Öğretim Üyesi
bahri@sabanciuniv.edu
Bu yazımızın temel amacı, Ispanyol Sosyalist İşçi Partisi (Partido Socialista Obrero Español – PSOE )’ni ve öncelikle onun lideri Felipe González’in 1982-1996 yılları arasındaki iktidar dönemini incelemektir. Bu çerçevede, PSOE’nin tarihsel rolünü ve Felipe González’in 14 yıl süren başbakanlık ve parti başkanlığı döneminde İspanyol toplumunun gelişmesine yaptığı katkılarını değerlendireceğiz.
PSOE’nin Tarihçesi
İspanya’nın en eski siyasi partisi olan PSOE, 1879’da Madrid’li bir dizgici ve sendika organizatörü olan Pablo Iglesias tarafından kuruldu. Iglesias aynı zamanda, 1888’de partiye bağlı sendika konfederasyonu olan (Unión General de Trabajadores; UGT) olarak adlandırılan kuruluşun da üyesidir. Parti ilk başta yavaş büyüdü; bunun bir nedeni de, UGT’nin işçi sınıfını örgütlemek için, anarşist sendika konfederasyonu ile rekabet etmek zorunda kalmasıydı.
Aynı zamanda ortodoks Marksist ideolojisi, şiddetli kilise karşıtlığı, İspanyol işçi sınıfının sınırlı sayısı ve diğer güçlü solcu rakipleri hızla büyümesini engelledi. PSOE’nun ilk parlamenteri Pablo Iglesias meclise 1910 yılında girdi. Ancak parti, 1921’de İspanya Komünist Partisi’nin ortaya çıkmasıyla birlikte bölündüğü için zayıfladı. Bununla birlikte, 1931’de İspanya Cumhuriyeti ilan edildiğinde, PSOE, reformist sosyal demokratlar ile devrimci sosyalistler arasındaki bölünmelere rağmen ülkenin en büyük siyasi partisiydi. PSOE, 1931-36 yılları arasında koalisyon hükümetlerine katıldı ve İspanya İç Savaşı (1936-39) sırasında Cumhuriyetçilerin başlıca destekçileri arasında yer aldı. UGT başkanı Francisco Largo Caballero 1936-37 yıllarında Cumhuriyetçi İspanya’nın başbakanı olarak görev yaptı. PSOE, Francisko Franko önderliğindeki milliyetçi ve muhafazakar güçlerin zaferinin ve 1938’de Cumhuriyet’in çöküşünün ardından yasaklandı.
PSOE, Franko’nun uzun diktatörlüğünün (1936-75) büyük bölümünde hayatta kalmak için örgütlenmeden ve birlikten yoksundu ve bu süre zarfında partinin İspanya’daki varlığı oldukça zayıftır. Ancak, 1950’lerin ortalarında, ‘İç Savaş’ sonrası yeni nesil İspanyollar partiyi yeniden canlandırdı. 1974’te Sevilla kökenli genç Felipe González ve arkadaşları, hala sürgünde olan ve kendi aralarında çekişen eski kuşak liderleri ve üyeleri partiden tasfiye ettiler ve kontrolü ele geçirmeyi başardılar. Daha sonra, partinin karizmatik lideri Felipe González partinin üye sayısını hızla artırmayı başardı.
Felipe González Márquez: İspanya sosyal demokrasi hareketinin lideri
Felipe González Márquez, 1982’den 1996’ya kadar İspanya Başbakanı ve 1974’ten 1997’ye kadar İspanya Sosyalist İşçi Partisi lideri olan bugün emekli bir İspanyol siyasetçidir. İspanya’nın en uzun süre görev yapan demokratik olarak seçilmiş başbakanıdır. İsmini ilk defa 1970’li yılların başında Bonn Üniversitesi’nde öğrenci olduğum dönemde duymuştum. Felipe ve grup arkadaşları, basın tarafından “Alman Sosyal Demokrat Partisi Başkanı “Willy Brandt’ın Çocukları” olarak isimlendiriliyordu. Franko’nun ölümünden sonra İspanya’ya geri döndüler ve Felipe’nin kabinesinde çeşitli görevler aldılar. Felipe Gonzalez ve Willy Brandt arasındaki yakın dostluk “Like Father, Like Son” (Baba ve oğul gibi) olarak tanımlanmaktadır:[1] Willy Brandt, gençlik yıllarında İspanya İç Savaşı’nda savaş muhabiri olarak görev yapmış ve PSOE’yi desteklemişti. 1992 yılında Gonzalez, Brandt’ın cenazesinde duygusal bir konuşma yaptı. Ayrıca, İskandinav sosyal demokratları da onu çok takdir ediyordu.
