2019_7-15-2019Historic-Istanbul-mosque-brings-fresh-hope-to-homeless20190630_2_37131717_45701999

Mustafa ÖZEL – Uçuş

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığına 22 Mayıs 2020 tarihinde Başkan Yardımcısı Muhammed Cahit Şirin’in atanmasıyla başlayan atamalar, yer değiştirmeler ve görevden almaların bugüne hazırlığın bir göstergesi olduğunu anlamış bulunuyoruz. Özenle düzenlenmiş rakamlar, hizaya getirilmiş yüzdeler ve “resmi” yalanlar için bir hazırlıkmış tüm bu yaşananlar.

2018 yılında TÜİK’de göreve başlayan 1984 doğumlu, Endüstri Mühendisi Muhammed Cahit Şirin, çok kısa süre içinde ve henüz kurumu bile tanımadan başkanlığa getirildi. Başkan Vekili Yinal Yağan ise Sümer Holding’e Genel Müdür olarak atandı. Daha önce de Başkan Yardımcıları Enver Taştı ve Mustafa Yılmaz görevlerinden alınmıştı. Düzenlemede son nokta ise, 9 Haziran 2020 tarihinde, 26 Bölge Müdürü’nden 10’unun görevden alınması oldu.

Kadro tamam “oynayalım”

Başkan dahil üst yönetimin neredeyse tamamı, bölge müdürlerinin de önemli bir bölümü değişen yeni ve uyumlu TÜİK, olağanüstü bir çaba göstererek, olabilecek en iyi mayıs ayı işsizlik ve istihdam oranlarını açıkladı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre sadece 331 bin kişi azalarak 3 milyon 826 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,1 puanlık minik bir artış ile %12,9 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı da kabul edilebilir bir 0,2 puanlık hafif artış ile %15,2 oldu.

İstihdam oranı %4,7 azaldı

İstihdam edilenlerin sayısı, 2020 yılı Mayıs döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2 milyon 411 bin kişi azalarak 25 milyon 858 bin kişi, istihdam oranı ise 4,7 puanlık azalış ile %41,4 oldu.

Bu dönemde, istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 308 bin, sanayi sektöründe 274 bin, inşaat sektöründe 206 bin, hizmet sektöründe 1 milyon 622 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin %18,8’i tarım, %20,4’ü sanayi, %5,2’si inşaat, %55,6’sı ise hizmet sektöründe yer aldı.

Konu istihdam olunca TÜİK’in ufak dokunuşları da yetmedi.

İstihdam lazımsa bekçi alalım

Korona virüs belası, işsizlik ve istihdam konularındaki sıkıntımızı daha da arttırmıştır diye düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz! Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na göre, 2020 yılı II. döneminde toplam kamu istihdamı 2019 yılının aynı dönemine göre %4,3 oranında artarak 4 milyon 767 bin kişi oldu.

İş bulamadığı için kendini yakanların, intihardan başka çözüm bulamayan atanamayan öğretmenlerin, üniversite diplomasını pazar tezgahlarına asarak pazarcılık yapanların, işsizlik nedeniyle artan boşanmaların olduğu ülkemizde, artan kamu istihdamı hepimize nefes aldırıyor!

Ölmüşüz ama ağlayanımız yok

Aslında tüm müdahalelere, düzenlemelere ve makyaja rağmen resmi açıklamalarda bile hepimizi kaygılandıran, endişelendiren rakamlar, oranlar ve yüzdeler var. Bir de emek cephesinin açıkladığı raporlar var ki buna göre, aslında ölmüşüz ama ağlayanımız yok!

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) göre,”TÜİK açıkladığı dar tanımlı işsizlik oranı ve işsiz sayısı ile Covid-19’un yarattığı depremi yansıtmaktan oldukça uzaktır.”

DİSK’in 10 Ağustos 2020 tarihinde açıkladığı Mayıs Ayı İşsizlik ve İstihdam raporuna göre:

  • Covid-19 etkisiyle revize edilmiş geniş tanımlı işsiz sayısı ve iş kaybı Mayıs 2020’de 17,2 milyona yükseldi!
  • TÜİK’in dar tanımlı (resmi) işsizlik oranı ve sayısı gerçeği yansıtmıyor;
  • DİSK-AR, ILO’nun yöntemini esas alarak Covid-19’un yarattığı gerçek istihdam kaybını ve işsizliği hesapladı;
  • Covid-19 Mayıs 2020’de en az 8,6 milyon yeni eşdeğer istihdam kaybı ve işsize yol açtı;
  • Revize edilmiş geniş tanımlı işsizlik ve iş kaybı oranı %50 olarak hesaplandı;
  • Kadınlar Covid-19’dan daha fazla etkileniyor: Kadın işgücü yüzde 12, kadın istihdamı %10,5 azaldı;
  • İstihdam bir yılda 2 milyon 411 bin kişi azaldı;
  • İşbaşında olanların sayısı, son bir yılda 6,4 milyon kişi azaldı;
  • Ümitsiz işsizlerin sayısı bir yılda 558 binden 1 milyon 358 bine yükseldi.

