tumblr_mcnw2o0TBK1qi648mo1_1280

Erol Kızılelma – Savaşa Hayır

erol kizilelma

 

AKP’nin, iktidarı sürdürme yolunun, toplumsal uzlaşmadan değil de toplumda yeni yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratmaktan geçtiğini düşünmesi ülkemiz için büyük bir handikap. Hele, nasıl elde ettiği tartışmalı çoğunluk oyu ile toplumun geneli üzerinde baskı kurma hakkının olduğunu düşünmesi, yaşadığımız her günü bir karabasana dönüştürüyor. Haziran ayında yaşanan direniş süresince, görmeyen gözler, duymayan kulaklar bile, AKP’nin demokrasi anlayışının ne menem bir şey olduğunu anladı. Ama görünen o ki, AKP iktidarı, halkımız başına yeni ve daha büyük belalar açmaya aday.

AKP’nin ekonomik anlamda ülkeyi bir uçuruma doğru sürüklediği biliniyordu. Her ne kadar bu konuda, AKP’ye toz kondurmayanlar, ekonomik mucizelerden bahsedenler olsa bile, büyük bir çoğunluk bu ekonominin sürdürülebilir olmadığı konusunda hemfikir. Hem de üstelik savaş kışkırtıcılığına soyunmuş olan bir iktidar eliyle.

Evet, ne yazık ki, savaş tamtamları kulağımızın tam dibinde çalıyor. Bu bölgeyi, Ortadoğu’yu bütünüyle felakete sürükleyecek olan bir savaş, özellikle de AKP iktidarı eliyle kışkırtılmakta. Ekonomiyi yönetemeyen ve Gezi Parkı olayları sonrasında ülke yönetimi konusunda iyice otoritesini kaybetmiş olan bir iktidar, kendisi açısından çıkış yolunu bir savaşa katılmakta görebilir. Ama bunun bedelini ödeyecek olan halkımızdır. Savaşın, açlık, yoksulluk, gözyaşı, acı ve ölüm demek olduğunu artık hepimiz biliyoruz. O nedenle bu konuda çok duyarlı olmamız ve en geniş katılımla SAVAŞA HAYIR diye bağırmamız gerekmektedir.

Bu sayımızı sosyal demokrasiye ayırdık. Sosyal demokrasinin Türkiye’de ve dünyada karşılaştığı sorunlar teorik düzeyde ele alındı. Aynı bağlamda, CHP’nin sosyal demokrasiye evrimleşme yolunda karşılaştığı sorunlar da yazarlarımız tarafından irdelendi. Türkiye’nin karanlıktan aydınlığa çıkmasının; emekten yana politikalar üretilmesinin; yoksulluğun ve işsizliğin üzerine kararlılıkla gidilmesinin yolunun sosyal demokrat bir iktidar eliyle mümkün olacağına inanıyoruz. Bu inançla, zaten dergimizin üstlendiği misyon gereği, sosyal demokrasiyi çeşitli boyutlarıyla tanıtmaya, yeni sosyal demokrat politikalar üretilmesine katkı vermeye çalışıyoruz.

Geçtiğimiz ayın dikkatimizi çeken önemli olayları arasında olan, Ortadoğu’da, özellikle de Mısır’da yaşananlar, bu bölgede demokrasinin kurumsallaşmasının ne kadar zor ve zaman isteyen bir konu olduğunun göstergesi. Bir zamanlar bölge için kurtuluş reçetesi olarak sunulmuş olan ılımlı İslam projesi ise, aldatmacadan başka bir şey olmadığı ve demokratikleşmeye katkı veremeyeceği inacıyla gözden düşmüş durumda; hem Mısır’daki, hem de Türkiye’deki uygulamalarıyla.

Yazı oldukça sıcak yaşadık. Bu kışın da sıcak geçeceği bekleniyor. Dileğimiz demokrasi ve özgürlükler konusunda halkımızın özlemleri doğrultusunda gelişmeler yaşanması. Bu arada CHP’nin 90. yılını kutluyoruz; “gelecek sosyal demokrasi” diyoruz. O geleceğe ilişkin umutlarımızı odaklaştıran, sosyal demokrasinin siyasal düzlemdeki tek kitlesel temsilcisi CHP’ye ağır sorumluluklar yüklenmiş olduğunu bir kez daha anımsatıyoruz…

Selam ve sevgilerimizle…

*Erol Kızılelma, SODEV Başkanı
ekizilelma@hotmail.com