2021-06-09_precariouswork-webpost_red_0

İPA – Ulusalda Yönetilemeyene Yerelde Çözüm Arayışları: Yerel Yönetimlerde Güvencesizlikle Mücadele

Tüm dünyada 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren tercih edilen ekonomi politikaları nedeniyle gelir dağılımındaki eşitsizlikler derinleşmiş, reel ücretler düşmüş, başta eğitim ve sağlık olmak üzere birçok kamu hizmeti üzerindeki piyasa baskısı artmış, kentsel hizmetler daha pahalı ve niteliksiz hâle gelmiştir. İş gücü piyasalarında güvencesizliğin artışı hem gelir adaletsizliğini derinleştirmiş hem de yurttaşların kronik yoksulluktan kurtulma ihtimallerini zayıflatarak tüm dünyada çalışan yoksulların giderek artmasına neden olmuştur. Günümüzde de halen işsizlik, kayıt dışı çalışma ve bununla birlikte iş gücü piyasalarında giderek artan güvencesiz istihdam, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısını etkileyen en önemli sorunların başında gelmektedir. Türkiye ve İstanbul’da da iş gücü piyasaları ve istihdam koşullarına bakıldığında benzer durumlar seyrettiği görülmektedir. İstanbul’un gün geçtikçe Türkiye iş gücü piyasası ve istihdamında daha da önemli bir paya sahip olduğu bilinmekle birlikte, İstanbul Türkiye’de hayatın en pahalı olduğu[1] ve genel tüketim harcamalarının en fazla olduğu[2] şehir olarak öne çıkmaktadır. Diğer yandan Türkiye’nin çalışabilir nüfusunun yaklaşık beşte birinin, işsizlerin ise neredeyse dörtte birinin İstanbul’da yaşadığı bilinmektedir. İş gücü piyasalarının %20’sini barındıran İstanbul’da iş aradığı halde bulamayanların sayısı ise 1 milyonun üzerindedir.[3] Türkiye genelinde iş gücüne katılma oranlarına (İKO) bakıldığında İstanbul oranlarının ülke genelinin üzerinde seyrettiği gözlenmektedir. İstanbul’un; çalışma çağındaki (15 yaş üstü) nüfusun %19’unu ve toplam iş gücü ve istihdamın %21’ini barındırması dolayısıyla, Türkiye iş gücü piyasaları açısından kuvvetli bir temsil gücü vardır.[4] Bu nedenle de İstanbul’a bakmak ülkenin karşı karşıya olduğu sorunları tarif etmenin, sorunları ve çözüm önerilerini ölçekler arası düşünmenin somut bir aracı olabilir. Kentte gündelik hayatta somut olarak gözlemlenebilen çalışan yoksulluğu, genç işsizliği ve ulusal ve yerel ölçekteki kötü çalışma koşulları salgınla birlikte daha da katlanmış, bu konuda hızlı ve etkili çözümler üretebilmenin elzem olduğu ortaya çıkmıştır.

Salgınla birlikte derinleşen eşitsizlikler ve güvencesizlik

2018 ve 2019 yıllarında ekonomideki dalgalanmaların ardından 2020 yılında karşı karşıya kaldığımız ve Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşanan en ciddi kriz[5] olarak nitelendirilen COVID-19 salgını; gündelik hayatlarımızı tepeden tırnağa değiştirmekle kalmamış, çalışma ilişkilerinde de önemli değişimlere neden olmuştur. Salgının Türkiye iş gücü piyasalarındaki ilk ve en hızlı gözlemlenebilen etkileri işsizlik ve istihdam kaybıdır. İstanbul Planlama Ajansı’nın COVID-19 salgını sonrasında yaygınlaşan kent yoksulluğunu, İstanbul metropoliten alanında inceleyen ve mevcut durumu mekânsal boyutlarıyla tartışan Salgında Kent Yoksulluğu: İstanbul’da Yoksulluk Profilleri[6] raporunda, 30 Mart 2020’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin toplumsal dayanışmayı harekete geçirmek ve salgınla mücadele etmek için başlattığı #BirlikteBaşaracağız kampanyasına başvuranların profilleriyle ilgili detaylı bilgilere yer verilmektedir. Bu rapora göre Mayıs 2020 sonu itibarıyla kampanyaya başvuran 857 bin kişinin %55’i sigortasız olduğunu beyan etmiştir. Salgınla birlikte işsizlik ve gelir dağılımındaki eşitsizlikler artmış, halihazırda kırılgan, istikrarsız, kayıt dışı, çalışanlara iş güvencesi sağlamayan, ücret ve diğer haklar açısından eşitsizliği meşrulaştıran istihdam ilişkileri daha da derinleşmiştir. ILO tarafından yayınlanan Dünyada İstihdam ve Sosyal Görünüm: Eğilimler 2021 Raporu’nda[7] ise salgın nedeniyle iş gücü piyasalarında küresel olarak yaşanan bu krizin 2023 yılına kadar süreceği öngörüsüne yer verilmektedir.

