SODEV Araştırması – Türkiye’de Eğitim: İmam Hatipleşme, Beklentiler ve Memnuniyet Araştırması

Hükümet sürekli İmam hatip okullarının sayısını artırıyor. Peki, Türkiye’de ebeveynler çocuklarının hangi okul türlerinde
eğitim görmesini istiyor?

MEB Örgün Eğitim istatistiklerine göre 2012-2013 eğitim-öğretim yılında imam hatip ortaokullarının sayısı 1.099 iken 2018-2019 yılında bu sayı 3.394 olmuştur. Yani imam hatip ortaokullarının sayısı 6 yıl içerisinde 3 kat artmıştır. 2012-2013 yılında imam hatip okullarında okuyan öğrenci sayısı ise 94.467’den 761.787’e yükselmiştir. Bu 8 kattan fazla bir artışa işaret etmektedir. İmam Hatip Liseleri de sayısal olarak artmakla birlikte öğrenci sayıları azalma eğilimine girmiştir. İmam Hatiplere yapılan yatırımın ve bütçeden İmam Hatip okullarına yapılan orantısız harcamaların, velilerin çocuklarının geleceği ile ilgili tutku ve eğitim beklentileri açısından bir karşılığı bulunmamaktadır. Bütçe açısından bu orantısızlığa bir örnek vermek gerekirse, ERG’nin 2018 bütçesi üzerinden gerçekleştirdiği analizde, imam-hatip liselerinde öğrenci başına düşen bütçe ödeneği teklifi 12 bin 707 TL iken genel ortaöğretim okullarında bunun ancak yarısı kadar (6 bin 153 TL) olduğu görülüyor.

Oysa Türkiye’de ebeveynlerin –puan ve adresten bağımsız olarak-çocuklarını istedikleri okula gönderme şansları olsaydı, %54,5’i Anadolu Fen liselerine % 28’i Anadolu Liselerine göndereceklerini ifade ediyor. Çocuklarını yine de İmam Hatip Lisesine gönderecek olanların oranı ise yalnızca % 10’da kalıyor. Gerek ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda gerekse PISA gibi uluslararası sınavlarda okulların başarı derecelerine ilişkin okul türü farklılıklarının ve imam hatip okul türlerindeki başarısız sonuçların velilerce de algılandığına işaret etmektedir bu veri.

Okul tercihlerine ilişkin verilerde gördüğümüz bir başka çarpıcı sonuç ise, ebeveynlerin %28,8’nin eğer seçme şansları olsaydı çocuklarını özel okullara göndermek istemeleridir. Özel Anadolu Fen Liseleri ya da Özel Anadolu Liseleri, Devlet Fen Liseleri ve Devlet Anadolu Liseleri’ne paralel olarak genişleyen ve ebeveynlerce tercih edilecek bir okul sistemi olarak görülmektedir.

Türkiye’de eğitime kim ne kadar para harcıyor?

Türkiye’de eğitimin bu anlamda sınıfsal ayrım çizgilerini ortaya koyan bir “tüketim” alanı olarak öne çıktığı görünmektedir. Örneğin TÜİK’in 2018 Tüketim Harcamaları Araştırması verilerine göre, Türkiye’nin gelir diliminde ilk %20’lik dilimde yer alan grup, Türkiye’deki eğitim harcamalarının % 63,7’sini, en az kazanan son % 20’lik dilim ise, ülkedeki eğitim harcamalarının % 2’sini gerçekleştirmektedir.

Türkiye’deki veliler eğitimi genel olarak kalitesiz bulmakta, yalnızca
öğretmenlere güvenmekte, öğretmenlerden memnuniyet duymaktadır.

Velilerin okul türlerine ilişkin beklenti ve umutlarının ötesinde Türkiye’deki eğitimin kalitesine ilişkin oldukça negatif değerlendirmeleri bulunmaktadır. Velilerin %51’i eğitimi kalitesiz bulmaktadır. Türkiye’de eğitimi kaliteli bulanların oranı %19,3’tür. Diğer yandan katılımcıların % 80’i çocuklarının öğretmenlerinden genel olarak memnun olduğunu ifade etmiştir. %84’ü çocuklarının öğretmenleri ile iletişim halinde olduklarını ifade etmiştir. Eğitim sistemine olan güvensizlik ve eğitime ilişkin kaygıların, bir kurum olarak okuldansa öğretmenin rolü ve önemine yapılan vurguyu arttırdığı söylenebilir.

Ebeveynler Türkiye’de öğrencilerin dünya standartında bir eğitim alamadıkları ve aldıkları eğitimle yurtdışında iş bulma imkanlarının olmadığını düşünmektedir

Eğitimin kalitesine ilişkin algıların paralelinde Türkiye’de ebeveynlerin % 86,4’ü Türkiye’de öğrencilerin dünya standardında bir eğitim alamadıklarını düşünmektedir. %80,9’u da Türkiye’de eğitim gören çocukların dünyanın herhangi bir yerinde iş bulabileceklerini düşünmemektedirler. Uluslar arası eğitim sınavlarında Türkiye’nin son sıralardaki yerinin, ebeveynlerce de algılandığına işaret eden bu veri, Türkiye’deki eğitim sistemine olan güvensizlik ve umutsuzluğun da en önemli işaretlerinden biri olarak görülebilir.

AKP Döneminde Türkiye’de eğitimli olmanın itibarı azalıyor

Türkiye’de eğitimin gelecek için güvence sağlamadaki anahtar konumu sarsılmış görünmektedir. Katılımcıların % 72,8’i 20 yıl önceye göre üniversite mezunlarının çok daha az kazandığını düşünmektedir. Daha çarpıcısı ise ebeveynlerin %58,1’nin, daha yüksek geliri, daha yüksek eğitime tercih etmesidir. Bu veri, gelirin eğitimle ilişkisinin kopması, eğitimin gelecek güvencesi olarak görülmesinde aşınma olarak yorumlanabilir.