27 Mayıs Gezi Parkı’nın Divan Oteli’ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı gece 22.00 civarında yıkıldı. Aynı zamanda 5 ağaç da yerinden söküldü. Taksim Dayanışması üyeleri iş makinalarının önüne geçerek daha fazla yıkım yapılmasının engelledi. 50 kişi parkta çadır kurarak sabaha kadar nöbet tuttu.
28 Mayıs Sabahı Park’a daha fazla protestocu geldi, yıkım çalışmalarını engelledi. Destek amacıyla CHP ve BDP milletvekilleri parka geldi. Gecelemek için çadırlar kuruldu.
29 Mayıs Polisler sabah saat 05.00 civarı parkta kalanlara müdahale etti. Çadırlar kaldırıldı ve inşaat ekibi çalışmalarına tekrar başladı. Başbakan Erdoğan, bu konuda kararlı olduklarını belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı’na gelerek protestoculara destek verdi ve her gün bir CHP milletvekilinin bu protestolara katılacağını açıkladı. Günün ilerleyen saatlerinde BDP Mv. Sırrı Süreyya Önder’in de desteğiyle grup, yıkım çalışmalarını tekrar engelledi. Gecelemek için yeni çadırlar kuruldu.
30 Mayıs Sabah erken saatlerde polis saldırısı ve çadırların yakılması üzerine onbinlerce kişi Gezi Parkı’na akın etti. Park bir şenlik alanına dönüştürüldü.
31 Mayıs Sabah 5’te yeni bir polis saldırısı oldu. BDP Mv. Sırrı Süreyya Önder, omuzuna gaz bombası isabet etmesi nedeniyle yaralandı. CHP Mv. Sezgin Tanrıkulu gaz bombasının etkisiyle fenalaştı. Yaralı sayısının çokluğu ve bölgedeki hastanelerin yeterli olamaması nedeniyle Türk Tabipleri Birliği geçici bir acil müdahale birimi kurdu. Aynı gün İstanbul dışındaki birçok şehirde de protesto yürüyüşleri düzenlendi. Yapılan bir başvuru sonrası, İstanbul 6. İdare Mahkemesi, Topçu Kışlası Projesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
1 Haziran Sabah saatlerinde İstanbul’un Anadolu yakasında toplanan halk Boğaziçi Köprüsü üzerinden yürüyüşe geçti. Polis, gruba Beşiktaş`ta gaz bombaları ve tazyikli su ile müdahale etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kadıköy Meydanı’nda düzenleyecekleri mitingi Taksim Meydanı’na aldıklarını açıkladı. Eylemler neredeyse bütün şehirlere yayıldı. Beşiktaş’ta toplanan onbinlerce insan Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleriyle birlikte Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. Taksim Meydanı ve çevresindeki polisler saat 15.45’ten itibaren araçlarını, aletlerini bırakarak geri çekildi. Taksim ve İstiklal Caddesi’nde devlet ve polis müdahalesinin olmadığı günler yaşanmaya başlandı. Tüm yurtta gösteriler ve çatışmalar artarak devam etti.
2 Haziran Türk Tabipleri Birliği’nin yayınladığı rapora göre İstanbul ve Ankara’da binden fazla yaralı vardı. Rapora göre “gözlerini kaybeden birçok kişi de dahil olmak üzere” yaralanmaların çoğu, hedef alınarak tazyikli su sıkılması, göz yaşartıcı bomba ve plastik mermilere direkt maruz kalmaları yüzünden oldu. Uluslararası Af Örgütü’ne göre orantısız gaz bombası kullanılması birçok ciddi yaralanmalara yol açtı. Olaylar, özellikle Erdoğan’ın Habertürk Teke Tek Programında kararlılığını belirtmesi ve eylemcileri çapulculukla suçlamasıyla iyice kontrolden çıktı. Ümraniye’de bir taksinin kalabalığa dalması sonucu Mehmet Ayvalıtaş öldü.
