Çetin DÜZCE – Vergi Borçları ve Belediyeler

Çetin DÜZCE
İktisatçı
cetinduzce@hotmail.com

Vergi Borçları ve Belediyeler

Vergi, devlet görevlerinin yerine getirilebilmesi için vatandaşların ve kurumların mali güçlerine göre devlete ödedikleri paradır. Vatandaş ve kurumlar, vergi vererek devletin kaynak yaratmasına, yatırım ve harcamaları karşılamasına olanak sağlarlar. Dolayısıyla devlet, vergi toplayarak büyüme için kaynak bulmuş olarak gelir; paylaşımı düzenlemek için de önemli bir görevi yerine getirmiş olur.

Türkiye’de, vergi usul kanunun 5. maddesine 4369 sayılı kanun ile 29.07.1998 tarihinde eklenen hükme göre belli bir tutarın üzerinde vergi borcu olanlar kamuya ilan edilmektedir. Kamuoyunda bunlara “ vergi yüzsüzleri “ denmektedir. Amaç, böyle bir borcu olanları ifşa edip bunları utanılacak duruma düşürerek mevcut borçlarını ödemelerini sağlamaktır. Söz konusu liste yakın zamanda açıklandı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “ listede yer alan mükelleflerin çoğunun, gerçek bir faaliyeti olmadığı halde sahte belge düzenleme, vergi kaçırma gibi amaçlarla kurulmuş işletmeler olup… bu tür işletmelerin genellikle hiçbir malı bulunmayanlar adına açıldığını ve amaca ulaşıldıktan sonra ortadan kaybolduğunu ve borcun tahsil imkanının da kalmadığını” belirtmiştir. “Vergi yüzsüzleri” olarak tanımlanan ve vadesi 31.12.2023 olduğu halde 30.09.2024 tarihine kadar ödenmeyen 5 milyon TL’yi aşan vergi ve cezaborcu bulunan bu mükelleflerin bir listede afişe edilir. Söz konusu listede bulunan bu mükelleflerin, vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezalarının toplamı 914.9 milyar liradır.Ancak tahsil kabiliyeti olmayan alacak tutarı da 812.8 milyar liradır. Demek ki toplam alacakların %88.8’inin tahsil imkanı bulunmuyor.

Bunların çok uzun yıllara dayanan borçlar olduğu şeklinde açıklama yapılıyor. Bakan Şimşek, ayrıca alacakların tahsil edilememesinin nedeni olarak, “Bu mükelleflerin ya da kanuni temsilcilerinin malvarlığı bulunmadığını ve haklarında tüm yasal işlemler yapılmış olduğu halde alacakların tahsil edilemediğini” açıklıyor.

Borç listesi açıklanan kurumlar içerisinde belediyelerin ve belediye iştiraklerinin bulunması dikkat çekicidir. 31 Mart 2024 seçimi sonrası AKP’den devralınan belediyelerin özellikle Maliye’ye büyük tutarlarda borçları olduğunu biliyoruz. Bu belediyelerin kanuni temsilcileri doğal olarak belediye başkanlarıdır ve hepsinin malvarlıkları da yerindedir. Ayrıca belediyelerin -İller Bankası’ndan gelen paralar, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, imar harçları vs. gibi- birçok gelir kaynağı da bulunmaktadır. Ancak görüldüğü kadarıyla,Maliye bu borçları –veya alacaklarını- tahsil etmemiş. İktidar muhalif belediyelerin mallarına ve gelirlerine haciz koyarken kendi partisinin belediyelerine niye hiç dokunmamıştır diye de sormak gerek.

31 Mart 2024 seçimleri sonrasında gördük ki, özellikle uzun süre yerel iktidarda olan ve el değiştiren belediyeler lüks düşkünü başkanlar tarafından yönetilmiş. Jakuzili ve şaşaalı makamlar, aslı astarı olmayan baklava, börek ve kuru yemiş harcamalarına ilişkin belgeler bunun göstergesi. Dolayısıylavergi ve SGK borçlarını ödemek bir yana, yaptıkları organizasyonlarla vatandaşın parasını “yok” edip yeni yönetimlere büyük miktarlarda borç bırakmışlar. İktidar, son yerel seçimde kaybettiği yerel yönetimlerde sosyal demokratbelediyeciliği hayata geçirmek isteyen CHP’li belediyelerin,Esenyurt’ta görüldüğü gibi kayyım atayarak veya gelirlerini keserek, çalışmasını engellemektedir. Ayrıca muhalif yerel yönetimlerin halk nezdinde itibarını zedeleyecek uygulamalara gitmekte ve onları mali yönden sıkıntıya sokacak adımlar atmakta.

Geçmişte kendi partisindeki belediyelerin vergi borçlarını almayıp o belediyelerin savurgan harcamalarına göz yuman AKP hükümetlerinin bu kolaycı ve partizanca uygulamaları, ülkeye ve ülke insanlarına, muhalefet belediyelerine bıraktığı vergi ve SGK borç yüküdür.

Sonuç olarak; bu ülkede kangren haline gelmiş kaynak yaratma sorununu çözme zorunluluğu vardır. Bunun için vergiyi tabana yaymalı, genel katma değer vergisi oranlarını %10‘a ve sigorta prim oranlarını da aşağıya çekerekmükelleflerin vergiye uyumu artırılmalı. Öte yandan vergi mevzuatı basitleştirilip sık sık değiştirilmemeli. Hamiline yazılı belgeler nama yazılı hale getirilmeli; ekonomik işlemler bankalardan geçirilmeli. 24.12 2024 tarihinde 7 binden 30 bine çıkartılan elden nakit ödemelerle ilgili tebliğ iptal edilmelidir. Kayıt dışılığa etki eden basit usul uygulaması kaldırılmalı; 2 yılda bir çıkartılan vergi ve SGK borcu affıuygulamaları son bulmalıdır.