53199ada9ea755400600004d

Hülya Karahan – Batı Basını Erdoğan’a Yüklendi

photo 7 Haziran genel seçimi, Türkiye’nin yanı sıra, günlerce tüm dünya medyasının da manşetlerine taşındı. Öyle ki; ünlü Ekonomist dergisi gönlündeki başbakanın ismini bile açıkladı.

Sadece 7 Haziran’da değil daha günler öncesinden dış basın adeta Türkiye’ye odaklandı. Türkiye siyaseti ile ilgili -özellikle “Gezi” süreci ile başlayan- daha önce görülmemiş bir yoğunlukta haber ve analiz yer aldı.

“Sen kimsin ya, ya sen bir gazetesin haddini bileceksin”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin en saygın gazetelerinden New York Times’ta çıkan bir yazı üzerine bu gazeteyi hedef almıştı. Gazete, daha seçimden önce, NATO üyesi ülkelere ve ABD’ye, Erdoğan’ı uyarmaları hususunda çağrıda bulunmuştu. “Türkiye üzerinde kara bulutlar” başlığıyla kaleme alınan başmakalede, ‘‘Ülke daha önce de siyasi kamplaşmalarla karşı karşıya kalmış olsa da özellikle bu çok daha kötü, olağandışı karanlık ve korkunç görünüyor’’ ifadeleri kullanılmıştı. Erdoğan’ın doğrulara karşı gittikçe daha düşman kesildiğini belirten makale “ABD ve Türkiye’nin NATO’daki diğer müttefikleri, izlediği yıkıcı yoldan geri dönmesi için Erdoğan’a çağrıda bulunmalı” demişti.

New York Times’ta yer alan bu yazıdan sonra Erdoğan seçim meydanlarında günlerce bu gazeteyi hedef aldı ve suçlayıcı ifadeler kullandı: “New York Times’ın bu görevi yeni değil. Her yerin gazete olsa ne yazar. Bu gazete, Allah rahmet etsin Sultan Abdülhamit’e de aynı şeyi yaptı. Ondan sonra aynı şeyi rahmetli Menderes’e, rahmetli Turgut Özal’a da yaptı. Ve bana da yaptı. Bunu 1896’da Sultan Abdülhamit’e yapan bir gazete bir görevi ifade ediyor. Bunun arkasında hangi gücün olduğu belli. Bu güce verilen talimat istikametinde hareket ediyor. Gezi olaylarında falan da aynı görevi üstlendi. Aynı görevi BBC de yaptı, CNN yaptı. Hepsi yüklendiler. Dert ne biliyor musunuz; Türkiye’yi zayıf düşürmek, Türkiye’yi bölmek, parçalamak, ondan sonra yutmak. Ama buna fırsat vermeyeceğiz. Affedersin bu üst aklın güdümündeki malum yapılar bu işi başaramayacaklar.”

…ve 7 Haziran gelip çattı; daha uluslararası haber ajansları Türkiye’deki seçim sonuçlarını geçmeye başlamadan sosyal medyaya New York Times’ın yeni bir editoryal açıklaması düştü: “ Erdoğan karaya oturdu”.

New York Times’ın Erdoğan için kullandığı ifadeler bu kez daha ağır oldu: “Türk seçmeni yapılan tarihi seçimde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisini iktidardan indirdi. Anayasayı baştan yazma ve Amerikan tarzı bir başkanlık sistemi getirme hırsını ise elinin tersiyle tepti. Seçim sonuçları, her sene gücünü daha da artıran Sayın Erdoğan’a büyük bir darbe vurdu. Seçim sonuçları, iki yıl önce hükümet karşıtı protestoları güç kullanarak dağıtan Erdoğan karşısında, Kürtler, liberaller ve laik Türkler için büyük bir zafer oldu. Seçimlerin Erdoğan ve AKP için açık bir yenilgi olduğunu yazan gazete, Erdoğan’ın, başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına geçerek artırdığı gücünü bu seçimlerle yitirdiği değerlendirmesini yaptı.