Ankara, İzmir, Eskişehir ve Adana’da yoğunlaşan gösterilere polisin sert şekilde müdahalesi üzerine çok sayıda yaralanma oldu.
3 Haziran Güne %7’lik sert bir düşüşle başlayan İMKB, son 10 yılın en büyük düşüşünü yaşadı ve günün sonunda %10.47 değer kaybetti. Gece Dolmabahçe ve Beşiktaş’ta başlayan olaylar sabah da sürdü. Polisler biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ederken, eylemciler kaldırım taşlarından barikatlar kurdu ve polise taşla karşılık verdi. Dolmabahçe Camii geçici revir haline getirildi.
Fas Gezisine çıkmadan evvel Başbakan’ın “Evinde zorla tuttuğumuz %50 var”, tencere tava eylemleri için “Tencere tava hep aynı hava” sözleri ve Reuters muhabiriyle girdiği polemik gerginliğin sürmesine neden oldu. Buna karşılık Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olayları sakinleştirmek için taraflarla görüşmeye başladı.
Ankara’daki eylemler 4. gününde tüm şiddetiyle sürdü. Eylemciler birçok yolu kapattılar ve bazı belediye otobüslerini ateşe verdiler. Diğer şehirlerdeki çatışmalar da sürüyor. Hatay’ın Armutlu ilçesinde Abdullah Cömert aldığı darbe sonucu yaşamını yitirdi.
4 Haziran Beşiktaş’ta ve Gazi Mahallesi’nde çatışmalar arttı. Halk sokaklarda tencere tava çalarak yürüyor. Diğer illerde çatışmalar sürüyor. Polis Abdullah Cömert’in cenazesine saldırdı.
5 Haziran KESK’in başını çektiği ve dün başladığı iş bırakma eylemine bugün DİSK, TTB ile TMMOB da katıldı. Gruplar; Ankara’da Kızılay, İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda, İstanbul’da Taksim Meydanı’nda bir araya geldi. Ayrıca Antalya, İzmir, İzmit, Çanakkale, Bursa, Kilis gibi çeşitli kentlerde de iş bırakma eylemleri yapıldı.
Miraç Kandili dolayısıyla İstanbul Gezi Parkı’nda Çarşı Grubu Beşiktaş’ta polislere ve halka kandil simidi dağıtı, Gezi Parkı’ndaki gruplardan İhsan Eliaçık yönetimindeki Antikapitalist Müslümanlar dua etti.
İstanbul’da günün sakin geçmesine, tencere ve tavalarla protesto ve yürüyüşler dışında neredeyse hiç çatışma olmamasına karşılık, Ankara, Adana ve pek çok yurt içindeki bölgede çatışma ve gerginlikler devam etti.
Adana’da komiser Mustafa Sarı, eylemcileri kovalarken inşaatı devam eden bir köprüden düşerek hayatını kaybetti. Adana ve Mersin’de çatışmalar ve gerginlik geç saatlere kadar devam etti.
6 Haziran Taksim’de göstericilerin işgali devam etti. Ancak herhangi bir polis müdahalesi olmadı. Ankara, İzmir’de ise yer yer polis müdahaleli protestolar, -Adana, Hatay ve Eskişehir gibi pek çok ilde olduğu gibi- devam etti. Başbakan Tunus’taki konuşmasında katı durumunu sürdürdü.
7 Haziran Başbakan Tunus’tan dönüşünde havalimanında kendisini “Yol ver geçelim, Taksim’i ezelim” diye karşılayan 10.000 civarında kişiye seslendi. Olaylar için faiz lobisini sorumlu tutan Başbakan, kışla ve AKM konusundaki ısrarından vazgeçmedi. Cuma nedeniyle Gezi Parkında Antikapitalist Müslümanlar cuma namazı kıldı. Parkta Gezi Bostanı kuruldu.
