061120211330264595748

Görkem YAZ – Yerelden Enerji Hamleleri: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği

Görkem YAZ
SODEV AR-GE
gorkemyaz.tr@gmail.com

Yerelden Enerji Hamleleri: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği

Sürdürülebilir kent yaşamı, Türkiye’de yıllardır kamusal tartışmaların başlıca konularından biri olmuştur. Bununla birlikte yerelde de merkezi düzlemde de bu konuda yeterince eyleme geçebilen bir iktidar olmamıştır. Türkiye’nin gerçekliğinde ise akarsu yataklarının imara açılması, su kaynakları kuruduktan sonra yağmur duasına çıkılması, sokakta yürürken üzerinize sinen kömür ve egzoz dumanı kokusu, denize girdiğinizde teninize yapışan kirli doku, yaz sıcağında gölgesinde oturacak bir ağacın bulunamaması ve daha birçok olumsuzluk var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi önceki dönemlerde çeşitli küresel kent ağlarına katılarak konuyla ilgili bir ilerleme kaydetmişti. Ancak 2019 yerel seçimleriyle birlikte yerel iktidarların değişmesi, beraberinde bir vizyon değişimi de getirdi. Bunun en güzel örneklerini İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin güncel olarak yürüttüğü çalışmalarda görmek mümkün. Zaman zaman merkezi idare tarafından yapılan yetki tırpanlama hamleleri, sürecin işleyişinde aksaklık yaratabiliyor; fakat bu durum küçük de olsa fark yaratmaya engel değil.

Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLG-MEWA)

UCLG-MEWA’nın öngördüğü protokole göre İBB şunları garanti etmiştir: Yetki alanı içindeki yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin yatırımları desteklemek, kırılgan gruplara yeşil enerjiye erişimini kolaylaştırmak, kamu binalarında yeşil enerji kaynaklarının kullanımı için yatırım yapmak, karbon salımını azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak için ulaşım ve kentsel planlama konularında akıllı şehir teknolojilerine yatırımları teşvik etmek. 

Öte yandan, “Belediye Başkanlarının İklim ve Enerji İçin Küresel Sözleşmesi” anlamına gelen “Global Covenant of Mayors for Climate & Energy-GCoM” ağı, belediyelerin iklim değişikliği için küresel çabaların bir parçası olması amacıyla oluşturulmuş bir ağ olup şehirlerarası protokol bu doğrultuda imzalanmıştır. Tüm ağ, Paris İklim Sözleşmesi’ne koşut süreçlerle küresel çapta senkronize bir şekilde hareket etmektedir. Sözleşmeyi imzalayan şehirlerin toplam nüfusu 1 milyar insanı geçiyor. Yani kentler, karbon emisyonunu azaltarak dünya nüfusunun önemli bir kısmıyla birlikte yenilenebilir enerji dönüşümü için eyleme geçiyor. Tahminlere göre 2050 yılında 3,8 Gigaton (Gt) miktarında karbon salımı azalmış olacak. İstanbul 2016 yılından beri bu ağın bir parçasıdır. Belediye, metne imza atarak sera gazı salımlarını azaltmayı ve iklim değişikliği eylem planını hazırlamayı taahhüt etmiştir.

Ayrıca, C40 Küresel Kent (C40 Cities Climate Leadership Group) ağının Türkiye’deki tek temsilcisi olan İBB, 2019 yılındaki zirvede İstanbul’un 2050 yılında karbon nötr kent olmasını hedefleyen bir protokol imzaladı. Bu doğrultuda İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı’nı hazırlayarak uygulamaya koydu.

İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı

Planın içeriğine bakıldığında, iklim değişikliğine karşı alınan önlemler bağlamında kent içi yenilenebilir enerji tüketimini teşvik etmek için önemli bir alan açıldığı görülmektedir. Rapor, toplam sera gazı yayılımının %63’ünün konut, imalat sektörü ve inşaatta sabit enerji kullanımına bağlı emisyonlardan kaynaklandığını ortaya koyuyor. O halde İstanbul için temel hedeflerden biri de, yeşil mimariyi ve düşük enerji tüketimli binaları desteklemek olmalı. Bunu teşvik etmek için birtakım vergi indirimleri yapılabilir. Nitekim aynı plan içinde İBB’ye ait tüm bina ve tesisler ile kent içindeki binaların enerji tüketimi konusunda eyleme geçilmesi de belirlenen hedefler arasında.

Ulaşım boyutu, sera gazının %28’ini oluşturan diğer bir faktördür. Planda, İstanbul’un ulaşım filosunun tümünün elektrik enerjisiyle çalışan araçlardan oluşması hedefinin koyulmasına dikkat çekmeliyiz. Özellikle ulaşımın %77’sinin karayoluyla yapıldığı düşünüldüğünde, filonun tamamını elektrikli araca çevirmek ciddi avantajlar yaratabilir. 2022 yılı itibariyle 100 adet %100 elektrikli aracın filoya katılması için harekete geçildi. İBB kendi tesislerinde hatırı sayılır miktarda elektrik üretebildiği için çevre dostu taşımacılığın işleyişi çok rahat ilerleyecektir. Dahası, sera gazının %9’u da atıklar dolayısıyla meydana geliyor. İBB, atıklardan hem gübre hem de elektrik üretimi yaparak halen emisyonu azaltma konusunda bir altyapı oluşturmuş durumda. 

