Vesikalik-Sezen-copy

KÜRT SORUNUNDA 2012’ DEN 2013’ E DEVREDEN BAKIYE VE AKP

Prof. Dr. Ahmet ÖZER*

Türkiye üçüncü dönemini yaşayan AKP iktidarında demokratik olarak ciddi sıkıntılar yaşıyan bir ülke haline geldi. 2012’de geçmiş yıllara nazaran daha otoriter, daha askerci ve daha antidemokratik bir yapı vardı karşımızda. Üstelik AKP bunları ileri demokrasi adına yaptığını ileri sürerek, 2014’te yapılacak yerel seçimleri ardından da cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmayı planlıyor. 2012 yılında yargı alanında yaşananlar, toplumun adalet duygusunu her gün daha da artan ölçüde zedeledi. Toplu tutuklamalar, uzun tutukluluk süreleri, kimin neden tutuklandığını bilmeden aylarca hapis yatması şakınlık yaratsa da hemen her kesim bundan nasibini aldı. Öğrenciler harçları protesto etti diye tutuklandı, aydınlar eleştirdi diye işinden atıldı, gazeteciler muhalafet yapınca çeşitli bahanelerle içeri alındı, kendilerinden olmayan iş adamları “bitaraf olanlar bertaraf olur” denerek korkutuldu. Kürt sorunu, Alevi sorunu, Roman sorunu açılımlarla çözülecekti, ama 2012’de bunlara ilişkin hiçbir şey olmadı. Uludere’de katledilen 34 vatandaş için özür dilemek bir yana ölenler suçlandı; sorumlulardan hesap sorulmadı. Aksine, Başbakan -bu olaydan sonar- Genelkurmay’a teşekkür ederek, vatandaşların yarasını daha da kanattı. Türkiye, -sorunlarını çözüyor darken- “sorunlar girdabına hızla sürüklenen bir ülke” haline geldi.

Kürt sorununda yaşananlar

2012 yılının her bakımdan felaketler yılı gibi geçtiği söylenebilir. İktidarın, biraz da 2011 genel  seçimine yönelik olarak başlattığı anlaşılan Oslo sürecinin, seçim sonrası Silvan saldırısı ile sona ermesi, yeniden bir çatışma dönemi başlattı. Bu gelişmenin sonuçları, içinde yaşadığımız yıla da damgasını vurdu. Bu yıl boyunca hemen hergün ölümler yaşandı, cenazeler geldi ve toplum gerildikçe gerildi. Uludere faciasının ardından Suriye ve Afyon olayları toplumu daha da derinden sarstı. İçeride Kürt meselesi  dışarıda ise Suriye’de yaşananlar bir dip dalgası gibi AKP Hükümeti’ni vurmaya başlamış durumda. On yıllık AKP iktidarında halk ilk defa büyük tedirginlik içinde ve bu yüzden ilk defa AKP oyları başaşağı gidiyor. Bu da, -başta CHP olamak üzere- muhalefete önemli bir fırsat sunuyor.

Önümüzdeki yıl AKP karşısında başarılı olmak için CHP’nin üç şey yapması lazım:

1) Lider(lik) iktidar hedefini ve gelecek vizyonunu çok net bir şekilde ortaya koymalı;

2) Bu hedefe dönük projeler açık ve anlaşılır biçimde formüle edilmeli; Kürtlerle, müteddeyinlerle ve varoşlarla yeniden barıştıracak ve buluşturacak projelere öncelik verilmeli;  3) Bu projeleri yapacak ve anlatacak liyakat ve ehliyet sahibi kadrolarla toplumun önüne çıkılmalı; anamuhalefet -başta Kürt meselesi olmak üzere- önemli toplumsal meselelerde rol üstlenmeli.

Kürt sorunu gereği gibi ve zamanında çözülemediği için süreç içinde giderek boyutlanan beş önemli boyut edindi: Kürt sorunu siyasallaştı; kitleselleşti; merkezi dağdan şehre indi; PKK ile Kürt sorununu ayırmak giderek daha zorlaştı ve sorun dört  ül