8 Haziran Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftar gruplarının çağrısıyla Taksim Meydanı en kalabalık günlerinden birini yaşadı. Parkın gazetesi Gezi Postası ve Gezi Radyo yayın hayatına başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş düzenlediği basın toplantısında, Gezi Parkı’nın yerine alışveriş merkezi, otel ve rezidansın yapılmayacağını, kent müzesi olabileceğini, böyle bir durumda ise mimarlar ile görüşülebileceğini açıkladı.
AKP 15 ve 16 Haziran’da sırasıyla Ankara ve İstanbul’da iki büyük miting yapacağını açıkladı.
9 Haziran Eylemin ilk gününden beri insanlar Gezi Parkında toplanmaya devam etti. Tam bir yardımlaşma içerisinde olan direnişçiler, evlerinden yiyecek, içecek ve çeşitli yardım gereçlerini getirerek birbirleriyle paylaştılar. Türkiye’de kurulan ilk doğrudan demokrasi ve komün alanı haline gelen Taksim Meydanı ve Gezi Parkı dünya basınında baş sayfalarda yer aldı. Çevreye barikatlar kurulduğundan Gezi Parkı’na polis müdahale edemedi.
Ayrıca Park’ta toplanan onlarca kişiye gönüllü doktorlar tarafından uygulamalı ilk yardım dersleri verildi. Bunların dışında çeşitli savunma uygulamaları da yapıldı.
Gezi Parkı olaylarının 13. gününde Taksim Dayanışma Platformu Taksim Meydanı’nda geniş katılımlı miting düzenledi. Birçok siyasi parti, kurum, kuruluş, sendika üyeleri, çeşitli mahalle ve semt sakinleri farklı yönlerden kortejler halinde mitinge katılmak üzere Taksim Meydanı’na yürüdü. Meydana miting için kurulan platformdan katılımcılara yönelik yapılan konuşmalarda Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar eleştirilirken, tertip komitesi, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Yaşasın halkların kardeşliği” ve “Hükümet istifa” sloganları dışında slogan atılmamasını istedi. Konuşmalarda, talepler yinelenirken ölenler de anıldı. Ardından Taksim Dayanışma Platformu’nu oluşturan çeşitli sivil toplum kuruluşları adına ortak basın açıklaması okundu.
10 Haziran Ankara’daki çatışmalarda Ethem Sarısülük polis kurşunuyla yaralandı. Yeni Şafak gazetesi Mehmet Ali Alabora’yı hedef gösterdi.
11 Haziran Polis sabah erken saatlerinde barikatları temizleyerek Taksim Meydanı’na girdi. Meydana hakim olan polis, AKM binası ve Cumhuriyet anıtı üzerinde bulunan pankartları topladı. Vali Hüseyin Avni Mutlu Gezi Parkı’na müdahale edilmeyeceğini açıkladı. Ancak, göstericilerin ailelerine seslenerek Gezi Parkı’nda kalanların can güvenlikleri olmadığını açıkladı.
Öğleden sonra polisin Gezi Parkı’na girmek istemesi sonucu akşamüstü Gezi Parkına yardıma gelen gruplarla polis arasında sabaha kadar süren çatışmalar yaşandı.Olaylar CNN, BBC gibi pek çok yayın kuruluşu tarafından canlı olarak verildi. Hükümet, bu kuruluşların durmu bir iç savaş gibi göstermesine tepki gösterdi. Bu arada Taksime polis müdahalesini protesto eden ve oturma eylemi yapan Çağlayan Adliyesi’ndeki 75 avukat göz altına alındı. Akşam saatlerinde Gezi Parkı’na giren polis, girişteki bazı malzemeleri ve çadırları kaldırdıktan sonra geri çekildi.
BM, ABD, Uluslararası Af Örgütü ve bazı ülkeler orantısız güç kullanılmaması ve gösteri haklarına saygı gösterilmesi çağrısında bulundu. Diğer yandan Ankara, Adana dahil pek çok il ve ilçede polisle göstericiler arasında gerginlik ve gösteriler devam etti.