Çalışan yoksulluğu ve genç işsizliği

Salgın öncesi döneme baktığımızda da işsizliğin yanı sıra çalışan yoksulluğu ve genç işsizliği de üzerinde durulması gereken önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre 2019 yılı ile karşılaştırıldığında dünyada 108 milyon çalışan salgın ile birlikte yoksul ve aşırı yoksul kategorisine eklenmiştir. İstanbul’da Güvencesiz İstihdam araştırma sonuçlarına göre anket katılımcılarının %52,9’u geçinebilecek kadar ücret kazanamadığını belirtmiştir. 2018 yılından beri süregelen istihdam ilişkilerinden en çok gençler etkilenmiş, ne istihdamda ne eğitimde yer alan gençlerin sayısı 2020 yılında %5,2 artarak %27,1’e çıkmıştır.[8] Salgında Kent Yoksulluğu: İstanbul’da Yoksulluk Profilleri[9] raporunda yer alan#BirlikteBaşaracağız kampanyası başvuru oranlarına bakıldığında da 15-29 yaş arasındaki gençlerin %57’sinin sigortasız olduğu ve bunun diğer yaş gruplarına göre en yüksek oran olduğu görülmektedir.

Ön safta çalışanlar veya asli işler olarak tanımlanan üç meslek grubu seçilerek mevcut çalışma koşullarını çözümlemeye ve pandemi döneminde çalışma rejiminin nasıl değiştiğine odaklanan Pandemi Koşullarında Hizmet Sektöründe Çalışanların Beklentileri[10] araştırması kapsamında moto kuryeler, AVM çalışanları ve güvenlik görevlileri ile yapılan görüşmelerde de 35 yaş altı çalışanların çokluğu göze çarpmaktadır. Genç emeğin yoğun olduğu güvencesiz çalışan sektörler olarak bu sektörleri öne çıkarmıştır. Tüm bunlar gençlerin iş gücü piyasalarında daha az yer aldığına veya sosyal güvenceden yoksun olduğuna işaret etmektedir.

Yerel yönetimlerin gündeminde istihdam ilişkileri

Mevcut istihdam ilişkileri içindeki çalışma koşullarına bakıldığında ise, kayıt dışı çalışma, sosyal güvenceden mahrum kalma, uzun saatlere yayılan esnek çalışma süreleri, düşük ücrete çalışma, uzmanlık alanına dair iş bulamama, sendikasızlaştırılma, borçlanma gibi sorunlar olduğu görülmektedir. Güvencesiz meslek grupları ile görüşülerek yapılan İstanbul’da Güvencesiz İstihdam[11] araştırmasında; çalışanların mevcut çalışma koşullarını anlamaya yönelik sorular yöneltilmiş, bunun üzerine çalışanların günde ortalama dokuz saat çalıştığı ve mevcut işlerindeki çalışma sürelerinin iki yıl olduğu görülmüştür. Ankete katılan çalışanların yarıya yakını (%46,3) uzmanlıkları dışında meslekler yaptığını; bu grubun %65,3’ü ise uzmanlık alanlarında iş bulamadığı için işini yapamadığını ifade etmiştir. Ulusal ölçekte karşı karşıya kalınan bu kötü koşullar karşısında karar alıcıların akılcı ve dayanıklı çözümler üretmeye dönük siyasi tercihlerde bulunmadığını tespit etmek gerekmektedir. Tüm bu veriler ışığında Türkiye genelinde ve İstanbul özelinde güvencesizlik sorununa karşı daha kalıcı, somut çözümlerin ve sürdürülebilir politikaların üretilmesinin elzem olduğu ve sosyal politikalar kent ekseninde tartışılırken güvencesizlik de yerel yönetimlerin ele alması gereken konulardan biri olduğu anlaşılmaktadır.