Eyüpsultan Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesi sınırlarında İSTAÇ A.Ş.’ye bağlı olarak kurulan tesiste birçok hizmet verilmektedir. Bunlardan en önemlisi, çöp gazından elektrik üretme işlemidir. Toplanan atıklar, ayrıştırıldıktan sonra oksijensiz ortamda saklanarak çöp gazı oluşması beklenir. Çöp gazının büyük bir kısmını ise metan gazı oluşturmaktadır. Metan gazı kullanılarak Elektrik üretilir. Bu üretim, yaklaşık 300 bin evin enerji ihtiyacını karşılamaktadır. Tesiste yine aynı şekilde evsel atıkların yakılmasıyla açığa çıkan ısı buhar türbinine iletilerek de elektrik üretiliyor.

Tesiste, hem organik katı atıklar gübreye dönüştürülüyor hem de atıkların işlenmesi esnasında fermantasyon yöntemi ile biyogaz elde edilerek elektrik üretiliyor. İstanbul’un yemek, sebze, meyve ve kullanım ömrü tükenmiş ambalajlı gıda atıkları şehirden toplanarak ayrıştırılıp ardından öğütülmekte, üzerlerine su eklenerek bir müddet bekletilmektedir. Bu esnada atıkları yiyen bakteriler sayesinde metan gazı açığa çıkmaktadır. Bu metan gazı yakılmak suretiyle elektrik üretilmektedir.

Üretilen elektrik enerjis tesis yakınındaki trafolar aracılığıyla TEDAŞ’a veriliyor. Böylelikle, bir yandan çevre dostu enerji üretimi yapılırken diğer yandan İBB’nin öz kaynaklarının artırılması için önemli bir çaba ortaya koyuluyor. Bu sistemin, altı çizilmesi gereken diğer faydası ise enerjide dışa bağımlılığı azaltmasıdır. Şu anki kapasitesiyle 2022 yılı için hedef, 2 milyon kişinin tükettiği kadar elektrik üretmek. Bu sayı toplam kent nüfusunun %12,5’ine tekabül ediyor. İhtiyatlı bir çalışma yürütülürse bu sayıyı büyütebilmek de mümkün.

İstanbul Enerji A.Ş.

İBB’nin yenilenebilir enerji konusunda asıl oyun kurucusu olan İstanbul Enerji A.Ş., çeşitli uygulamalarıyla 2050 karbon nötr hedefini güçlendirmek için çalışıyor. Enerji, aydınlatma, akaryakıt yönetimi ve geri kazanım olmak üzere dört farklı alanda hizmet veriyor. Güneş, biyokütle, hidroelektrik ve rüzgar gibi enerji üretim alanlarında çalışıyor. Aynı zamanda danışmanlık veriyor ve çevre dostu çözümler sağlıyor. Elektrikli araç şarj sistemleri de Enerji A.Ş.’ye bağlı. Öte yandan, toplu ulaşım hizmetlerindeki karbon nötr hedefini binek araçlara yaymak için belediyenin elinde pek çok enstrüman bulunmakta.

Güneş enerjisi panellerinin iki yaygın kullanım türü bulunmaktadır. Bunlardan biri güneşteki fotonların yarı iletkenler ile doğru akım elektrik enerjisine dönüştürülmesini sağlayan fotovoltaik panel sistemi, diğeri ise aynalar yardımıyla güneş ışınlarını belli bir noktada toplayarak ısı enerjisine dönüştüren ve buhardan elektrik üretimine katkı sağlayan termal sistemdir. Enerji A.Ş., pek çok kamu-özel sektör kuruluşunun ve konutun çatısına güneş enerjisi panelleri kurarak binaların enerji tüketim ihtiyacını karşılayacak bir seçenek sunuyor.  Bayrampaşa’da yapılan kentsel dönüşüm konutlarına kurulan paneller, 1.504 evin yıllık elektrik ihtiyacını karşılıyor. Yenilenen tüm konut projelerine, tesislere ve binalara çevre dostu enerji panelleri takıldığı takdirde, gerçekten de sürdürülebilir kent yaşamına ilişkin sağlam bir zemin oluşturulabilir.

Biyokütle enerjisi ise organik materyallerin yakılmasıyla üretilen bir yenilenebilir enerji türüdür. Tarımsal mahsul kalıntıları, orman ürünleri, su bitkileri ve evsel atıklar biyokütle enerjisi üretiminde kullanılır. Bu malzemelerden metan, biyogaz ve motorin gibi yakıtlar üretilir.  Enerji A.Ş.’nin verilerine göre, Silivri’de yer alan 37 Megawatt’lık (MW) güç ile çalışan Biyokütle Enerji Santrali,  yıllık 190 bin hanenin (760 bin kişinin) elektrik ihtiyacını karşılayacak üretimi yapmaktadır. Bu sayı, aynı zamanda 37 bin ağacın karbon emisyonunu azaltmasına ve 940 bin aracın trafikten eksilerek karbon emisyonunu düşürmesine denk bir etkiyi temsil ediyor.

İstanbul Enerji A.Ş.’nin bir diğer önemli atılımı da Melen Barajı üzerine kurulan hidroelektrik santralidir. Henüz yapımı tamamlanmamış olan santral bittiğinde yıllık 110 bin hanenin enerji ihtiyacının karşılanması bekleniyor. Böylelikle, yıllık 86 bin ton karbon salımının önleneceği tahmin ediliyor.

Dünyanın pek çok yerinde belediyeler, İstanbul Enerji A.Ş. gibi iştiraklerle enerji üretmektedir. Londra Büyükşehir Belediyesi’ne ait London Power şirketi %100 yenilenebilir enerji üretimiyle, halka uygun fiyatlı elektrik ve ısınma amaçlı enerji arzı sağlıyor. Enerji A.Ş. için uzun vadede böyle bir hedef konulabilirse; bu, doğal kaynakları kentleşme dinamikleri yüzünden ciddi hasar görmüş İstanbul için sürdürülebilirliği besleyen bir hamle olacaktır.