12 Haziran Sabah saat 04.00’e kadar süren olaylar polisin çekilmesi ile sakinleşti. Aynı gün Başbakan Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı’ndan eylemlerde yer alan grupların bazılarının temsilcileri ile biraraya geldi. Bu toplantının ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik referanduma gidebileceklerini ilk kez dile getirdi. Bu arada gece Taksim Meydanı’na piyanosunu getirten İtalyan piyanist Davide Martello ve bazı eylemciler piyano dinletisi sundu.
13 Haziran Gezi Parkı ve civarında İstanbul’da tencere tava eylemleri haricinde gün sakin geçti. Buna karşılık Ankara, Adana gibi pek çok il ve ilçede halk protestoya ve polis müdahaleye devam etti. Başbakan sert üslupla konuşmayı sürdürdü. Avrupa Parlamentosu eylemlerdeki şiddet için Türk Hükümeti’ni kınarken Erdoğan bu kararı tanımadığını belirtti. Eylemcilerin anneleri alanda toplanıp gösteri yaptı.
14 Haziran Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı’ndan eylemlerde yer alan grupların bazılarının temsilcileri ile ikinci kez biraraya geldi. Bu kez temsilciler arasına Taksim Platformu’nu temsil edenler de katıldı. Başbakan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkesoğlu’na sinirlenip toplantıyı terk etti. BBC, NTV ile ortaklığını askıya aldı. Daha önce yaralanan Ethem Sarısülük hayatını kaybetti.
15 Haziran Tayyip Erdoğan, Ankara’nın Sincan bölgesinde yaptığı “Milli İrade’ye Saygı” mitinginde “Taksim Meydanı boşaldı, boşaldı; yoksa güvenlik güçlerimiz boşaltmasını bilir.” diyerek tehditler savurdu. Saat 20.50’de polisin korkunç saldırısı başladı ve kısa sürede polisler Gezi Parkı’na girdi. Polis, önüne çıkan her şeyi dağıtarak göstericileri Harbiye yönüne doğru sürdü. Yaralılara kapılarını açan Divan Oteli başta olmak üzere -revir görevi yapan- her yere gazlı saldırı yapıldı. Doktorlar gözaltına alındı. Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nın boşalmaya başlamasının ardından kalabalıklar Harbiye, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı yönlerinde toplanmaya başladı. Saat 23.00 civarından itibaren Taksim’in yanısıra İstanbul’un Kartal, Ortaköy, Kadıköy, Etiler, Gazi Mahallesi gibi bölgelerinde de protesto gösterileri tekrar başladı.
16 Haziran Geceyarısından itibaren gösteriler İstanbul’un diğer bölgelerine de yayıldı. İlk kez polis kuvvetlerine ek olarak Jandarma ekipleri de göstericilere Divan Oteli ve çevresinde müdahale etti. Boğaziçi Köprüsü’nden Taksim’e doğru yürüyüşe geçen gruplara Polis ve jandarma müdahalede bulundu. Gecenin geç saatlerinde Jandarma köprüden çekilince gruplardan bir kısmı köprüyü geçip Mecidiyeköy’e kadar ulaştı. Polis gruba gece 02.15 civarı TEM-Okmeydanı bağlantı yolunda müdahale etti. Gece geç saatlerden sabaha kadar Akaretler, Taksim-Karaköy arası,İstiklal Caddesi, Harbiye, Tarlabaşı gibi bütün yollardan Taksim’e çıkan gruplara polis müdahaleleri devam etti. Polislerin halka basınçlı su sıkan TOMA araçlarının su tankına kimyasal madde koyduğu daha sonra medyada yer aldı.