Daha sonra İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda kendisini ve yakın çalışma arkadaşı Narcís Serra i Serra’yı dinleme fırsatını buldum.[2] Mükemmel hitabet gücünü ve tarihsel olayları ve politik gelişmeleri analiz yeteneğini büyük bir ilgi ile izlemiştim.[3]
Özgeçmişi
Felipe González Márquez, 5 Mart 1942’de Sevilla’de bir sığır tüccarının oğlu olarak dünyaya geldi. Sevilla’deki zengin García Carranza ailesine ait bir süt ürünleri işletmesi kuran babası kuzey Cantabria’dan, annesi Juana Márquez ise Endülüs’tendi. Solcu bir cumhuriyetçi ve sendikacı olan ve cumhuriyet döneminde Puebla del Rio Halk Meclisi başkanlığı yapan babası sayesinde siyasetle tanıştı.
Okul eğitimini tamamladıktan sonra Sevilla Üniversitesi’nde hukuk okudu ve Belçika’daki Leuven Katolik Üniversitesi’nde ekonomi alanında ilave bir eğitim aldı. 1964 yılında “Isidoro takma adıyla PSOE’ye katıldı. PSOE, 1939’dan beri yasadışıydı. 1969 yılında PSOE Ulusal Komitesi üyesi oldu, 1970’ten itibaren Yürütme Komisyonu üyeliği yaptı. Franko’ya karşı düzenlenen protesto gösterilerine katıldıkları için, 1971 yılında kendisi ve yoldaşları Nicolás Redondo ve Enrique Múgica tutuklandı. González, 1974 yılında Fransa’nın Suresnes kentinde düzenlenen kongrede PSOE’nin genel sekreterliğine seçildi. Bu durum, geleneklere bağlı, yaşlı ve tutucu parti üyelerine karşı, partinin genç reformist kanadının zaferi anlamına geliyordu.
1975 yılında Franko’nun ölümünün ardından başlayan geçiş döneminde, González, Haziran 1975’te kurulan “Demokratik Yakınlaşma Platformu” içinde yer aldı. Mart 1976’da geçiş hükümetine katılan demokratik muhalefetin liderlerinden biri oldu. PSOE, Şubat 1977’de yeniden yasallaştırıldı ve 15 Haziran’da Franko sonrası dönemin ilk genel seçimlerine katıldı. Parti, yüzde 29,2 oy ve 118 sandalye kazanarak González’i parlamentoda muhalefet lideri yaptı.
González, 1979’daki olağanüstü parti kongresinde, Marksist PSOE’yi tüm toplum katmanlarına hitap eden modern bir sosyalist partiye dönüştürmeyi başardı. Kasım 1978’de González Sosyalist Enternasyonal’in başkan yardımcısı oldu. 1 Mart 1979’da yapılan yeni seçimlerde PSOE, yüzde 30,5 oy ve 121 milletvekili koltuğu ile konumunu sağlamlaştırdı, ancak yine muhalefet partisi olarak kaldı.
Felipe Gonzelez’in parti başkanlığı ve başbakanlık dönemindeki reform politikaları
“Yöneterek, ilkelerin etiğinden, sorumluluğun etiğine geçmeyi öğrendim.”.[4]
-Felipe Gonzalez
28 Ekim 1982’deki seçimlerde, iktidardaki Unión de Centro Democrático koalisyonu sadece 12 sandalye ile geçti ve PSOE %48,3 oy oranı ve 343 milletvekillliğinin 202’sini kazandı. 2 Aralık’ta González, Leopoldo Calvo-Sotelo’nun halefi olarak başbakan oldu. Yeni hükümet, İspanyol halkında siyasi değişim konusunda büyük umutlar uyandırdı. Onun hükümeti döneminde, tüm İspanyollar için zorunlu eğitim 16 yaşına kadar uzatıldı ve okul eğitimi ücretsiz hale getirildi, üniversite eğitimi desteklendi, sosyal güvenlik reformu başlatıldı ve Katolik Kilisesi’nin direnişine rağmen kürtaj hakkı kısmen yasallaştırıldı.