TÜİK’in işsizlik hesaplama tekniği Covid-19 gibi bir salgın döneminin etkilerini yansıtmaktan uzaktır. TÜİK, Covid-19 döneminde soru setinde gerekli değişiklikleri yapmamıştır. TÜİK, sadece araştırmanın yapıldığı referans haftasından geriye doğru 4 hafta içinde iş arayanları işsiz sayıyor. Oysa Covid-19 döneminde işten çıkarma yerine yaygın olarak kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği uygulanması nedeniyle milyonlarca işçi, çalışmadığı halde istihdamda gözükmektedir. TÜİK’in yöntemine göre, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler iş aramadıkları için işsiz sayılmıyor. Bugüne kadar 3,5 milyon işçi kısa çalışma ödeneği ve 1,8 milyon işçi de ücretsiz izin ödeneği -yani nakdi ücret desteği- aldı. İŞKUR, bu kişileri işsiz saymadı.

Öte yandan kısa çalışma ödeneği alamayan, kayıt dışı veya kendi hesabına çalışıp işsiz kalanların önemli bir bölümü ise Covid-19 nedeniyle iş arama eğiliminde olmadığından işgücü piyasası dışına çıktılar ve onlar da işsiz sayılmadı.

TÜİK verilerinin detaylarına bakıldığında, Türkiye tarihinin en büyük istihdam daralması ve iş kaybı sürecinin yaşandığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işgücü, son bir yılda 2 milyon 742 bin azalarak 32 milyon 426 binden 29 milyon 684 bine geriledi. İstihdam, Mayıs 2019-Mayıs 2020 arasında, 2 milyon 411 bin azalarak 28 milyon 269 binden 25 milyon 858 bine düştü. Mayıs 2019’da 26 milyon 961 bin olan istihdam içinde olup işbaşında olanların sayısı, 6 milyon 474 bin kişi azalarak 20 milyon 487 bin oldu. İşbaşında olmayanların sayısı ise son bir yılda 4 milyon 63 bin kişi artarak 1 milyon 308 binden 5 milyon 371 bine yükseldi.

İşsiz sayısı çalışan sayısını geçti ama buzdolabı satışlarımız arttı

Dünya Liderimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise iş, işsizlik ve istihdam konularına hepimizden, herkesten farklı bakıyor. Sanırım bizde olmadığı için bilemediğimiz bir liderlik özelliği bu! Cumhurbaşkanımıza göre, ekonomisi olabildiğince güçlü olan ülkemiz “tırmanışta”. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre tırmanışın nedenleri şöyle:

“Buzdolabı satışlarına bakıyoruz, 2002’de 1milyon 88 bin, fakat bu rakam 2019’da 2 milyon 486 bin adet buzdolabı satışı var. Nereden nereye! Şu anda devamlı bir tırmanış var.

Ülkemizde yıllık çamaşır makinesi satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı, bulaşık makinesi satışı 282 binden 1 milyon 332 bin adede, fırın satışı 339 binden 817 bine yükseldi. Bunları niye söylüyorum; bütün bunlar, ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından önemli rakamlar. Vatandaşımın alım gücünün nereden nereye yükselmesi bakımından anlam ifade ediyor.

Daha detayları var, detaylarına girmek istemiyorum. Şimdi bu bize bir şey gösteriyor. Türkiye bir tırmanışta. Ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler var. Ben size bunları belgelerle konuşuyorum. Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde”

Bu sözlerin üzerine söz edenin ağzına terlikle vurmak lazım!

Rakamlar tamam ama ya hayatlar

Araştırma sektöründe hepimiz rakamları severiz. Grafiklerle anlatmayı, yüzdelerle açıklamayı… Ama rakamlar bizim için gerçeklere, bilgiye ulaşmanın bir yolu. Ulaştığımız gerçekler, sahada karşılaştığımız hayatlar da çok önemli bizim için.

Buca Belediyesi, ilçe sınırları içerisindeki apartman görevlilerin tespiti için bir tarama çalıştırması gerçekleştirdi Temmuz ayında. Ulaşılan apartman görevlileriyle de bir anket çalışması yaptı. Apartman görevlilerinin sorun ve beklentilerinin ölçüldüğü bu ankette bir soruda da “Hayattan ilk üç beklentiniz nedir?” diye soruldu. Ağırlıklı olarak, iyi bir gelecek, sağlık, çocukları için iyi bir eğitim ve elbette iş beklentileri vardı araştırmaya katılanların. Ama birinin beklentisi öyle sarsıcıydı ki, Belediye Başkanının önüne kadar gitti. Otuzlu yaşlardaki genç adamın hayattan en büyük beklentisi, mesleğini yapabilmekti. Mesleği ise öğretmenlikti!

Genç Cumhuriyetin en itibarlı mesleklerinden biriydi öğretmenlik. Çünkü onlardı aydınlanma devriminin tüm kazanımlarını yurda yayacak olan… Eseri yeni bir nesil olacak olan… Şimdi bir öğretmenin en büyük beklentisi eğitim vereceği çocuklara kavuşmak….

Çocuk sesleri isteyene çamaşır makinası gürültüsü, umudu yeşertmek isteyenlere buzdolabı soğukluğu …

Uçuştayız!

*Mustafa ÖZEL
Araştırmacı
m.ozel@panalizarastirma.com