Başbakan “Milli İrade’ye Saygı” mitinglerinin ikincisini Kazlıçeşme’de düzenledi. Bu miting sonrasında da gece boyunca olaylar ve polis müdahaleleri sürdü. Ankara, Mersin, Adana, İzmir gibi pek çok ilde gösteriler gün boyu da devam etti. Ankara’da ölen Ethem Sarısülük’ün cenazesinin Kızılay Meydanı’na getirilmek istenmesi üzerine olaylar çıktı.
17 Haziran DİSK ve KESK sendikaları genel greve gittiler. Protestolar İstanbul’da daha barışçıl eylemlere dönüştü. Bazı üyeleri gözaltına alınan Çarşı Grubu, destek için Abbasağa Parkında eylemsizlik duruşu ile hükümeti protesto etti. Erdem Gündüz isimli bir kişi Taksim AKM önünde polisin müdahalelerini protesto için AKM önünde sessizce ayakta durma eylemi başlattı. Protesto başladıktan sonra kısa sürede “duran adam” eylemine destek olanların sayısı arttı.
18 Haziran Başbakan sert üslubunu sürdürdü, polisi daha da güçlendireceğini ve eylemlerde polisin çok başarılı bir demokrasi sınavı verdiğini şiddet uygulayanların terörist ve anarşist gruplar olduğunu söyledi. Eskişehir’de gerginlik ve yer yer polis müdahalesi oldu. İstanbul’da ise halk Taksim’de gözaltılara karşın AKM’de Atatürk posteri önünde ayakta durma eylemi yaptı; Türkiye’nin ve İstanbul’un pek çok yerinde ayakta durma ve tencere tava eylemleri yapıldı.
19 Haziran Duran adam eylemleri tüm Türkiye’de devam ederken, Çarşı Grubu Abbasağa Parkı’nda, diğer eylemciler ise çeşitli parklarda forumlar düzenlediler. Ankara ve özellikle Eskişehir’de polis müdahaleleri ve çatışmalar sürerken, Adana ve Mersin gibi pek çok ilde gösteriler devam etti.
20 Haziran Eskişehir’deki protesto gösterilerine öğrencilerin yanında Eskişehir Spor taraftarları da katıldı. Başbakan Erdoğan’ın Akdeniz Oyunları açılış töreni için geldiği Mersin’de olaylar gün boyunca sürdü, 2’si polis 6 kişi yaralanırken 8 kişi gözaltına alındı. Ankara’da ise Kuğulu Park’ta toplanıp yürüyüşe geçen gruba Kennedy Caddesi’nde polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. İzmir’de Gündoğdu meydanında kurulan Gezi Parkı çadırlarını kaldırmak isteyen polisle protestocular arasında çıkan tartışma ve protestolar polis müdahalesi ile sonuçlandı.
21 Haziran Mersin, Ankara, İzmir gibi pek çok ilde gösteriler devam ederken, duran adam eylemleri de hız kesmeden devam etti. Ankara ve Mersin’de yer yer polis müdahaleleri oldu. Halk; Abbasağa, Büyükdere, Yoğurtçu Parkı gibi parklarda İstanbul’da toplanıp forumlara devam etti. Bu arada polis 100.000 göz yaşartıcı gaz kartuşu ve 60 yeni TOMA alacağını duyurdu.
22 Haziran Taksim Dayanışma Platformu, halkı “Gezi şehitleri”ni anmak için karanfillerle Taksim’de toplanmaya çağırdı. Binlerce kişi Taksim’e akın etti. Başbakan Samsun’daki konuşmasında biber gazı istemeyenlerin rahat durmaları gerektiğini söyledi ve sert üslubunu sürdürdü. Gezi Parkı’na 9 kişilik bir grup özel izinle karanfil bıraktı. Halk polise karanfil dağıtmaya çalıştı; ancak polis gruplara önce basınçlı su, cop, ardından bibergazı ile müdahale etti. Bütün gece boyunca göstericiler ve polis arasında çatışma yaşandı. Bir kısım göstericilerin “polis, halkına ihanet etme” “Polis simit sat ve onurlu yaşa” diye slogan attığı görüldü. Polisin önce yumuşak şekilde başlayan müdahalesinin sokak aralarında çok sertleştiği görüldü; gözaltılar yaşandı. Bir kısım medya mensubunun kameralarının polisçe alındığı, yayınlarının engellenmeye çalıştığı gözlendi. Türkiye’deki çok az yayın kuruluşunun olayları göstermesi yine tepkilere neden oldu.
