Corona-FinancialResources_v02_AG_hpMain_16x9_1600

Ahmet Oğuz Demir – Salgında Sosyal Devlet Olmak ve Ekonomi

Ahmet Oğuz DEMİR
Doç. Dr., Ekonomist
ooguzdemir@gmail.com

Salgında on dört ay geride kaldı. Bu satırlar yazılırken biz yine tam görünümlü kısmi kapanma sürecini yaşıyoruz. İngiltere, İsrail ve ABD başta olmak üzere birçok ülkede aşı uygulamaları oldukça hızlı ve etkin bir şekilde sürdürülürken, Türkiye aşı sorununu çözememenin güçlükleriyle yüzleşmeye devam ediyor. Aşılama yaygın bir şekilde gerçekleştirilmeyince de tam kapanma da bir zaruret olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye’de bu zaruri kararın alınması dahi bir hayli zor oldu! Salgının önlenmesi ile kapanarak ekonominin krize girmesi ikilemi içerisinde vaka sayılarının rekor seviyelere çıkması, hükümetin de uzun zamandır üzerinde direndiği ekonomi tercihini değiştirmesine neden oldu. Ancak salgının başladığı günden bu yana anayasadaki “sosyal devlet” kavramı bir kez daha unutuldu. İşçiler, esnaf ve çiftçiler için, ne tam bir kapanma ne de iş yapabilme umudunun olduğu bir süreçte devlet kendinden beklenen desteği yine sunamadı!

Dünyadan bu konuda da ayrışmış olduk! Hal bu iken dünyada durum ne idi; birlikte bir değerlendirmek istedim.

Almanya, acı olmayan vatan oldu!

Öncelikle Almanya! Sosyal devlet denilince akla ilk gelen ülke Almanya oluyor. Salgın sürecini ağır koşullarda geçiren Almanya tam kapanma durumlarında vatandaşının her bir ferdini düşünerek farklı yardımlar içeren paket bir program hazırladı. Bu programlar bağımsız olarak değil, oluşturulan teşvik paketinin bir parçası olarak yer aldı. Program başlıkları ve verilen destekler oldukça detaylı ama burada birkaç örnek vermekle yetinelim.

Programda en dikkat çeken özellik, bahsettiğim gibi detaycılık oldu. Örneğin, çocuklu aile, engelli çocuğu olan aile ve bekar ebeveynler olarak programda farklı kitleler tanımlandı. Çocuklu ailelere yönelik olarak çocuk başına 300 avro mali yardım tek seferlik olarak program içerisinde yer aldı. Ayrıca yine çocuklu ailelere yönelik olarak bakım destek ödeneğinin ve yardımların süresi uzatıldı. Bekar ebeveynlerde ise vergi diliminin oranı düşürüldü ve böylece bu ailelerin ek gelir yaratması sağlandı.

Alman hükümeti, tüm aileler için yaşam standartlarının ve satın alma gücünün korunması amacıyla çeşitli destekler sundu. KDV oranını %19’dan %16’ya çeken Almanya, vatandaşının alım gücünü koruyarak talep daralmasına mani olmaya çalıştı. Diğer bir uygulama ise temel gelir desteğine erişimde sağlandı. Normal şartlarda 6 aylık mali durum açıklaması zorunlu olan Alman vatandaşlarında bu şart kaldırıldı ve temel desteğe erişimleri kolaylaştırıldı. Salgın döneminde zarar gören şirketlere yönelik olarak Haziran 2020 itibariyle hayata geçirilen 25 milyar avro tutarındaki geri ödemesiz yardımın süresi 2021 yılını da kapsayacak şekilde uzatıldı.

Öte yandan, tam kapanma dönemlerinde zarar gören sektörler de Alman hükümeti tarafından unutulmadı. Sektör temsilcilerinin kapanma döneminde uğradıkları zararı karşılamak için hükümet hızlı mali destek sundu. Bu destek çatısı altında ise 10 milyar avro tutarında bir fon oluşturuldu. Firmaların çalışan maliyetlerini göz önünde bulunduran Almanya, ilgili firmalar için bu maliyetlerin %40 ile sınırlı kalacağını ve kalan payın “federal” bütçeden sağlanacağını da açıkladı.

İngiltere de sosyal devletleşti!

Covid-19 salgınından en ağır şekilde etkilenen ülkelerden biri olan İngiltere de vatandaşının kaybını kurtarmaya yönelik olarak çeşitli destekler sundu. Pandemiden dolayı çalışamayacak durumda olan vatandaşlara yönelik 2500 sterline kadar destek sunan İngiltere, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik olarak da 25 bin sterline kadar geri ödemesiz nakdi yardımda bulundu. Salgından en çok zarar gören sektörlerden konaklama, restoran, paket servis ve turizm sektörlerine uygulanan KDV oranını %20’den %5’e düşürdü.

