Burcu Meltem Arık – Koronavirüs, Eğitimde Acil Durum ve Uzaktan Eğitim

COVID-19 ilk olarak Çin’de Aralık 2019’da fark edildi ve 13 Ocak 2020’de tüm dünyaya hızla yayılan yeni bir virüs olarak tanımlandı. Çin hükümeti Şubat ayında önce Hubei bölgesindeki bazı kentlerde, kısa süre içinde de tüm ülke genelinde okulları kapattı. Çin’i Moğolistan (ülke geneli), İtalya (bölgesel), İran (ülke geneli) ve ardından çok sayıda ülke takip etti. Eğitim, COVID-19 nedeniyle yaklaşık üç ay içerisinde tüm dünyada ‘acil durum’ koşullarına taşınmış oldu. UNESCO’nun paylaştığı verilere göre 1 Mart’ta sadece 4 ülke tüm okulları kapatma kararı almışken 25 Mart itibarıyla bu sayı 165 oldu. Bu, tüm dünyada 1.524.648.768 öğrencinin okula gitmediği, kayıtlı öğrenci nüfusunun %87,1’inin durumdan etkilendiği anlamına geliyor. COVID-19 nedeniyle eğitim alanında yaşananların ölçeği ve hızı eğitim hakkını tehdit ediyor; var olan eşitsizlikleri artırma, derinleştirme riski barındırıyor. Ülkelere ve bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte eğitim hakkının korunmasına yönelik önlemler alınmaya ve uygulamalar geliştirilmeye başlandı. Bunların başında öğretimin uzaktan eğitim yoluyla devam etmesi geliyor. Bu dönemde yapılan her uygulamada “çocukların iyi olma hali” odağa alınmalı.

Türkiye’de 11 Mart 2020’de Türkiye’de yeni tip koronavirüs tanılı bir hastanın olduğu bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı. Aynı gün Dünya Sağlık Örgütü (WHO) koronavirüsü pandemik bir hastalık olarak ilan etti. Bu açıklamanın ardından, eğitimin bundan nasıl etkilenebileceğine yönelik tartışmalar hız kazandı. 2018-19 verilerine göre, Türkiye’de okul öncesi kademede 1 milyon 564 bin 813, ilkokulda 5 milyon 267 bin 378, ortaokulda 5 milyon 437 bin 321, ortaöğretimde 4 milyon 259 bin 657 öğrenci bulunuyor. Resmi ve özel yükseköğretimdeki öğrenci sayısı ise 3 milyon 777 bin 114.[1]

Uzaktan eğitim süreci

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), koronavirüsle ilgili ilk paylaşımını 3 Şubat’ta “Koronavirüs Bilgilendirme Notu” başlıklı bir broşürle yaptı. 26 Şubat’ta “Koronavirüsten Nasıl Korunuruz?” videosunu yayınladı. 3 Mart’ta ise velilere yönelik “Bizden” adlı aylık bülteninde “Koronavirüsten Korunmanın Yolları” başlıklı bir bilgilendirme yazısı paylaştı. 6 Mart’ta “Koronavirüsten Nasıl Korunuruz?” videosunu işitme ve görme engelli vatandaşlar için yeniden düzenledi ve paylaştı. Aynı gün, koronavirüse karşı okullarda hijyen uygulaması başlatıldığını ve okullarda eğitim dışındaki zamanlarda özel dezenfektanlarla temizlik yapıldığını açıkladı.

10 Mart’ta illere gönderilen yazıyla, öğrenci, öğretmen ve Bakanlığa bağlı personelden zorunlu olmadıkça proje, uluslararası toplantı ve benzeri etkinlikler kapsamında yurt dışına seyahat etmemeleri istendi. 12 Mart’ta illere gönderilen yeni bir yazıyla ise koronavirüs önlemleri kapsamında resmi ve özel okul ve kurumlarda sosyal etkinlikler iptal edildi. İlkokullar, ortaokullar ve liseler için 16 Mart itibarıyla 1 hafta zorunlu tatil ilan edildiğini açıklandı.

1 hafta zorunlu tatilin ardından 23 Mart’ta uzaktan eğitime başlandı. Uzaktan eğitim süreci EBA web sitesi (www.eba.gov.tr) ve televizyon (TRT EBA TV İlkokul, TRT EBA TV Ortaokul, TRT EBA TV Lise) aracılığıyla yürütülüyor. Özel okullar ise bunların yanı sıra kendi uzaktan eğitim sistemlerini kullanıyorlar. Paylaşılan dersler TRT EBA TV kanallarından, TRT İzle uygulamasından ve EBA web sitesi üzerinden takip edilmeye başlandı.

