Yazımızda, 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel se¬çimlerine ilişkin bazı temel veriler ve karşılaştırmalar yer almaktadır.
Seçim öncesinde, sosyal medya aracılığıyla -özellikle Instagram, Twitter ile- artık siyasal manipü¬lasyon, kamusal etki ve popülerlik adına kullanılmaya başlayan ve her iki taraf için de siyasal bir araç haline gelen, yöntem ve doğru¬luğu oldukça tartışmalı kamuoyu araştırmalarının etkisiyle seçim so¬nuçları üzerine oldukça spekülatif değerlendirmelerin ortaya çıktığı¬nı gördük.
Bununla birlikte, seçim kanununa bağlı olarak farklı ittifakların ortaya çıkması, bazı partilerin, bazı seçim bölgelerinde aday
göstermesi ya da göstermemesi, ortak aday desteklemeleri, ittifakların kendi aralarındaki milletvekili paylaşımları, partiler arasında ve ittifaklar içindeki pazarlıklar ve güç paylaşımları, vatandaşın seçme ve seçilme hakkı üzerinde de karanlık noktalar bırakmıştır. Seçim; birleşme, bir araya gelme adı altında çok çeşitli pazarlıklara konu haline getirilmiştir. Hemen hiçbir partide ön seçim sisteminin uygulanmaması, seçmenin temsili demokratik sistemde ne ölçüde temsil edildiği konusunu da şüphede bırakmaktadır.
Son yıllarda sıkça gördüğümüz üzere, iktidar yanlısı ve muhalif basının da, halkın haber alma özgürlüğünden uzaklaşarak, siyasal partilerin ya da siyasal görüşlerin propagandasını yapan yapılara dönüştüklerini gördük.
Haberlerin, aşırı yorumlarla siyasal angajmanları yaymak için kullanılması oldukça yaygınlaştı.
Seçimle ilgili bu sübjektif olgular yanında, nesnel olgular da, seçim sürecini etkileyecek gibi görünüyordu. Bunlar başta; ekonomik kriz ve hayat pahalılığı, büyük afet Pazarcık depremi idi.
Bütün bu süreçlere rağmen, halk, oldukça yüksek bir oranda seçime katıldı. İlk turda gerçekleşen %87,04 katılım, şu ana kadar yapılan üç seçim içinde -2018 seçimleri de dahil olarak- en yüksek orana sahiptir. İlk tura baktığımızda, R.T. Erdoğan %49,52, K. Kılıçdaroğlu %44,48 oy aldı. M. İnce %0,43 ve S. Oğan’da %5,17 oy aldı. Adaylardan hiçbiri %50+1 oy alamadığı için seçim ikinci tura kaldı.
Milletvekili sonuçlarına baktığımızda ise AK Parti 2018 genel seçimlerine göre yaklaşık %10 -2.119.875 oy- kadar oy kaybetti. En çok oy kaybı yaşayan diğer parti ise Yeşil Sol Parti/HDP olup %18 seviyelerinde -1.077.566 oy- kaybetti. MHP de 2018’deki oy oranına göre %2,5 oy kaybetti.
CHP ise 2018’e göre 2.447.993 yani yaklaşık 2,5 milyon oy arttırarak %20,4 oranında oyunu en çok arttıran parti olmuştur. Bu oy artışını, ittifak yaptığı ve seçime kendi partileri etiketi ile girmeyen üç partinin oy etkisi olarak görmek mümkündür.
İkinci tur Cumhurbaşkanı seçimine katılım %2,89 puan azalarak %84,15’e düşmüştür. Geçersiz oylara baktığımızda, ilk turdaki geçersiz oy sayısı 1.037.104’ten (-2 puan) ikinci turda 684.288’e (- 0,7 puan) düşmüştür; fark 352.816 olmuştur. İki adaylı bir seçimde, yanlışlıkla geçersiz oy kullanma hata olasılığı düşük olacağı için, bu geçersiz oylar her iki adaya da oy vermek istemeyen seçmenin tepki oyları olarak değerlendirilebilir.
Seçime yurtdışından katılan seçmenlerin katılım ve oy oranlarının da, seçim sonucunu etkileyecek düzeyde olduğunu görüyoruz.