Hükümet, yeni mezunlara iş ortamı yaratmak adına ise sübvansiyonları devreye soktu. 20’li yaşlarında kişilere iş imkanı sağlayan firmalarda 6 ay boyunca bu kişilere -maaş, sigorta ve idari masrafları dahil olmak üzere- 6.500 sterline kadar destekte bulunuldu. Buna ek olarak, yeni iş alımlarında 25 yaş altı işçiler için şirketlere sunulan 2 bin sterlin ve 25 yaş üstü için sunulan 1,500 sterlin desteğin Aralık 2021 tarihine kadar uygulanacağı açıklandı. Diğer ülkelere kıyasla İngiltere’nin farklılaştığı nokta ise, talebe değil arz faktörüne odaklanması oldu. Bazı ülkelerde uygulanan yardım kuponu desteği ve genel KDV düşüşleri İngiltere’de yalnızca belirli ölçüde zarar gören sektörlere ve vatandaşlara yönelik uygulandı.

Hollanda yine cömert!

Avrupa’nın önemli ekonomilerinden biri olan Hollanda da benzer bir paket sundu. Aynı şekilde bu programın detayları da saymakla bitmiyor, ancak birkaç örnek vermekte fayda bulunuyor. Cirosunun en az %20’sini kaybeden şirketlerde sürekli istihdamı korumak için geçici acil durum ödemeleri yapıldı. Cirosunun %30’nun kaybeden firmaların sabit maliyetlerinin karşılanması için her üç ayda bir başvurulabilen finansal destek sunuldu.

Vaka sayılarının yeniden artmasıyla birlikte zarar gören konaklama sektörüne yönelik olarak maksimum 20 bin avro, her bir girişimci başı 2.500 avro olmak üzere geniş bir hibe desteği sağlandı. Organizasyon alanında faaliyet gösteren firmalara yönelik olarak verilen finansal destek, vaka sayılarında yaşanan ikinci artışla birlikte uzatıldı ve ek 11 milyon avro kaynak aktarıldı. Benzer bir şekilde zarar gören kültür sektörüne ise 454 milyon avro kaynak ayrıldı.

Türkiye’de yurttaşına cimri!

Salgın sürecinde zararı karşılamak adına Türkiye’de de çeşitli paketler uygulandı. Üretime ara vermek zorunda kalan işçilere geçici gelir desteği ve çalışanlarına kısa çalışma ödeneği sunuldu. Sosyal destek programı kapsamında ise ailelere 1000’er TL destekler verildi. En düşük emekli aylığı 1500 TL’ye yükseltildi. Bunun yanında Aralık 2020’de sokağa çıkma kısıtlamalarından etkilenen kişilere 3 ay süreyle ayda 1000 TL destekte bulunulacağı belirtildi. %50 kapasite ile çalışan esnafa ise 1500 TL nakdi destek sunulacağı açıklandı.

Aile ve Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre Nisan 2021’e kadar yaklaşık 6,5 milyar TL sosyal destek yardımında bulunuldu. Kısa çalışma ödeneği olarak bugüne kadar 31,5 milyar TL destek sağlandı. Verilen nakdi ücret desteği 10,2 milyar TL, işsizlik ödeneği ise 5,6 milyar TL olarak açıklandı. Toplanan bağışlarla birlikte Türkiye’nin bugüne kadar vermiş olduğu desteğin 60 milyar TL olduğu belirtildi.

Ülkelerarası karşılaştırma

Burada ülkelerarası yardımların nasıl farklılaştığını açık bir şekilde görüyoruz. Kıyaslamanın ortak bir kriter baz alınarak değerlendirmesini ise IMF raporuna başvurarak yapıyoruz. IMF 2021 Ocak ayı raporuna göre İngiltere vatandaşına 440,5 milyar dolar tutarında, Almanya 417,7 milyar dolar tutarında ve Hollanda 40 milyar dolar tutarında yardımda bulundu.

Aynı raporda Türkiye’nin sağlamış olduğu toplam yardım ise 7,6 milyar dolar olarak hesaplandı. Türkiye’nin yapmış olduğu yardım GSYİH’nın yalnızca %1,1’i oldu. Raporda, Türkiye ile aynı oranda yardım yapan tek ülkenin Demokratik Kongo Cumhuriyeti olduğu görüldü.

Salgının en önemli çözümünün aşı olduğu, ilk günden bu yana konuşuldu. Aşı ise beklenen süreden çok daha kısa bir zamanda bulundu! Aşılamada yol alamayan birçok ülke ise hala kapanma önlemleri ile zaman kazanmaya çalışıyor. Tam kapanma kararı ise çok detaylı planlanarak verilmesi gereken zorunlu bir karar! Türkiye’nin bu süreçte de maalesef hayal ettiğimiz yaklaşımın çok altında kaldığını sadece yaşamıyoruz; bunu bize aynı zamanda rakamlar da söylüyor.