Funda TOKER – COVID-19 Pandemisinde Tüm Dünya Güvende Olmadan Hiç Bir Birey Güvende Değildir

COVID-19 verilerinin derlendiği Worldometers internet sitesine göre, 5 Şubat 2021 tarihi itibarıyla Dünya genelinde Korona Virus Enfeksiyonu vak’a sayısı 112,555,857’ e ulaşmış, 2,296,354 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Türkiye ise ABD, Hindistan, Brezilya, Rusya, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya’ dan sonra en çok vaka görülen ülkeler arasında 9. sırada yer almaktadır.

Tüm dünyayı yaklaşık bir yıldır etkisi altına alan Covid-19’dan korunmak ve virüsün toplumda yayılmasını önlemek için maske, mesafe ile temizlik kurallarına uymak büyük önem taşıyor. Ancak bu önlemlerle birlikte toplumun aşılanması ve Covid- 19’a karşı bağışıklık oluşturulması en önemli öncelikler arasında yer almakta. Koronavirüs bağışıklığı konusunda uzun süredir yapılan çalışmalar sonucu onaylanan aşılar, kişinin hem kendisini koruma altına almasını hem de başkalarına hastalığı bulaştırma riskinin önlenmesini amaçlamaktadır.

Aşı, bireyin sağlık hakkının temel bir bileşeni olup koruyucu hekimliğin en başarılı önlemlerinden biridir. Tüm dünyada aşı ile önlenebilir hastalıklar rutin aşı programları ile büyük ölçüde azaltılmış olup aşılama yoluyla her yıl yaklaşık 2-3 milyon ölüm önlenmektedir.  

Bu bağlamda Dünya Sağlık Örgütü’nün 26. Ocak 2021 tarihli internet sitesinde yayınlandığı üzere, klinik çalışmaları devam eden 63, preklinik araştırmaları devam eden de 175 COVID-19 aşısı bulunmaktadır.

COVID-19 aşılarının çeşitleri ve etki mekanizmaları

COVID-19’a karşı dünya çapında çok sayıda potansiyel aşı geliştirme çalışmaları yürütülmektedir. Bu aşıların tümü vücudun bağışıklık sistemine COVID-19’a neden olan virüsü güvenli bir şekilde tanıtmayı ve yok etmeyi öğretecek şekilde tasarlanmıştır.

  • Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş virüs içeren aşılar (İnaktif aşılar).
  • Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan zayıflatılmış virüs içeren aşılar (Canlı atenüe aşılar).
  • Güvenli bir şekilde bağışıklık yanıtı oluşturmak için COVID-19 virüsünün yapısını taklit eden protein parçalarını kullanan protein bazlı aşılar.
  • Güvenli bağışıklık yanıtı oluşturmak için COVID-19 virüsünün RNA parçacıklarını taşıyan hastalık yapıcı etkisi olmayan virüslerin kullanıldığı viral vektör aşıları.
  • Kendi başına güvenli bağışıklık yanıtı oluşturan protein üretmek için genetik olarak tasarlanmış RNA ve DNA parçacıklarını kullanan son teknolojik bir yaklaşım olan m-RNA ve DNA aşıları.
  • Erken dönemde faz III çalışmalarına başlamış bu beş aşı, üç farklı yöntemle üretilmektedir.

Buyöntemler şunlardır:


1.İnaktif Aşılar

  • Gelenekselleşmiş yöntemlerle üretilir.
  • Virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza zarar verilmeden bağışıklığımız uyarılır.
  • Uzun dönem etkileri konusunda diğer aşılara oranla daha net bilgilerimiz bulunmaktadır.
  • Öldürülmüş virüs içerdikleri için ilk aşamada daha güvenli olduğu kabul edilir.
  •  2-8°C’de saklanabilir.
  • Üretimi diğerlerine göre daha zor ve yavaştır. 

“Ülkemizde şu an uygulanmakta olan Sinovac aşısı” bu sınıfa girmektedir.

2.Viral Vektör (Adenovirüs) Aşıları

  • Grip benzeri hastalık yapan bir virüsün (adenovirüs) genetik müdahale sonrası koronavirüs proteini ile desteklenerek insanda bağışıklık oluşturması amaçlanır.
  • Bu aşılar; Zika, Chikungunya gibi viral hastalıklara karşı uzun bir süredir faz III aşamasındaydı. 
  • Aşıların içindeki mikroorganizmalar canlı olmakla birlikte, güçsüzleştirildiklerinden dolayı insanlarda hastalık yapamazlar. 
  • Avantajı 2-8°C arasında, yani rutin olarak kullanılan aşı dolaplarında saklanabilmeleridir.
  • Yeni aşı geliştirme teknolojilerindendir. 
  • “Sputnik-V ve Oxford/AstraZeneca aşıları” bu sınıfa girmektedir. 28 gün arayla iki kez uygulanmaktadır.

    3.Mesajcı RNA (mRNA) Aşıları

  • mRNA, vücudumuzda doğal olarak üretilen protein sentezinde rol alır.
  • Laboratuvarda yapay olarak üretilen mRNA’lar tıpkı kendi mRNA’larımız gibi çalışarak virüse karşı bizi uyarmayı amaçlamaktadır.
  • Bu moleküller daha sonra kendi moleküllerimiz gibi yıkılarak vücuttan atılırlar.
  • Bu aşılar 25 yıldır kanser dahil pek çok hastalığın tedavisine yönelik olarak kişiye özel immunoterapi yöntemleriyle çalışılan teknolojiye benzer şekilde üretilen aşılardır.

“Biontech/Pfizer, Moderna aşıları” bu sınıfa girmektedir.