EBA web sitesi ve kullanımına yönelik tüm detaylara “Eğitim Bilişim Alanı Nasıl?” bölümü üzerinden erişilebiliyor. Öğretmenler derslerini EBA üzerinde yürütebiliyorlar. Öğrenciler ise öğretmenlerinin EBA’ya yüklediği derslerin dışında “EBA Kütüphane”de yer alan ve kendi seviyelerine uygun başka içeriklere de erişebiliyorlar. TRT EBA TV’de ise, ilkokul, ortaokul ve lise için 3 farklı kanal bulunuyor. EBA TV İlkokul, EBA TV Ortaokul ve EBA TV Lise adlı bu üç kanalda, HD ve SD olmak üzere toplam 6 kanal üzerinden yayın yapılıyor. Yayın akışlarına eba.gov.tr ana sayfasından ve TRT internet sitesinden ulaşılıyor. Sınıflara ve derslere göre düzenlenmiş program MEB tarafından geçtiğimiz hafta paylaşıldı.

Derslere, 1-8. sınıflarda her sınıf için günde yaklaşık 1, 9-12. sınıflarda her sınıf için günde yaklaşık 1,5 saat ayrıldı. Bu süre içerisinde 20 dakikalık dersler yapılıyor. Sabah saatlerinde paylaşılan derslerin tekrarı öğleden sonra ve akşam gösteriliyor. MEB, öğrencilerin öncelikle TRT EBA TV kanallarını, ders tekrarları, konu eksikleri ve sorular için ise EBA web sitesini kullanmalarını öneriyor. Sisteme aynı anda çok sayıda kullanıcının girmesi nedeniyle hafta sonu ve uzaktan eğitimin ilk günü yaşanan sorunlar nedeniyle sınıf seviyelerine göre EBA kullanım saatleri belirlenip paylaşıldı.

8 ve 12. sınıflar için EBA web sitesinde ayrıca “Canlı Sınıf” uygulaması yer alıyor. Öğrenciler “Canlı Sınıf” bilgilerine “EBA Sayfam” alanından ulaşabiliyorlar. Bu sınıflara yönelik açıklamalarda sınav tarihlerinde ertelemenin tercih edilmediği, sınavda sadece yüzyüze eğitim sırasında işlenen konuların yer alacağı da belirtildi. 11 ve 12. sınıflar için ise EBA Akademik Destek Programı paylaşıldı.

Bu süreçte nelere dikkat edilmeli?

Öğretmen, öğrenci ve velilerin psikososyal desteğe erişebilmeleri bu sürecin en kritik adımı olacaktır. Bunun için, MEB’in geliştirildiğini paylaştığı psikososyal destek kitine erişimin yanı sıra uzmanlara erişim olanağı da sağlanması sürecin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olacaktır. Bu zor süreçte çocuklar yaşadıkları duygularını anlayamayabilir ya da ifade olanağı bulamayabilir. Çocuklara duygularını paylaşabilecekleri alanlar da açılmalıdır.

Uzaktan eğitimin ilk haftasına yönelik ilk izlenimler, öngörüldüğü gibi sistemde giriş yoğunluğu yaşandığına işaret ediyor. MEB bu yoğunluğun azaltılması amacıyla EBA web sitesine girişleri her sınıf için belirli saatlerle sınırlandırdı. Ancak bu sorun hala devam ediyor. İlkokul velileri özellikle EBA web sitesine girişte zorluk yaşıyor. Bu süreçte öğretmenlerin öğrencileri ile iletişime geçerek kolaylaştırıcı rol oynamaları da yararlı olabilir.

Öğretmen Ağı’nın uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin ihtiyaçlarını tespit etmek için düzenlediği, Değişim Elçisi öğretmenlerin katıldığı anketin sonuçlarına göre öğretmenler yalnız olmadıklarını hissetmek istiyorlar. Meslektaş dayanışmasına, dijital okuryazarlık ve dijital araçlara hakimiyet becerilerinin güçlenmesine, meslektaşlarının internet bağlantısı olmayan öğrencilerle iletişim kurmak için geliştirdiği stratejilerin yaygınlaşmasına ihtiyaç duyuyorlar. EBA, bu ihtiyaçların karşılanması bakımından önemli bir platform rolü üstlenebilir. Öğretmenlerin bu platformu etkin kullanabilmesi için destek mekanizmalarının devreye sokulmasında yarar vardır.