HDP Türkiye politikasını olgunlaştırdı

7 Haziran seçiminin ardından geniş bir analize ve uzman görüşlerine yer veren bir diğer önemli ABD gazetesi Washington Post oldu. Bu gazete analizinde HDP ile ilgili şu satırlara yer verdi: “Bu seçimin en büyük galibi, hiç kuşku yok ki, %13 oy alarak %10 barajını aşan solcu parti HDP oldu. Kürtler tarafından kurulan, liberaller ve AKP’ye karşı olan laikler tarafından desteklenen HDP Erdoğan’ın çoğunluğu kaybetmesinde çok önemli bir rol oynadı. HDP 30 yıldır Türkiye devletine karşı savaşan ve ABD tarafından terör örgütü listesine alınan, PKK ile olan bağlarının bilinmesine rağmen; Selahattin Demirtaş gibi karizmatik bir liderin performansıyla yükselişe geçti ve Türkiye politikasını olgunlaştırdı.”

Dünyada dış politikanın nabzını önemli ölçüde tutan Foreign Policy Dergisi ise bir ironiye dikkat çekti ve 7 Haziran’ın Türkiye siyasetinin ve demokrasisinin kilometre taşı olduğunu belirtti. Dergi “Türk seçmeninin gizli silahı” başlığını attı ve Selahattin Demirtaş’ı kastederek “karizmatik bir lider Erdoğan’nın başağrısı oldu” alt başlığını kullandı.

Foreign Policy , satırlarında Türkiye ile ilgili ilginç bir ironiye dikkat çekti: “Kürtler ve İslamcılar, Türkiye’de her zaman varlardı. Ama hep dışlanıp marjinalize edildiler. Son yıllarda ise İslamcılar bu dengeyi bozdu ve en önemli politik güç haline geldi. Bu nasıl bir ironi? Kürtler Türkiye’yi otoriter İslamcılardan kurtaracak tek güç olma yolunda mı?”

BBC; Guardian; Times; Le Monde; Le Figaro

İngiltere’de yayın yapan hemen hemen tüm gazeteler de 7 Haziran seçimini manşetlerine taşıdı. İngiliz gazetelerindeki haber ve yorumlar ABD medyasından pek farklı olmadı; hemen hemen hepsinde ortak fikir, Erdoğan’ın Türkiye siyasetinde gücünü kaybettiği yolundaydı.

İngiliz gazete The Guardian tamamını ayırdığı birinci sayfasından Türkiye’deki seçim sonuçlarını “bomba etkisi yaratan bir sürpriz, Erdoğan, son 10 yılın en kötü yenilgisini aldı” sürmanşetiyle verdi. İç sayfalarda ise yine Erdoğan’ı hedefine koydu ve “Erdoğan, Türkiye’deki seçimlerde küçük düşürüldü.” diye yazdı.
İngiltere’nin en ciddi gazetelerinden olan Times “Anayasayı değiştirmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan için sonuç mağlubiyet oldu” dedi. Gazete, Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin gibi güç kaybetmekten korktuğunu ve AKP’nin 13 yıllık tek parti iktidarının, HDP’nin seçim barajını aşmasıyla birlikte koalisyon hükümeti kurmakla yüz yüze kaldığını belirtti.

Fransız gazeteleri ortaya çıkan seçim tablosundan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı diğer Batı gazeteleri gibi çok sert eleştirel manşetler attı. Fransa’nın en önemli siyasi gazetelerinden biri olan sol liberal Le Monde, Erdoğan’ın Sultan olma rüyasının bittiğini yazdı. Seçimlerin AKP için büyük hezimet olduğunu belirtti. Bir diğer Fransız gazetesi muhafazakar Le Figaro: “Erdoğan için yıkım gecesi” manşetini attı.

“Sultanın kibri yerle bir edildi”

İtalyan basını da Türkiye’de yapılan genel seçimlere kayıtsız kalmadı. La Repubblica gazetesinden Marco Ansaldo imzalı yazıda “Türkiye’de heyelan ve dönüm noktası” başlığı kullanıldı. “Sakin bir konuşma tarzına sahip olan, azınlıkları, kadınları ve eşcinselleri savunan Selahattin Demirtaş, seçim kampanyasında Erdoğan’a kafa tuttu. Beyaz gömlekli temiz yüzlü bir Kürt ilk kez Türkiye meclisine giriyor ve Sultan’ın kibrini yerle bir ediyor” ifadelerine yer verildi. Bir başka italyan gazetesi olan La Stampa ise İsrail’de bulunan Kudüs temsilcisinin görüşlerine yer vermeyi tercih etti. Kudüs temsilcisi Maurizio Molinari yazısında, Erdoğan’ın Hamas ve El Nusra’nın hamisi olduğunu belirterek, “artık bu müttefikleri korumayı başka yerde arayabilir” dedi. Molinari, yazısına “Ortaya çıkan tablonun, Ortadoğu’da da öngörülemez sonuçları olacak ve bir domino etkisi yaratacak” şeklinde devam etti.