Yurt dışındaki seçmen katılımlarına bakıldığında ise durum yurt içinin tam tersi gelişti. Türkiye seçmeninin %5,6’sı (3.426.218) -2018 yurt dışı seçmen sayısı 3.044.837 idi- yurt dışında yaşamaktadır. Birinci turda kullanılan 1.047.747 oy sayısı %9,2 artarak 1.144.060’a yükseldi. Yurt dışı seçmeninin sosyoekonomik durumu düşünüldüğünde bu katılım artışı makul değerlendirilebilir. İlk turda Erdoğan %57,7, ikinci turda ise %59,7 oy almıştır -2018’deki oy oranı %60,24 idi-. Kılıçdaroğlu ise ilk turda %39,7, ikinci turda ise %40,3 oy almıştır. 2018’de İnce, Akşener, Karamollaoğlu ve Demirtaş’ın toplam oy oranı %39,57’dir. Yurt dışında Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na göre ikinci turda daha fazla oy arttırdığı görülmektedir. Kılıçdaroğlu’nun da ikinci turda 2018 Cumhurbaşkanı adaylarının aldığı toplam oy oranına ulaştığı görülmektedir.
Birinci ve İkinci Tur Cumhurbaşkanı Seçim Sonuçlarının Karşılaştırması
Yukarıdaki grafikte her iki turda Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun aldıkları oy sayıları yer almaktadır. Erdoğan’ının ikinci turda ilk tura göre 700.740 oy (%2,6) arttırdığı görülürken, Kılıçdaroğlu ilk tura göre 909.546 (%3,7) oy arttırmıştır. İkinci turda Kılıçdaroğlu’nun daha fazla oy arttırdığı görülmektedir. İlk turda adaylar arasındaki oy farkı da 2.538.671’den ikinci turda 2.329.865’e düşmüştür. Burada görüldüğü gibi, katılımın ilk turdaki ya da yurt dışındaki gibi artarak gerçekleşmesi durumunda sonucun değişebileceği görülmektedir.
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye genelinde oyunu arttırdığı görülse de bazı büyükşehirlerde oy kaybı yaşamıştır. Bu oy kaybı yaşadığı illerin -büyükşehirler açısından bakılırsa- Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa ve Van illeri olduğu görülmektedir. Bu illerin tamamı Doğu illeridir. Kılıçdaroğlu yukarıdaki grafikte görüldüğü üzere bu 4 ilde toplam 102.646 oy kaybetmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun 81 il içinde oy kaybettiği tüm iller de Tablo 1’de yer almaktadır. Bu illerdeki toplam oy kaybı 162.903’tür. Bu illerin de tamamı Doğu illeridir.
Kılıçdaroğlu’nun oyunu en çok arttırdığı iller ise Tablo 2’de yer almaktadır. Bu illerin tamamının büyükşehirler olduğu görülmektedir.
Kılıçdaroğlu’nun 81 il içinde oransal olarak oyunu en çok arttırdığı illere aşağıdaki tabloda bakıldığında ise genel olarak Batı, Kuzey ve kısmen de kıyı illerinin olduğu görülmektedir.
Erdoğan’ının 81 il içinde oyunu en çok arttırdığı iller ise aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Erdoğan’ın oy kaybettiği tek il Batman’dır (-%1,2).
Bölgelere Göre Karşılaştırmalar
Kılıçdaroğlu’nun bölgelere göre birinci ve ikinci tur oylarını karşılaştırdığımızda Güneydoğu Anadolu, Kuzeydoğu Anadolu ve Orta Doğu Anadolu bölgeleri hariç diğer bölgelerde oyunu arttırmıştır. Kılıçdaroğlu’nun en çok oy arttırdığı bölge %9 artışla Orta Anadolu bölgesidir. Kılıçdaroğlu toplamda kendi oylarını %4 oranında arttırmıştır.
Yukarıdaki tablo ve grafikte her iki adayın birinci ve ikinci turda aldığı oyların bölgelere göre artış sayı ve oranı verilmiştir. Kılıçdaroğlu’nun oy oranlarından çoğu bölgede muhalif seçmenin kazanmak için çaba harcadığı ve sandığa gittiği görülmektedir. Ancak üç doğu bölgesindeki oy düşmesi önemlidir. Elbette ki bu düşen oyların toplamının, sonucu değiştirecek büyüklüğe sahip olmakla birlikte, 2018’yılındaki Demirtaş’ın aldığı oy oranlarına erişememesi önemli bir göstergedir. Bu oy farkı (954.340), ve birinci turda Kılıçdaroğlu lehine sandığa yansımış olması halinde sonucu değiştirebilecek etkiye sahiptir. Özellikle İstanbul, Ege ve Doğu Marmara Bölgesi seçmeninin ikinci turda Kılıçdaroğlu’na desteğinin artışı çok net görülmektedir. Bu artış iki şekilde açıklanabilir: İlki ilk turda sandığa gitmeyen muhalif seçmenler, ikincisi ise Sinan Oğan’a verilen 2.831.239 oyun bu bölgelerde Kılıçdaroğlu’na geçen payı.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun her iki turda aldığı oy oranlarının grafiği yukarıda verilmektedir. Bu iki grafiği bir arada değerlendirdiğimizde çok büyük oranda birinci ve ikinci turda seçmenin oy verme davranışının bire bir örtüştüğünü söyleyebiliriz. Seçmen her iki turda da aynı oy verme davranışı gerçekleştirmiştir. İkinci turda İstanbul’da Kılıçdaroğlu lehine bir artış görülmektedir. Ege ve Doğu Marmara bölgelerinde minimal oy artışı da görülmektedir. Bu oy artışlarını sağlayan seçmenin, ilk turda sandığa gitmesi halinde sonuca önemli etkisi olacağı düşünülmektedir. Erdoğan’a oy veren seçmenlerde değişiklik neredeyse görülmemektedir. Bunlar, ilk turda olduğu gibi aynen sandığa gidip oy vermiştir. Katılım eksilmesinin büyük oranda muhalif blok seçmeni olduğu söylenebilir.
