Ferlâl Örs | Mehmet Şakir Örs – ​Toplumsal Gazetecilik – Köşe Yazarlığı ve ‘Toplumun Vicdanı’ Olmak

Geçtiğimiz günlerde sonsuzluğa uğurladığımız, gazetecilik mesleğinin ve basınımızın simge isimlerinden Bekir Coşkun; kendine has kalemiyle, özgün yazılarıyla, basında başlı başına bir ekoldü. Akıcı üslubu ve ince mizahıyla, o halkın ve toplumun vicdanıydı. Aynı zamanda gazetecilik alanında da örnek ve simge bir isimdi. O’nu ve yazılarını her daim arayacağız ve çok özleyeceğiz.

Bu makalemizle; 2007 yılında düzenlenen ‘Duygusal Zeka ve İletişim Sempozyumu’na sunulan “Gazetecilik Mesleğinde Sosyal Bilincin Önemi – Bekir Coşkun’un Yazılarının Sosyal Bilinç Açısından Değerlendirilmesi / Prof. Dr. Ferlâl Örs” başlıklı bildiriden yararlanarak; günümüzün basın yayın alanını büyüteç altına almak, Bekir Coşkun’un gazetecilik anlayışını irdelemek ve anısına saygı sunmak istiyoruz.

Sosyal bilinç ve gazetecilik

Toplumsal yaşamın giderek karmaşıklaştığı günümüzde insanlar, her zamankinden daha fazla birbirlerini anlama, tanıma ve iletişim kurma gereksinimi duymaktadır. Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için, olayları başkalarının açısından görebilmek, insanlara önyargılardan uzak, hoşgörüyle yaklaşabilmek ve farklılıkları kabul edebilmek büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, sosyal iletişimin konularından olan duygusal zeka, en fazla ilgi duyulan ve tartışılan alanların başında gelmektedir. Duygusal zekanın özelliklerinden olan sosyal bilinç, başkalarının duygularını anlamak, onların düşünce ve duygularıyla yakından ilgilenmektir. Sosyal bilinç, başkalarının duygularını hissedebilme, onların bakış açısı ile düşünebilme ve onların endişelerine ilgi duymakla yani empati ile başlamaktadır.

Duygusal zeka, sosyal bilinç ve empati, toplumla, insanlarla yakın ilişkiler gerektiren meslek dallarından olan gazetecilik açısından da büyük önem taşır. Gazetecilik, toplumla ve insanlarla en yakın, en iç içe mesleklerdendir. Bu nedenle gazetecilerin toplumun duygularını, acılarını, endişelerini, sorunlarını hissedebilmeleri; onların bakış açısı ile düşünebilmeleri önemlidir. Kısaca, kendini onların yerine koyabilmeli, onların sorunlarıyla yakından ve etkin bir biçimde ilgilenmelidir.

Gazetecilik mesleğine toplumsal bakış

İletişimin – gazeteciliğin, öneminin ve etkisinin arttığı günümüzde; gazeteciler, toplumun nabzını ellerinde tutmaktadır/tutmalıdır. Özellikle geniş okur kitlesine ulaşabilen köşe yazarları, bazen kamuoyu üzerinde siyasi parti liderlerinden de fazla etkili olabilmekte; geniş kesimlerin fikir, tutum ve davranışlarını etkileyip yönlendirebilmektedir. Dolayısıyla basın-yayın organlarının, gazetecilerin, toplumsal ve etik sorumlulukları giderek artmaktadır. Bu nedenle, bugün gazetecilerin en önemli görevlerinden biri, dürüst, adil, doğru, dengeli ve toplum merkezli bir yaklaşımı benimsemektir. İşte Bekir Coşkun, böylesi bir gazetecilik anlayışının önde gelen temsilcisiydi.

Bekir Coşkun’un yazıları incelendiğinde; hemen tamamının, sosyal bilincin başlıca ölçütleri ile örtüştüğü ve buluştuğu görülür. Güncel siyasal, kültürel, toplumsal gelişmelerin konu alındığı yazılar; sosyal farkındalık ve duyarlılık, başkalarını dinlemek ve anlamak, kendini başkalarının yerine koyabilmek, başkalarının sevinç üzüntü ve sıkıntılarını hissetmek, farklılıklara hoşgörü ile yaklaşmak, ötekini anlamak, mağdur ve zayıf olanları önemsemek, onların sorunları ile ilgilenmek ve destek olmak, hayvan sevgisi ve çevre duyarlılığı gibi sosyal bilinçle ilgili mesajları bütünüyle içermektedir.