Aynı yıl, hükümet 200 devlet şirketi ve birkaç yüz yan kuruluşun kısmi veya tam özelleştirilmesine başladı. Silahlı kuvvetler profesyonelleştirildi ve yeniden bir yapısal düzenlemeye gidildi. İspanyol demokrasisinin sağlamlaştırılmasına önemli katkılarda bulunuldu. PSOE, ayrıca ülke ekonomisini daha rekabetçi hale getirmek için yeniden yapılandırdı; bölgesel yetki devri sürecini pekiştirdi, Roma Katolik Kilisesi’nin eğitimdeki etkisini azalttı ve çok çeşitli sosyal reformları hayata geçirdi.
1 Ocak 1986’da İspanya ve Portekiz Avrupa Topluluğu’na üye oldular. 22 Haziran 1986’daki seçimlerde PSOE yüzde 44,1 oy aldı ve 184 milletvekili koltuğu kazandı. Aynı yıl, Gonzalez bir referandumda ülkesinin NATO’ya katılmasını destekledi. Bu adımı, partisinin önceki tutumundan önemli bir sapma anlamına geliyordu. 14 Aralık 1988’de genel grev ülkeyi felç etti; sendikalar ve partinin sol kanadı, Gonzalez’i sağa kaymakla suçladı. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra (1989) Gonzalez Almanya’nın yeniden birleşmesini kayıtsız şartsız destekleyen az sayıdaki Avrupalı hükümet başkanından biriydi.
29 Ekim 1989’da PSOE, yüzde 39,6 oy oranıyla bir kez daha parlamentoda çoğunluğu elde etti. 6 Haziran 1993’teki seçimlerde yüzde 38,8 oy oranıyla 159 parlamento koltuğu kazandı. Ekonomik sorunlar giderek daha belirgin hale geliyordu. Yüzde 25’lik işsizlik oranı, çeşitli yolsuzluk skandalları ve devletin Bask ETA ile mücadelede gizli örgüt Grupos Antiterroristas de Liberación (GAL) yardımıyla işlediği hukuk ihlalleri, partisinin 3 Mart 1996 seçimlerinde yenilgisine yol açtı. Partido Popular’dan José María Aznar İspanya başbakanı oldu. González 1997’de parti başkanlığından istifa etti; ancak 2000 yılına kadar milletvekilliği görevini sürdürdü.
1996 sonrası
1996’dan sonra Gonzalez siyasi bir görevde bulunmadı, ancak iç ve dış politika durumuna ilişkin yorumları ve konferanslarıyla sık sık gündeme geldi. 2007’de Avrupa’nın Geleceği Bilgeler Konseyi’ne atandı ve konseyin başkanlığına getirildi. 1998’den 1999’a kadar AB’nin Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Özel Temsilcisi olarak görev yaptı. Değişik ülkelerde seminer ve konferanslar verdi. Anılarını yayınladı.
Sonuç: Çalışmamızdan aşağıdaki sonuçları çıkarabiliriz:
- İspanyol PSOE nin uzun bir tarihi geçmişi var. Başlangıç yıllarında, diğer Sosyalist veya Sosyal Demokrat Partiler gibi, ortodoks Marksizme inandılar ve daha sonraları parti kendi içinde, Komünist Partisi, Sosyal Demokratlar ve Anarşistler olarak parçalandılar. Franko döneminde SPOE işlevini büyük ölçüde yitirdi, fakat Franko sonrasında uzun ve sert tartışmaların sonucunda, parti Sosyal Demokrat çizgiye geldi.
- Franco sonrası, SPOE’nin en güçlü yönü, her türlü ideolojik tartışmalara rağmen ayakta kalabilmesi olmuştur. Bunda, yoğun baskı ve tecrübelerden geçerek davaya inanmış, mücadele eden ve Felipe Gonzalez başkanlığında güçlü ve donanımlı bir kadroya sahip olmalarının büyük katkısı olmuştur. Ayrıca, PSOE Gonzalez’in yönetiminde ve sonrasında, özellikle Avrupa Birliği ülkeleri, NATO ve Sosyalist Enternasyonal ile ilişkilerini karşılıklı olarak geliştirmişlerdir.
- CHP için çıkarılacak en önemli ders; güçlü, vasıflı ve inandırıcı kadrolarla topluma güven vermeleridir. CHP yöneticileri ve üyelerinin, PSOE’nin deneyimlerinden öğrenecekleri temel prensiplerin, “Dayanışma, kendi içinde bütünleşme ve hakla birlikte mücadele” olduğunu düşünüyorum.