Yukarıdaki grafikte 2018 seçimlerinde İnce, Akşener, Demirtaş ve Karamollaoğlu’nun aldığı toplam ok ile Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda aldığı oylarının karşılaştırması yapılmıştır. Her iki oy grafiğinin birbirine oldukça benzer olduğu görülürken çoğu bölgede Kılıçdaroğlu’nun daha fazla oy aldığı görülmektedir. Daha düşük oy aldığı bölgeler, Kuzey Doğu ve Orta doğu Anadolu bölgeleridir.
Tüm bu grafiklerin geçmiş seçimlerle olan benzerliği ve izdüşümü, seçimler üzerinde özellikle muhalif seçmenin seçimlerin güvenilirliğine ilişkin kuşkularını büyük ölçüde ortadan kaldırdığı da görülmektedir. Ayrıca seçmen davranışının geçen 5 yıl içinde büyük değişiklikler göstermediği de anlaşılmaktadır.
14 Mayıs 2023 Milletvekili genel seçimlerinde çıkarılan milletvekili sayılarını baktığımızda, Cumhur İttifakı’nda yer alan AK Parti 268, MHP 50 ve Yeniden Refah Partisi 5 milletvekili, Millet İttifakı’nda yer alan CHP 169, İYİ Parti 43 milletvekili, Özgürlük ve Emek İttifakında yer alan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 61, TİP ise 4 milletvekili çıkarmış bulunuyor.
CHP’nin 39 milletvekilinin istifası (DEVA, Gelecek, Demokrat ve Refah Parti milletvekilleri) ile milletvekili sayısı 130 milletvekiliyle 2018’den 16 milletvekili daha azdır. AK Parti’de oy kaybına bağlı 27 ve HDP de ise 6 milletvekili eksilmiştir. MHP oy kaybına rağmen 1 milletvekili arttırırken İYİ Parti ise yaklaşık 250 bin oy artışına rağmen ise 2018’deki milletvekili sayısını aynen korumuştur. TİP ve Yeniden Refah partileri meclise ittifaklar aracığıyla giren yeni partilerdir. TBMM de bu dönem 11 siyasi partiden oluşmuştur.
Sonuç olarak, özellikle muhalif partilerin oy oranlarında önemli radikal değişiklikler beklenirken seçmen davranışı 2018 yılıyla oldukça benzer gerçekleşmiştir. Erdoğan yurt dışında 2018 seçimlerindeki oy oranının neredeyse aynısını almıştır. İkinci turda yurt içinde, yurt dışında olduğu gibi katılım artmamış olsa da Kılıçdaroğlu Erdoğan’a göre daha fazla oy arttırmıştır. Kürt seçmene ilişkin oy kaybı ilk turda ortaya çıkmıştır. İkinci turda buna yönelik önlem alınamaması ya da önlem alındıysa da sonuca etki etmemesi, Kılıçdaroğlu ve ekibinin politik tutumlarıyla ilişkilidir. Hemen tüm büyükşehirlerde oylar ilk tura göre artmıştır; ancak bir taraftan da özellikle Doğu illerinde oyların azalması ve genel katılımın da azalmasıyla ilk turdaki sonuç değişmemiştir. Burada muhalif seçmenin önemli bir bölümünün Kılıçdaroğlu’nun kazanması için bölgeler bazında yoğun bir biçimde sandığa gittiğini görmekteyiz. Aynı çaba Erdoğan’a oy veren seçmende görülmemektedir. Bunu anlamak için sadece İstanbul’da Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun oy artış oranlarına bakmak yeterlidir. Çok çabalansa da, Kılıçdaroğlu’nun seçim süreci boyunca sürdürdüğü politik tutumu kendisini kazanacak seviyeye getirememiştir. Bunun nedenlerinin analizi ve tartışılması, solun ve sosyal demokrasinin Türkiye’deki geleceği için oldukça önemli olacaktır. Bu çaba, ancak sosyal demokrasinin evrensel değer ve ilkelerinden payını almış kişi ve kurumlarca gösterilecek bir çabadır.