Bekir Coşkun’un yazılarında duygusal zeka, sosyal bilinç ve empati

Bekir Coşkun’un köşe yazılarının hemen tümünde; konularını duygusal ve mizahi olduğu kadar, eleştirel ve gerçekçi bir anlayışla ele aldığı görülür. Coşkun’un yazıları, onun sol ve toplumcu bir dünya görüşüne sahip olduğunu her yönüyle ortaya koyar. Gelişmiş bir politik bilince sahiptir. Politik gerçekliklerin, toplumsal gündemin, sosyal ağların ve güç ilişkilerinin tümüyle ayırdındadır. Yükselen gericiliğe karşı aydınlanma geleneğini, Cumhuriyet ilkelerini, Atatürk devrimlerini ve çağdaş değerleri cesur bir şekilde savunur. Fanatik milliyetçiliğe ve ırkçılığa karşı sık sık hoşgörü, barış ve sevgi temalarını vurgular. Yazılarında insan hakları kadar, aynı zamanda hayvan haklarına da genişçe yer verir. Çevrenin, doğanın kirletilmesine ve bozulmasına karşı son derece duyarlıdır. Aile bağlarına, dostluk, sevgi ve aşka büyük önem verir. Duygusal ve naif olduğu kadar haksızlıklara, yanlışlıklara karşı son derece cesur tepkiler gösterir. Kendine özgü ironik yaklaşımıyla hem düşündürüp hem de güldürebilmeyi daima başarır.

Yazıları üzerinde yapılan analizlerin sonucu olarak, Bekir Coşkun’un duygusal ve mizahi biçem ile gerçekçi ve eleştirel biçemi ustaca kullandığını ve bu bağlamda da, her ikisini bir araya getirerek geniş kesimleri etkileyen, ses getiren yazılar ortaya çıkardığını vurgulayabiliriz.

Günümüz gazeteciliği ve Bekir Coşkun’un ‘toplumsal gazetecilik’ anlayışı

İnsanlarla doğrudan ve yakın ilişkiler içinde bulunan gazetecilerin, sosyal bilinç düzeylerinin ve empati becerilerinin yüksek olması gerekmektedir. Toplumsal yaşamın karmaşıklaştığı ve sorunların giderek arttığı günümüzde, bu özelliklerin önemi daha da artmıştır.  Gazetecilerin görevi, sadece haber toplamak ve yazmak değildir. Bunlar, onların rutin görevleridir. Asıl önemli görevi, toplumun sorunlarının ve gereksinimlerinin farkında olmasıdır. Toplumun sesini dinlemesi ve duymasıdır. Gazeteci, toplumun nabzını elinde tutmalı, onları anlamalı ve olaylara onların gözüyle bakabilmelidir. Sorunlarının çözümü için onlara yardımcı olmalıdır. Sosyal bilinç temelli yaklaşım, bir gazeteci için toplumsal olduğu kadar, etik bir sorumluluktur.

Sosyal bilinç ve empatik yaklaşım, gazetecinin toplumu daha iyi anlamasına yardım ederken, toplumun bilinçlenmesine ve katılımcı demokrasinin gelişmesine de katkıda bulunur. Bu yaklaşımın pratikteki uygulama yöntemi, “yurttaş (kamu) gazeteciliği” olarak adlandırılmaktadır. Giderek toplumdan uzaklaşan, magazinleşen ve gerçek işlevinden uzaklaşan medya hızla güven kaybetmektedir.

Bütün bu gelişmelerle birlikte, günümüzde basın yayın alanının siyasal nedenlerle çevrelenmiş olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Bu bağlamda, sansür ve otosansür uygulamaları basında yaygınlaşıyor. Medyanın güven kaybı problemi, artarak devam ediyor. Yaşanan bütün bu olumsuzluklara karşın, toplumu ve özellikle mağdur durumda bulunan insanları temel alan, toplumsal gazetecilik yaklaşımı, medyanın kaybettiği güveni tekrar kazanmasına yardımcı olacaktır, olmalıdır.      

Bekir Coşkun, her yönüyle örnek bir gazeteciydi

Sosyal bilinç ve empatik iletişim, toplum üzerindeki etkinlikleri nedeniyle, köşe yazarları açısından da önem taşır. Bu konuda gazeteci-yazar Bekir Coşkun özgün bir örnekti. Toplumcu dünya görüşüne sahip olan Bekir Coşkun, ‘Onuncu Köy’ başlıklı köşesinde, ‘insanların, hayvanların ve doğanın gözcüsü ve sözcüsü’ işlevini ve misyonunu yerine getiriyordu. Bu bakımdan da etkin bir yurttaş ve kamu gazeteciliği örneği veriyordu. Coşkun, duygusal ve mizahi biçem ile gerçekçi ve eleştirel biçemi ustaca kullanarak, kendine özgü bir tarz yaratmıştı. Bu bağlamda, rahmetli Bekir Coşkun’un; duygusal zeka ile akılcı zekayı bir araya getirerek, geniş kesimleri etkileyen, ses getiren yazılar ortaya koyarak, çarpıcı bir örnek oluşturduğunu düşünüyoruz.

Özgün üslubuyla, etkin ve ses getiren yazılarıyla basınımızda derin izler bırakan Bekir Coşkun, inanıyoruz ki hiçbir zaman unutulmayacaktır. Yazılarının tiryakisi olan bizler ve tüm okurları, yazılarını her zaman özleyeceğiz.

*Ferlâl ÖRS
İletişim, Prof. Dr.,
ferlal@hotmail.com

*Mehmet Şakir ÖRS
Gazeteci-Yazar,
mehmetsakirors@hotmail.com