Alman medyası ise bu seçime ABD, İngiliz ve İtalyan basınına oranla daha soğukkanlı yaklaşmayı tercih etti. Die Welt gazetesi, ”Erdoğan ve partisi AKP’nin durdurulamaz gibi görünen yükselişi sona erdi. Şayet üç muhalefet partisi büyük bir hata yapmazsa, bu seçim AKP için sonun başlangıcı olabilir” ifadelerine yer verdi.

Gazete, Gezi protestolarıyla birlikte halkta iktidara karşı bir tepki oluştuğunu, AKP Hükümeti’nin bunu görmezden geldiğini, ama Pazar günü yapılan seçim sonucunda çok şeyin değiştiğinin görüldüğünü belirtti. “Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin durdurulamaz sanılan yükselişi durduruldu” diye yazan Die Welt, CHP ile ilgili olarak da ilginç bir yorumda bulundu: “Gezi ile birlikte CHP de ulusalcılıktan biraz olsun uzaklaştı”. Ayrıca HDP’nin, Kürt sorununun demokratik yoldan çözümüne daha çok yer vererek Türkiye’nin Batı illerinden de oy almayı başardığını belirtti.

Özetle Amerika ve Avrupa medyasında Türkiye’de yapılan 7 Haziran parlamento seçimi ile ilgili haber ve yorumlarda daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirildiği ve HDP’nin başarısına vurgu yapıldığı göze çarptı. Benzer durum İran ve Arap basınında da görüldü.
Erdoğanizm bitti!

İran’ın resmi Fars Haber Ajansı, Türk halkının herhangi bir partiye tek başına hükümet kurma yetkisi vermediğini yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sürecinde mitingler yaptığını aktaran Ajans, bunun tarafsız olması gereken Erdoğan’a tepki olarak döndüğü değerlendirmesinde bulundu. Fars Haber Ajansı, “Erdoğanizm bitti” başlığıyla yayınladığı haberde, “Türk halkı Erdoğan’ın politikalarına hayır dedi” ifadesini kulandı. İran’ın önde gelen gazetelerinden Şark da Türkiye’deki parlamento seçimini manşetine taşıyarak “Türkiye’de demokrasi kazandı, Erdoğan yenildi” anlatımına yer verdi.

Katar merkezli El Cezire ise Caleb Lauer imzalı haberinde: “AKP’nin koalisyon ortağına ihtiyacı var . 80 sandalye alan Milliyetçi Hareket Partisi koalisyon ortağı olmak için en iyi seçim olur, ama AKP ve MHP ortaklığı oldukça güç yürüyebilir: MHP Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bazı şeylerle arasına mesafe koymasını istiyor; bunlara ise AKP’nin söz vermesi imkansız ve MHP çok katı bir şekilde hükümetin PKK ile müzakere etmesine karşı” diyerek gönüllerindeki AKP-MHP koalisyonuna atıfta bulundu.

Ünlü Economist ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kastederek “Sultan zor durumda” başlığını attı ve Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün mükemmel bir başbakan adayı olabileceğini öne sürdü. Ekonomist görüşünü, “Muhalefetin etkisizliği nedeniyle Türkiye’de bir süre daha değişim muhtemelen AKP’nin içinden gelecek gibi görünüyor. AKP’nin önde gelen isimleri arasında Cumhurbaşkanı’nın selefi Abdullah Gül de var. Seçmen sayın Erdoğan’ın kutuplaştırıcı tarzını ve otoriter çizgisini sevmediğini net bir şekilde söylüyor. Aslında AK Parti’nin kurucularından biri ve eski bir Başbakan olarak Gül, Erdoğan’ın karşısında duracak itibara sahiptir ve yeniden mükemmel bir başbakan adayı olabilir” şeklinde belirtti.

Ekonomistin bu yazısı da gösteriyor ki, 7 Haziran seçimine olağanüstü ilgi gösteren Batı basınının bazı organları muhalefeti “etkisiz” ilan etmekle kalmayıp AKP’nin başına yeni bir lider arayışına girerek Türkiye’de yeni başbakanın kim olması gerektiğini bile açıkça yazdı.

*Hülya Karahan,
Gazeteci,
hulyacar2001@yahoo.com