İBB bünyesinde bulunan İstanbul Planlama Ajansı tarafından bu konuda yapılan çeşitli araştırmaların yanı sıra 2-4 Haziran 2021 tarihleri arasında güvencesizliğin boyutlarının anlaşılması ve karar alıcılara, mevcut politika ve hizmetlerin geliştirilmesine yönelik rehberlik etmesi için çeşitli kurumlar ve özneleri bir araya getiren “Güvencesizlik, Yeni Eşitsizlikler ve Çözüm Yolları Konferansı” düzenlenmiştir. Konferansta kentteki istihdam ve emek ilişkilerinin tarihselliği, sendikal mücadele, sosyomekansal dağılımlar, sosyal koruma, toplumsal cinsiyet ve etnisiteye dayalı ayrımcılıkların tartışıldığı oturumlara yer verilmiştir. Ek olarak; kamu politikaları, iş yaşamında mobbing, esnek çalışma, örgütsüzlük, bakım emeği temelli çalışmalar ile birlikte doğrudan özneleri odağa alan göçmen emeği, çocuk işçiliği, genç işsizliği, engelliler, sektörel çözümler, iş kazaları ve yaşlıların güvencesizliğini konu edinen ve bu çerçevede yerel yönetim temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve uzmanları bir araya getiren atölyeler düzenlenmiştir. Üç gün süren konferanstaki tüm tartışmalar ve deneyim aktarımları, mevcut ve acil sorunların saptanması, merkezi ve yerel yönetimlerden beklentiler ve öneriler üzerinden ortaklaştırılmış, elde edilen tüm bulgular bir sonuç bildirgesi olarak yayınlanmıştır.[12] Bu tartışmaların temelinde emek piyasalarının iyileştirilmesi ve güvencesizliğe karşı mücadelede örgütlenmenin zorlukları, kayıt dışı, geçici ve eğreti istihdamın yaygınlığı, sosyal güvencelerden yoksunluk, cinsiyete ve etnisiteye dayalı ayrımcılıklar, ücret eşitsizlikleri, meslek hastalıkları ve iş kazalarına yönelik yasal düzenlemelerin yokluğu yoğun olarak öne çıkmıştır.

Atölyelerin hedeflerinden biri de tartışmalar sonucunda sektör aktörlerine ve merkezi yönetime olduğu kadar yerel yönetimlere de politika önerileri ve mevcut hizmetleri geliştirmelerine yardımcı olacak stratejiler geliştirilmesi olmuştur. Burada yerel yönetimlerin, güvencesizlerin yaşadığı zorluklara sunabileceği çözümler ve iş birliği yapması önerilen kurumlar, ilerisi için önemli ödevler barındırmaktadır. Yerel yönetimlere ise güvencesiz çalışanların yaşadığı zorluklara karşı garantili iş programları geliştirmesi, mesleki yeterlilikleri arttıran eğitim programları üretmesi, çalışanlara ulaşım desteği sağlaması, kreş, bakım evi, sosyalleşme mekanları gibi çeşitli sosyal hizmetleri arttırması ve bu hizmetleri yerelleştirmesi, hukuki destek birimleri oluşturması, sendikal farkındalık yaratmaya dair çalışmalar yürütmesi, çalışan örgütlülüklerine mekan desteği sağlaması gibi somut öneriler sunulmuştur.