Polis Ankara’da Dikmen, Kuğulu Park, Kennedy Caddesi’ndeki gruplara sert müdahalelerde bulundu. Dikmen’deki ağır müdahale tepkilere neden olurken polisin yerli ve yabancı gazetecilere müdahalesi de gözden kaçmadı.
23 Haziran Sabahın erken saatlerine kadar Taksim çevresinde ve Ankara’da gösteri, polis müdahaleleri ve çatışmalar devam etti. Sonrasında ise göstericiler İstiklal Caddesi, Tarlabaşı gibi Taksim çevresindeki bölgelerde eylemlerine son verdiler, gözaltılar yaşandı. Ankara’da Dikmen gibi çeşitli semtlerde ve Adana gibi illerde protestolar ve polis müdahaleleri devam etti.
24 Haziran Başbakan ise polis akademisinde yaptığı konuşmada “Polisimiz kurşun yiyor, karşılığında su ve biber gazı sıkıyor. AB müktesebatında da polisin su ve gaz sıkma hakkı olduğu görülür. Türkiye’nin polisi konusunda takdirde bulunacak merci başka ülkelerin parlamentoları değil millettir. Polisimize nasıl şiddet uygulandığını gösteren görüntüleri önümüzdeki günlerde ortaya koyacağız” dedi ve polisin başarılı bir demokrasi sınavı verdiğini söyledi.
Duran adam eylemleri devam ederken; gezi protestolarında polis kurşunu ile hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’e ateş eden polisin serbest bırakıldığı haberinin ulaşması üzerine Ankara, İstanbul’da eylemler yapıldı. Ankara Dikmen’de, İstanbul Kadıköy ve Cihangir’de yapılan yürüyüş ve protesto gösterilerine polis müdahale etmedi. Protestocular çeşitli parklarda forumlar düzenlediler. DİSK -Ethem Sarısülük’ün ölümü dolayısıyla- 25 Haziran’da bir günlük genel grev ve ülke çapında yürüyüş yapılacağını bildirdi. İzmir’de ise yapılan tutuklama ve gözaltılar için Gündoğdu Meydanı, AKP İl Binası Önünde 2000 kişinin katılımıyla protesto yapıldı.
Haziran’ın son haftası ile Temmuz boyunca kayda değer kitlesel protesto hareketleri ve gösteriler vuku bulmadı. ufak çaplı protestolar, polis tarafından olağan dışı şiddetle bastırıldı. Bu arada polise “yardımcı olma çabasındaki “milis tipi” eli sopalı sivillerin de göstericilere saldırması göze çarptı. Hatta 6 Temmuz günü eli palalı bir saldırganın Taksim Talimhane’de göstericilere dehşet saçması “pala eylemi” olarak Gezi tarihine geçti. Öte yandan, Başbakan’ın ve iktidar sözcülerinin tahrik edici ve kutuplaştırıcı konuşmaları, hatta “camilerde içki içtiler”, başörtülü kadını taciz ettiler”, türünden iftiraları bu süre boyunca devam etti.
2 Haziran 2013 günü Eskişehir’de polis şiddetinden kaçarak sığındığı ara sokakta sivil giyimli 5-6 kişinin saldırısına uğrayarak yaralanmış bulunan Ali İsmail Korkmaz, 10 Temmuz 2013 günü öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Ön otopsi raporunda, “Darba bağlı beyin içi kanamasının olması ve kanamanın devam etmesi neticesi ölüm” denildi. 11 Temmuz 2013’de memleketi Hatay’da toprağa verildi.