Çeşitli koşullar nedeniyle uzaktan eğitime erişemeyen, erişme imkânı olsa bile uzaktan eğitim araçlarını etkin kullanamayan öğrencilerin de olduğu göz önünde bulundurularak risk altındaki gruplara yönelik yürütülecek çalışmaların hızla planlanması ve paylaşılması önemli olacaktır. Halihazırda özel gereksinimi olan öğrencileri ve öğretmenleri kapsamayan uygulamanın özel gereksinim gözetilerek düzenlenmesi de önceliklendirilmelidir. Bu yönde yapılan iki açıklamada, özel gereksinim alanına yönelik materyallerin EBA web sitesinde yer aldığı, geçici koruma altındaki öğrencilere yönelik açılan uyum sınıflarına yönelik materyallerin ise “Uyum Sınıfları için Türkçe” dersi ile televizyon kanallarından paylaşılacağı oldu. Ancak, büyük bir çoğunluğu bu ay hareketlenecek olan mevsimlik gezici tarım işçisi ailelerin çocukları gibi risk altındaki farklı gruplara yönelik ne tür çalışmalar yürütüleceği henüz açıklanmadı. <ev içi şiddet, erken evlilikler gibi kritik alanlar için de dikkatli bir izleme çalışması yapılması, önleyici tedbirler paylaşılmalı.

Öne çıkan amacı bu kriz döneminde eğitimden kopuşu engellemek olsa dahi, uzaktan eğitim yalnızca eğitime erişime etkisi açısından değil eğitimin içeriği bakımından da hassasiyetle ele alınmalıdır. Her çocuğun tüm yönleriyle “gelişme hakkı”nın garanti altına alınması ve insan haklarından yana tutumlar geliştirebilmesi için eğitim vazgeçilmez bir araçtır. Bu doğrultuda da, uzaktan eğitim sürecindeki yayınların ve EBA web sitesinde paylaşılan materyallerin içeriği çocuk hakları temelinde, çocukların gelişimsel özelliklerine uygun, “çoğulcu” ve “kapsayıcı” olmalı; endoktrinasyondan arındırılmış bir biçimde, “çocuğun yüksek yararının gözetilmesi” ilkesi doğrultusunda hazırlanmalıdır. Psikolojik olarak zorlayıcı bu süreçte eğitimin içeriği çocuk hakları temelinde gözden geçirilmelidir. Pedagojik bakımdan ve çocuk hakları temelinde sorun teşkil eden içeriklere maruz kaldıkları durumlarda ise bunun çocuklar üzerindeki etkisi değerlendirilmeli, onarım süreçleri hızla uygulanmalıdır. İlk gün paylaşılan, çocuk hakları ve pedagoji açısından sorunlu yayınlar kaldırılmış olsa da EBA web sitesindeki içeriklerin tamamı henüz kontrolden geçirilmedi. EBA kurulduğu günden bu yana içerisinde çok sayıda materyalin arşivlendiği web sitesinin de sıkı bir denetimden geçirilmesi ihtiyacı devam ediyor.

Türkiye dahil pek çok ülke uzun süredir dijital dönüşümün eğitime olan etkisini tartışıyordu. Yeni tip koronavirüs dijital dönüşüm, uzaktan eğitim ve eğitim sisteminde değişim ihtiyacı tartışmalarını hızlandırmış oldu. Tüm dünya test aşamasında. Bu test, teknoloji yoluyla erişimi sağlamanın yanı sıra öğretmenler, öğrenciler ve veliler için bir kültürel dönüşüm gerekliliğini de içeriyor.

Uzaktan eğitim sürecinin 30 Nisan’a kadar uzatılması yukarıda belirtilen gereksinim alanlarına yönelik acil eylem planlarının hızla hayata geçirilmesi ihtiyacını güçlendirdi. Risk altındaki çocukların eğitim haklarının garanti altına alınması birinci öncelik olmalı. Daha önce yaşanan salgınlarda eğitim sistemlerinin en zayıf halkalarından biri olarak okulların açılması süreci olduğuna işaret ediyor. Bu da tüm çocukların okula geri döneceği gün için şimdiden dikkatli bir planlama yapılması gerektiği anlamına geliyor.

*Burcu Meltem ARIK
Eğitim Gözlemevi Koordinatörü,
Eğitimde Reform Girişimi,
arikb@sabanciuniv.edu


[1] Ortaokul ve ortaöğretim kademesinde açıköğretim öğrencileri dahil edilmedi. Yükseköğretim kademesindeki sayı ise önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi alan, örgün öğretimdeki ve ikinci öğretimdeki öğrencileri gösteriyor. Uzaktan eğitim ve açıköğretim öğrencileri dahil edilmedi.