Tüm bu tartışmalar, deneyimler ve önerilerden yola çıkarak emek piyasasında güvencesizliğe dair yaşanan sorunların, çok boyutlu ve katılımcı bir şekilde tartışılmaya devam edilmesi ve bu tartışmaların özellikle yerel ölçekte karar alıcıların yeni stratejiler oluşturmasında rehberlik etmesinin önemi ortaya koyulmuştur. Sorunlu istihdam ilişkileri ve doğurduğu güvencesizlik büyük ölçekte iktisadi stratejilerin gerekliliğini ortaya koysa da, gündelik hayata temas etmeyen stratejilerin çözüme ulaşmak ve ulaştırmaktan uzak olduğunu söylemek yanlış olmaz. Oysa ev işçilerine, moto kuryelere, güvenlik görevlilerine, öğrencilere veya umutsuz gençlere söz söyleme zemini oluşturulduğunda pratik stratejiler geliştirmenin ve somut çözüm yolları tartışmanın imkanlılığı gözler önüne serilmekte. Bu nedenle de her gün farklı biçimlerde tanıklık ettiğimiz tüm bu eşitsizlikleri aşarak, daha adil bir yaşam kurmak için yerel ölçekte hareket etmenin gerekliliğini vurgulamak önemlidir. İstanbul Planlama Ajansı da sorunlara bizzat öznelerin penceresinden, gündelik hayatın içinden bakarak sahiplenmekte ve yerel yönetimleri de yönlerini bu pencereye çevirmeye çağırmaktadır.


[1]  Buğra vd., “COVID-19 Salgınında İstanbul’da Çalışanların Deneyimleri: Niteliksel Bir İnceleme”.

[2]  Buğra, A., & Yılmaz, V. (2021). Pandemide İstanbul’da Çalışanların Deneyimleri Işığında Sosyal Politikayı Düşünmek. İPA İstanbul Dergisi, 33-37.

[3] TÜİK, “İşgücü İstatistikleri, 2019”

[4] Çelik, A. (2021). Ücretliler, İşsizler ve Hizmet Sektörü Kenti İstanbul, İşgücü Piyasasi Salgına Nasıl Yakalandı? İPA İstanbul Dergisi, 29-32.

[5] ILO Monitor: COVID-19 and the world of work. Second edition. (2020, Nisan 7). www.ilo.org: https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—dgreports/—dcomm/documents/briefingnote/wcms_740877.pdf adresinden alındı.

[6] İstanbul Planlama Ajansı (2021). Salgında Kent Yoksulluğu: İstanbul’da Yoksulluk Profilleri. www.ipa.istanbul: https://www.ipa.istanbul/yayinlar/indir/32 adresinden alındı 

[7] ILO. (2021). The role of digital labour platforms in transforming the world of work. www.ilo.org: https://www.ilo.org/global/research/global-reports/weso/2021/WCMS_771749/lang–tr/index.htm adresinden alındı

[8] ILO. (2021). Genç İstihdamı. www.ilo.org: https://www.ilo.org/ankara/areas-of-work/youth-employment/lang–tr/index.htm adresinden alındı

[9] İstanbul Planlama Ajansı (2021). Salgında Kent Yoksulluğu: İstanbul’da Yoksulluk Profilleri. www.ipa.istanbul: https://www.ipa.istanbul/yayinlar/indir/32 adresinden alındı 

[10] İstanbul Planlama Ajansı (2021). Pandemi Koşullarında Hizmet Sektöründe Çalışanların Beklentileri. www.ipa.istanbul: https://ipa.istanbul/yayin/pandemi-kosullarinda-hizmet-sektorunde-calisanlarin-beklentileri/  adresinden alındı

[11] İstanbul Planlama Ajansı (2021). İstanbul›da Güvencesiz İstihdam. www.ipa.istanbul: https://www.ipa.istanbul/yayinlar/indir/34 adresinden alındı

[12]  İstanbul Planlama Ajansı (2021). Güvencesizlik, Yeni Eşitsizlikler ve Çözüm Yolları Konferansı Özet Raporu ve Sonuç Bildirgesi.