- CHP, görüntülü ve yazılı basında Sosyal Demokrat politikalarını yeterince ve derinliğine anlatamamaktadır. Her cümlenin başında, genel başkanına referans veren ve hata yapmamak için sadece bilinen eleştiriler üzerine kurulu bir anlatım tarzının başarılı olmadığını görüyorum. Bunun için de, parti içi eğitime ağırlık verilerek, özellikle Sosyal Demokrasinin dünü ve bugününün anlatılması önem kazanıyor.
- CHP’nin, Cumhuriyetin temel değerlerini sadece koruyan değil, onları bulunduğumuz yüzyılın koşularına uygun bir şekilde yenileyen ve geleceğe dönük vizyonu olan bir görünüme ve partinin bunları harekete geçiren bir yapıya kavuşması ve bu değişimi aşağıdan yukarıya doğru tüm toplum katmanlarına yansıtması zorunludur. Atatürk’e ve devrimlerine bağlı olmak gerekli; fakat onun devrimlerini içselleştirmek, sürdürebilmek ve yeni kuşaklara taşıyabilmek için yeterli bir koşul değildir.
Önemli Not: Bu yazının hazırlamasında aşağıdaki kaynaklardan yararlanılmıştır;
Ian Kershaw, “Francisco Franco,” Der Mensch und die Macht”, DVA,2022, s. 311-345; Felipe González Márquez, Biografy, https://www.felipegonzalez.es/en/biography/; Felipe González Márquezprimeminister of Spain, Britannica, https://www.britannica.com/biography/Felipe-Gonzalez-Marquez; Spain 40 years after General Franco: change of a nation,Elcano, https://www.realinstitutoelcano.org/en/analyses/spain-40-years-after-general-franco-change-of-a-nation/; Felipe González Márquez in: Internationales Biographisches Archiv 07/2012 vom 14. Februar 2012, im Munzinger-Archiv (Artikelanfang frei abrufbar); Felipe González, Austria Forum, https://austria forum.org/af/AustriaWiki/Felipe_Gonz%C3%A1lez#cite_note-:0-1 *
[1] ‘Marina Pérez de ArcosLike Father, Like Son’: Willy Brandt and Felipe González: Democracy, Social Democracy and Internationalism in Motion in the Late Cold War, Cambridge University Press, https://resolve.cambridge.org/core/services/aop-cambridge-core/content/view/424C24F11D9BADB5DEBBF4E6A955157E/S0960777321000795a.pdf/like-father-like-son-willy-brandt-and-felipe-gonzalez-democracy-social-democracy-and-internationalism-in-motion-in-the-late-cold-war.pdf
[2] Narcís Serra i Serra (30 Mayıs 1943 doğumlu), 1991’den 1995’e kadar İspanya Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan İspanyol ekonomist ve politikacıdır.
[3] ABC (Galicia)24 Mar 2011,DANIEL IRIARTE ESTAMBUL Felipe González ve Currin, İstanbul’da bir araya geldi, https://www.pressreader.com/spain/abc-galicia/20110324/282961036654528
[4] Felipe GonzálezTimeline, https://www.felipegonzalez.es/en/
[5] Kaynakça: Felipe Gonzalez,/Helmut Kohl, Biografische Gemeinsamkeiten trotz unterschiedlicher politischer Prägungen, https://www.bundeskanzler-helmut-kohl.de/personen-1/felipe-gonzalez/
EK: Felipe Gonzalez’in Kısa Yaşam Öyküsü [5] 5 Mart 1942: Dos Hermanas, Sevilla’da doğdu.1965: Sevilla Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu;1971: Franco rejimi tarafından geçici olarak tutuklandı.1974-1997: İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Genel Sekreteri (Başkanı) (PSOE) Genel Sekreteri (Başkanı:1977-2000; İspanya Parlamentosu Milletvekili 1978: Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı seçildi. 2 Aralık 1982: İspanya Başbakanı seçildi1 Ocak 1986: İspanya’nın Avrupa Topluluğu’na (AT) katılımı; yine 1986’da İspanya’nın NATO’da kalması için oylama 1993: Aachen Karlspreis ödülü; 1996: Parlamento seçimlerinde yenilgi ve iktidarın İspanya Halk Partisi’ne (PP) geçmesiyle “González dönemi” sona erdi; 1997: PSOE parti başkanlığından istifa etti.