Bu aşıların en büyük dezavantajı; Biontech/Pfizer aşısının (BNT-162b2) -70°C’de, Moderna aşısının (mRNA-1273) -20°C’de saklanabiliyor olmasıdır.28 gün arayla iki kez uygulanmaktadırlar.

Biontech/Pfizer aşısının ikinci dozdan 7 gün sonra %95, 65 yaş üzerindekilerde %94 etkili olduğugörülmüştür.

Hem Sinovac, hem Biontech/Pfizer aşıları için ülkemizde de klinik çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu arada ülkemizde 16 aşıya ilişkin çalışma yürütülmektedir.

Covid-19 geçirenler de aşı olmalı mı?

Covid-19 enfeksiyonu geçirenlerin bir bölümünün enfeksiyonu yeniden geçirebildiği bilinmektedir. Hastalığı geçirmenin veya aşı olmanın kişiyi ne kadar uzun bir süre koruduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Ancak şu andaki bilgilerimize göre enfeksiyon geçirdikten 6 ay sonra aşı yapılması uygundur.

Aşı sonrası yan etki görülme olasılığı var mı?

Covid-19 aşıları sonrasında aşının yapıldığı yerde ağrı, ateş, halsizlik gibi belirtiler görülebilir. Bunlar vücudun aşıya karşı gösterdiği tepkinin doğal bir sonucudur ve genellikle bir süre sonra kendiliğinden düzelecektir. Aşının etkinliğini nasıl etkileyecekleri şu an bilinmediği için, yan etkilerin görülmemesini teminen önceden ilaç kullanılması önerilmemektedir. Yan etkiler ortaya çıkarsa buna yönelik ilaçlar kullanılabilir. Aşılara bağlı ciddi yan etkiler genellikle alerjik ve nadirdir. Ciddi alerjisi olanlar bunu mutlaka aşı öncesinde bildirmelidir.

Aşı olduktan sonra da korunma önlemlerine devam edilmeli mi?

Aşının hastalığı önemli oranda önlediği bilinmekle birlikte bulaşmayı ne kadar ve ne süreyle önlediği zaman içinde ortaya çıkacaktır. Bu nedenle, aşı olanlar ve hastalığı geçirenler de maske, mesafe ve hijyen kurallarına mutlaka uymaya devam etmelidir.

Covid-19 aşısı çocuklara da yapılmalı mı?

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 aşısı ilk önce sağlık çalışanları ve yaşlı, engelli, koruma evleri gibi yerlerde kalanlar ve çalışanlara uygulanmaya başlamıştır. İkinci aşamada ise hizmetin sürdürülmesi için öncelikli olarak tanımlanmış sektörlerde çalışanlara uygulanacaktır. Çocuklara aşının uygulanıp uygulanmayacağını, uygulansa da ne zaman uygulanması gerektiğini öğrenmek için Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlar ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin yapacağı açıklamaların takip edilmesi gerekmektedir.

COVAX

Yazımın devamında, uluslararası arenada aşının üretimi ve dağılımının eşit ve hızlı bir şekilde sağlanması konusunda çalışan bazı kuruluşlar hakkında bilgi vermek isterim. Bu kuruluşlar arasında en önemlilerinden biri ACT’dir (Access to COVID-19 Tools Accelerator – COVID-19’e karşı mücadelede ivmelendirici kuruluş). ACT, COVID-19 testleri, tedavi yöntemleri ve aşılarının geliştirilmesi, üretilmesi ve kitlelere/ülkelere eşit olarak eriştirilmesi için çalışan global bir ortaklıktır.

ACT, Nisan 2020’de, DSÖ, Fransız hükümeti, Avrupa Birliği, Bill ve Melinda Gates Vakfı öncülüğünde kurulmuş olup hükümetler, bilim insanları, aşı üreticileri, hayırseverler, sivil toplum kuruluşları, Dünya Bankası ve uluslararası sağlık kurumlarının katkısını sağlamayı amaçlamaktadır.

COVAX ise ACT’nin aşı bileşeni olarak en önemli uluslararası kuruluştur. COVAX, CEPI (The Coalition for Epidemic Preparedness Innovations – Epidemik Hazırlık İnovasyon Koalisyonu), GAVI (Global Vaccine Alliances – Global Aşı Ortaklığı) ve DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)’ nün ortaklığı ile kurulmuş olup tüm ülkelere etkin aşıların ulaştırılmasının hızlandırılmasını amaçlamaktadır. Aynı zamanda, aşı üretim kapasitelerinin artırılmasının, alım gücü ve tedarik zincirinin hızlandırılarak 2021 sonuna kadar 2 milyar doz aşının eşit olarak dağıtılmasını hedeflemektedir.

COVAX’ın çalışmaları sayesinde, pandemi kontrol altına alınıp trajik hayat kayıplarının önlenmesinin yanı sıra, COVID aşılarının kullanıma girmesi ile global ekonominin her ay 375 milyar dolarlık kaybının önüne geçilmesi gerçekleştirilecektir.

COVAX’ın vaadleri; ülke nüfuslarının en az %20’ sinin aşılanması, çeşitli ve etkin bir aşı portföyünün oluşturulması, aşıların üretildikten sonra dağıtımlarının hızlıca gerçekleştirilmesi, pandeminin akut fazının sonlandırılması, ekonomilerin yeniden inşa edilmesidir.

Aşılara eşit erişimin sağlanması, özellikle sağlık çalışanları gibi en yüksek risk grubundaki bireylerin korunması, pandeminin halk sağlığı ve ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmada en önemli araçtır. Ancak bunlar kadar COVID-19 yayılımının önlenmesi ve ölüm hızının düşürülmesi açısından halk sağlığı önlemlerine uyulması yaşamsal önem taşımaktadır.

*Funda TOKER
Dr. Tıp
funda.cidam@gmail.com