üniversitenin özerkliğine, tarihten gelen misyonu ve kendine özgü konumuna ve akademik özgürlüğüne saygılı olmasının güvence altına alınacağını; öğrencilerin üniversite yönetiminde söz sahibi olacağını; bir yıl içinde, en fazla iki kişilik odalardan oluşan, sıcak suyu ve geniş bant internet bağlantısı olan yeteri kadar yurt inşa edileceğini; ihtiyacı olan tüm gençlere, ücretsiz yurt ve şehir içi ulaşım imkanı verileceğini vaatleri çerçevesinde saymıştır. Ayrıca üniversitelerin tercihlerinin de etkili olacağı bir yerleştirme modelinin uygulanacağı açıklanmıştır. Fasıl ve kalemlerden oluşan bütçe yerine “torba bütçe” uygulaması getirileceği, tüm bilimsel araştırmalara ve Ar-Ge çalışmalarına daha fazla kaynak ayrılacağı belirtilmiştir.

HDP, YÖK’ü kaldıracağını; onun yerine sadece üniversitelerarası ilişki ve bilgi akışını sağlayacak bir koordinasyon kurulu oluşturacağını; demokratik, özgür, katılımcı üniversite modelinde, üniversitenin tüm bileşenlerinin eşit söz ve karar hakkına sahip olduğu bir “üniversite meclisi”nin yer alacağını; burs ve katkı payı ödemelerinin tüm öğrencilere karşılıksız verilip burs miktarlarının artırılacağını; ikinci öğretimdeki katkı payları ve öğrenim ücretlerinin kaldırılması için merkezi ve yerel düzeyde gerekli bütçenin uygulamaya konacağını açıklamaktadır.

Müfredat

AKP, oyun tabanlı öğrenmenin etkin hale getirileceğini, FATİH projesi aracılığıyla tüm öğrencilere eğitimde fırsat eşitliği sağlanacağını, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek ve alanlarda kaliteli elaman yetiştirilmesini sağlayacak şekilde mesleki eğitimin kalitesini artıracak tedbirlerinin alınmaya devam edileceğini belirtmiştir. Müfredatın, eğitimin her kademesinde bilgi yüklemekten ziyade öğrenciyi hayata hazırlayan, öğrenmeyi öğreten, istidatları ortaya çıkaran, temel becerileri veren, özgüveni pekiştiren, evrensel değerleri aktaran bir niteliğe sahip hale getirilmesi yönündeki çalışmalara devam edileceği belirtilerek, öğrenciyle ilgili sorunların okul düzeyinde çözülmesi ilkesini esas alarak merkezden yerele doğru yetki devrinin gerçekleştirileceğinden bahsetmektedir.

CHP, eğitim sistemini, tüm bileşenleri – yani öğretim programları, öğrenciler, öğrenme ortamları, öğretmenler ve veliler- ile ele alıp bütüncül bir anlayışla düzenlemeyi öngörmektedir. Karar alma süreçlerinde, -MEB’in belirlediği standartlar çerçevesinde hareket etmek kaydıyla- yetki mümkün olan ölçülerde okullara verileceğinden; eğitim politikalarının öğretmenler, okul yöneticileri, öğrenciler, veliler ve ilgili STK’ların katılımıyla oluşturulacağı belirtilmiştir. Öte yandan CHP, eğitim politikalarında kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasını ve kadınların toplumsal konumunun iyileştirilmesinin hedef almaktadır. Eğitimle kadınların güçlendirilmesi sağlanacağından, karma eğitimden ödün verilmemesi ve kız çocuklarının okullaşma oranlarının istikrarlı bir şekilde artırılması için gereken önlemlerin alınması gerekli görülmektedir.

CHP, öğrencileri uluslararası PISA değerlendirmelerinde en kısa sürede OECD ortalamasına ulaştırarak, nitelikli insan kaynağını zenginleştirmeyi düşünmektedir. Felsefe ve “demokrasi kültürü” derslerinin tüm okullarda okutulması sağlanacak; temel etik değerlerin eğitim sisteminin tamamına yayılması için gereken düzenlemeler yapılacak; “İnkılap Tarihi” dersinin liselerde “Cumhuriyet Dönemi Tarihi” olarak yeni ve zengin bir içerikle okutulması temin edilecektir. Güncel küresel sorunları ve uluslararası gelişmeleri müfredat kapsamına alınacağını belirten CHP, ayrıca seçmeli derslerin okul yönetimleri tarafından belirlenmesine son vereceğini, seçmeli derslerin öğrenciler tarafından rehberlik servislerinin desteği ile seçileceğini açıklamıştır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin seçmeli ders olarak düzenlenmesi, farklı inanç gruplarının din eğitimi taleplerinin karşılanması, CHP’nin bir diğer seçim vaadidir. Son olarak CHP, her yaştan yurttaşımızın yaşam boyu eğitim ihtiyacını karşılamak amacıyla tam donanımlı Kent Enstitüleri kurulacağının sözünü vermektedir.

HDP; eşitlikçi, parasız, nitelikli, özgürlükçü, laik, anadilde ve bilimsel eğitim oluşturulacağını; zorunlu din dersi uygulamasına son verileceğini; din derslerinin seçimlik ve isteğe bağlı olacağını açıklamıştır. Anadilde eğitimi bir kamu hizmeti olarak almak herkes için bir hak olarak kabul edilmekte olup eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçenin yanısıra, anadilde eğitimi bir kamu hizmeti olarak alma imkanı sağlanması HDP’nin diğer bir vaadidir. HDP; eğitim müfredatının, ders kitaplarının ve diğer materyallerin tekçi, cinsiyetçi ve şoven içerikten arındırılacak şekilde düzenleneceğini açıklamaktadır.

Son değerlendirme

Seçim bildirgelerinde yer alan eğitim ile ilgili vaatlere baktığımızda AKP’nin, bizzat yarattığı mevcut eğitim sistemini devam ettireceğini görmekteyiz. AKP’nin eğitimle ilgili vaatleri, yine kendisinin son 13 yılda eğitime uyguladığı yap-boz nedeniyle bir yenilik yapamayacağının kanıtıdır. AKP, “Milli Eğitim”i özelleştireceğini açıkça ifade etmektedir.

HDP normal siyasi söylemlerini, içini doldurmadan eğitime uygulayacağını belirtmiştir. HDP’nin genel geçici söylemleri gerçekçilikten uzak, ayağı yere basmayan söylemlerdir. Vaatleri, eğitimle ilgili bir planının olmadığının kanıtıdır.

CHP ise açıklamış olduğu vaatlerle “Milli Eğitim”de herkesin kabul ettiği sorunlara değinmiş, çözüm önerilerini tutarlı bir şekilde ortaya koymuş ve -en önemlisi de- eğitimin tüm bileşenlerinin sorunlarını birbirlerini olumsuz yönde etkilemeyecek tarzda ele almıştır. Milli Eğitim’i tekrar toparlayarak, çağdaş şartlara getirecek olan bu vaatler CHP’nin iktidara hazır olduğunun ve de iktidarı istediğinin bir kanıtı durumundadır.

*Dr. Lütfi Baydar,
CHP Aydın Milletvekili,
metinlutfi.baydar@tbmm.gov.tr